bir insanı türkü yazmaya iten neden

genelde neşet ertaş dinleyince aklıma gelir. aslında kişiler biraz bahane gibi gelir bana .leyla olmasaydıda yine bir şeylere yazardı usta türkülerini .ağzı fındık burnu kahve fincanı diyerek aşkını anlatan bir insanın leyla’ya veya elife türkü yazdığına inanmak gelmez içimden .o aşka ,kavuşmaya yazardı türkülerini .isimler hep bir bahaneydi

genelde dertlerdir. bir şekilde bunu dile getirme isteği vardır insanın içinde.

dur türkü yazayım diye yazılmaz türkü... yaşanmışlıklardan alıntılar yapar. mesela muharrem ertaş kova kova indirdiler yazıya türküsünde bir cümle etmiş...
"mor sinekler konmuş ahu gözüne"
bu cümleyi, sevdiğinin ölü bedenini ve donuk, açık gözlerine mor sineklerin konduğunu görmeyen biri asla yazamaz....

aşkta ayrılık, aşkta engel ve aşka özlemdir.
henüz bildiğim ''oh kavuştum, nazlı yari koynuma aldım, keyfim beyde yok '' şeklinde bir halk türküsü olmamasıyla tümden gelerek vardığım sonuçtur. kavuşan birey türküye dökme ihtiyacı duymamış , duysa da rağbet görmemiş olmalıdır.
benzer duygular taşıyan bireylerin, iyi türküleri ödünç alması yoluyla türküler yayılmış olmalıdır.

odasının kireç tutmaması.

leyla bir yana, neşet ertaş yalan dünya belgeselinde gönül sazının telinin nasıl bağlandığını anlatıyor;

bir düğünde ( evet düğünde! ) son nefesini vermek üzere olan bir gencin son isteği olarak, ne çaldığını da bilmeyerek türküler okur. eve geldiğinde de "anam ağlar başucumda oturur" dizelerini yazmıştır artık.

edit: belgeselin ismini yanlış hatırlamışım, "garip" olacak. 14:25

türkü yazılmaz, türkü yakılır. yazılan şeye türkü değil şarkı denir.

tüm küfürlerin bittiği noktada türkü yazarsın.
rapin sazlı hali gibi. misal.
olmayadabilir.. bu benim görüşüm.

can sıkıntısı. benim de tek manzaram dağ taş olsaydı paso yazardım. ha ben post-modern olduğunu iddia ettiğim şeyler s.çardım, bu adamlar da kapasiteleri ölçüsünde fazla basit ve acıklı şeyler uyduruyor işte. sırf sonraki dizeyle kafiyeli olsun diye abuk subuk şeyler yazıyorlar. "oy işlemeli kurna, dönmedi şu allı turna" falan. kurna ne *mına koyim ne alaka?

zor iş moruk. dağa bak, kahveye git okey oyna, dön iş yap, biraz daha dağa bak. hadi iki gün 31 çektin üç gün çektin de sonra o düşünceler bi şekilde dışarı akmak isteyecek. yazacaksın mecbur.

iğrenç. midem bulandı köylülükten. şehir süper.

zahidem çok içli tam yaşanmışlık hissi veren türkü dür benim için. geçenlerde sözlerinin neşet babanın gurbete giden bir arkadaşına ait olduğunu okudum. yani zahide'ye hasret duyan ve kahrolan başka biriymiş bu durumda. neşet baba onun hislerini türkü yapmış oluyor. ikinci elden duygudışavurum, eşduyum vs.