bir erkek için evlilik

bir erkeğin 21. yy'ın olağan karşılanan dizilerle normalleştirilen aldatılma, ekonomik külfet altına girme, dırdır çekme gibi birtakım mecburiyetlere nasıl girdiğini açıklayan başlıktır.

şimdi efenim erkeğimiz zekidir, çalışkandır, ahlaklıdır fakat onu da askerlikten ve iş bulmaktan sonra sırası gelen evliliğe ciddi baskılar altında nasıl gireceği bir muammadır. bekarlık sultanlıktır deyip halinden memnun olan erkeğimiz bir kıza tutulmuştur. halbuki çevresindeki tek kız o değildir ama onun istediğine olanaklar itibariyle en erken erişim sağladığı için kararını vermiştir.
işte kafasında tam bu anda soru işaretleri belirir. "ben mi... evlenmek...hayatım zehir olacak.. karşılığı ne olacak.." kalp titremeye, akıl tutulmaya başlanır bu evrede.
ve erkeğimizi makinaya bağlarlar. hayır matrix evrenine geçmek için değil beynini yıkamak için.
saatlerce aç susuz ona reklam izletirler, tv önünde açıktır, onu özendirecek meyve soyan hanım figürü aşılanır.
makinaya bağlanmadan önce varsa karışık yükle abi denir. yükleme tamamlanır.

davullu zurnalı düğün yapılır. kaynılar çeyizde kavgasını da etmiştir üstelik. tarafların aileleri arasında bir husumet baş göstermiştir. erkeğimiz yıllarca düğün masraflarını ödemek ve bu sürede aynı zamanda eğlenmek için 5 yıllık kalkınma planları hazırlamıştır. içi feraha ermiştir artık.
hanımına der ki kak kız çay koy da içek. kabalıktan, erillikten ziyada erkeğimizin tek istediği samimiyet çerçevesinde sevdiceğine sarılarak çayını içmektir. tv'de biten reklamların ardından sonu gelmeyen siyasi tartışma programları ya da şirket temalı diziler izlenecektir güya. erkeğimiz artık sistemin bir dişlisi olacaktır ve bununla güven duyacaktır. ama o da ne ?
kadınımız çay teklifine şöyle der "kalk kendin koy a....k.... çocuğu kölen yok senin"

erkeğimiz gözyaşları içerisinde tuvalete gidip mastürbasyon yapar. ertesi gün olur arkadaşları, eşrafı sorular sorar ona. evlenmek nasıl bir şey derler. erkeğimiz biraz mağrur biraz da nemli gözleriyle hayatımda aldığım en doğru karar, nikahta keramet varmış, sen de evlen der. çünkü kimsenin ondan fazla mutlu olmaya hakkı yoktur. o mutsuzsa çaktırmadan herkes mutsuz olsun ister.
ve o an anlar. ömründen 25.3 sene gitmiştir. kara günler için bu daha başlangıçtır.
borç harç altında ezilen erkeğimizin huzuru da kalmamıştır, stres altında karısına da vakit ayıramaz. çünkü o artık kronik bir depresiftir. karısı ona dava açar "erkeklik görevini yapmıyor" diye. kara günlerin bir günü de budur. nafucka....

baskıdır. yukarıdaki şaman dayı özetlemiş. askerlik geçti iş okey yer sağlam millet evlen diye baskılıyor. sizin bulduğunuz kız üç beş gün sonra kalk çayı kendin koy bit yavrusu it hizmetçin miyim ulan ben diyecek diye savunma yapıcam yarın xd.

günümüz koşullarında intihar ile yarışır.

doğru insanla yaptıysa, cennettir.
az doğru insanla yaptıysa, çeşitli hobilerle yine cennet olabilir.
ama yanlış insanla yaptıysa, geçmiş olsun.
iki taraf için de üzücü.

suyun berraklasmasi gibidir.bnim icin öyle oldu.

bekarlık ile arasındaki tek fark telefon açıp bildirim yapması

külfettir , eziyettir , zulümdür.
çünkü biz erkekler çok eşli varlıklarız. rahatsız olan başını öte tarafa çevirebilir.
meriçliğin lüzumu yok.

türkiye' de kebap iş. ev işi, çocuk bakımı kadının üzerinde. evde adaletsiz bir iş dağılımı var. kadın bir de çalışıyorsa evi ikinci iş yeri oluyor. sonra da o yorgunlukla kocasının gönlünü eylemek zorunda.
evli erkekler evlendikten sonra bir semiriyor kadınlar yazık çöküyor.

türk tipi evlilik kapatılsın.

asgari ücret alıyorsa korkunç bir şey erkek için evlilik. maalesef asgari ücret alan bir erkeğin kadın çalışmadığı sürece geçinmesi çok zor. türkiye'ye hoşgeldiniz.

cehennemdir.