bir ağacın altında yapılacaklar

bazen sırtını yaslarsın etrafa bakarsın derin bir nefes alırsın güvendedir sırtın ağaç sana dayanak olur biraz rahatsızdır kıymığı batar ama oda kendince seni selamlama şekilidir
ağaç seni dinler sana senliği aşılar kendinden olduğunu hatırlatır sana ve o kadar ağaç varsa etrafta senin kalbini birisi cezbeder sen ona ait olduğunu ve kısa bir sürede olsa onunla lezzetli bir sohbet edeceğin anlamını taşır aslında ağaça sen gitmemişsindir ağaç seni davet etmiştir
hele hele meyva ağaçıysa o toprakta onun düşen meyvaları vardır onları yiyen karıncalar haşerat bulunur bolca ama korkutmasın ve iğrendirmesin sen hepsi kendi rızıkı telaşına girmiştir onlar senin benim gibi avaremidir ki çalışmayı bırakıp bizimle ilgilensin onları besler ağaç ama kibire kapılmaz bizim olan hangi bir şeyi bu kadar kolay dağıtıyoruz hem o haşerat ağaca zarar verir ama yinede ağaç ikramını kesmez dalına bir kuş yuva yapar ağaç yine sesini çıkarmaz o dala su ilerletmeyi kesmez kurutmaz o dalı hatta hisseder ve daha çok kalın olur kuşun yaptığı yuvanın dalı sığınak olur ona dayanak olur üstünde dal varsa daha çok yaprak çıkar orda ki yuvayı diğer mahlukattan korusun ağaç bunları düşünür
bunlar yetmezmiş gibi ona su bile vermeyen insan geldin mi buyur eder düşünmesine sebebiyet verir köklerini hissetmen için açar kendisini sana senin elin olmadan da yetişir bi ağaç teslim olmuştur çünki kökünden haberi haberi vardır tohumdan haberi vardır o tohumu taşıyan kuştan onun üstünü rüzgarla toprakla kapatandan haberi vardır herşeyin yetmezmiş gibi susar susar kavrulurda serinlemesini bekler sabırla yaprak döker ama bir yudum suda açar gene yapraklarını küsmez inat etmez en küçüğünden yararlanacak canlıyı düşünür ondan ağaç

ağaç altında soluklanmak insana iyi gelir iki elin avucunu toprağa bastırırsın çekecek zannedersin toprak seni
bir an gözlerini kapattığında duyarsın uğultuyu bir gökyüzüne baktığında dalların birbirine deymediğini görürsün ve rüzgarla sallandığını görürsün ağaçın biraz daha durursan sesini duyarsın ağacın kısık bir çığlıktır o

yaslanın bir ağacın gövdesine sırtınızda onun izi çıksın eliniz toprağa deysin...

boş boş yatacaksın. arada rolantiye almak lazım.

kafaya sıkmaktır.

şöyle bir tanım girmek mesela.

uyumak.

yatıp uyumak. ohh püfür püfür eser bir de. mis mis.

istirahat.

(bkz: ayıp söylenmez ihihi)

dün bi mezarlığın yanındaki defne ağacının altında uyudum 2 saat kadar bütün gece deliksiz uyusam o kadar dinlenirdim
yeni favorim.

yılan, akrep çıkmaz mı ya nasıl uyumak

iki ağacın gölgesini hamak takmak için tercih ederim. çoğunluk gibi aklıma gelen yatıp uyumak. ama altında uyulacak ağacı doğru seçmek lazım. özellikle meyve ağaçlarını tercih etmek kafa yararlanmalarına sebep olabilir.

(bkz: bir bağlacın altında yapılacaklar)

(bkz: sevmek sevilmek)

kalkip gitmek. karinca gelir ustunuze uyumayin oralarda.

ayakları uzatıp gölgesinde uzanmak.

esintiyle beraber dalların sallanışını izlemek bırak bedeni ruhu dinlendirir.

bir kitapta denk gelip de duraksadığım bir cümleyi hatırlatmıştır.
"seninle bir ağacın altında oturacak kadar güzel günlerimiz olmuştu."
evet, daha güzel bir şey yapılamaz herhalde. çünkü akla gelebilecek mizahi şeylerin tamamını ayıklarsak, yeryüzünün en görkemli bu doğal şahitlerinin yanında, insanlar da sanki daha bir yalansız oluyor.

serdiğiniz örtünün üstüne yatıp, kulaklığınızı takarak en favori şarkınızı dinlemeniz. miss gibi kurulan hayaller de işin promosyonu tabi!

"yatırıp yatırıp çam dibine!" diye bir türkümüz vardı hatta...yatırılan da "can hatice" ydi...

hatta gözleri ceylan hatice'ydi!!

demek ki ağaç altında pekçok aktivite, türküye göre, mümkün....