insanı suça iten toplum mudur kendisi midir sorunsalı

bireye şekil veren esas oluşumun toplum olduğunu düşünüyorum. birey ne kadar ak olursa olsun kara bir yerde beyazlığını koruyamaz. iyi bir toplum yapısı iyi bireyler yetiştirir. elbette bazı istisnalar hariç. yani suç dahil bir çok değerde etkili olan toplumdur.

elbette ki toplumdur. her gün kadın cinayetlerinin işlendiği ve faillerin ceza almadığı bir toplumda cinayetler artmaya başlar. insanların 2 kg soğan için birbirini ezecek kadar fakir olduğu bir toplumda hırsızlık artmaya başlar. bu kadar kötülük yapmaya teşvik eden etkiye direnemez ve siz de kötü biri olursunuz.

insanı suça iten kendi nefsidir. toplum da insanlardan oluşur.

aslında insanı suça iten faktörlerin başında kendisi gelir.

eğer yanlış hatırlamıyorsam ve zaytung değilse bir araştırma ile ilgili okuma özetimi paylaşmak isterim.

abd'li bir doktor insanlarda suçun genetikliği üzerine bir araştırma yapıyor. katillerin büyük çoğunluğunun beyninin bir bölgesinde farklılık tespit ediyor. kendi beyninde yaptığı inceleme sonucunda(mr vs. ile) kendisinde de böyle bir farklılık tespit ediyor. aile soy ağacında yaptığı araştırmalar sonucu ailesinde bir katilin varlığını tespit ediyor.

yani buradan sonuç olarak insanı suça iten sadece toplum değildir. genetik faktörler de rol oynar.

sorunsala yanıt verecek olursak, çoğunlukla toplumsal etki olmak üzere genetik faktörlerin etkisi de ihmal edilemez.

ekleme:aramaya inandım ve okuduğum yeri buldum. yoldaşa ayıp olmayacaksa ekşiden görmüşüm.

buradan

insanı suça iten toplum mudur kendisi midir sorunsalında cevap tartışılan suç tipine göre değişir.
suçlular neden suç işler konusunda pek çok farklı yaklaşım var. #547572">#547572
sosyojik yaklaşımda kötü yaşam koşulları, yoksulluğun, işsizliğin, ayrımcılığın yüksek olması, eğitim hizmetlerinin azlığı gibi, sosyal, kültürel ekonomik nedenlerin suça olan etkisi araştırılır. suç , şiddet ve fakirlik kısır döngüsüne dikkat çekilir.
bu kapsamdaki suçlar genelde hırsızlık, uyuşturucu satıcılığı, domestik şiddet ve genel şiddet vb.
ancak seri katiller, şiddetin hastalıklı boyutta olduğu suçlar ve benzerlerinde ise kişinin biyolojik ve psikolojik durumunun suç işleme eyleminde belirleyici olduğu görülüyor.
genelleme yapıldığında ise toplumsal etkiye (fakirlik, işsizlik vb ) kişinin psikolojik ve biyolojik durumuna ve yaşamsal ihtiyaçlarına bağlı olarak verdiği tepki suç işleme veya işlememe eylemini oluşturuyor.

bunun cevabını yaşanılan çevreyle ilişkilendirirdim eskiden ama we need to talk about kevin izledikten sonra vov böyle bir şey mümkün olabilir mi dedim genetik faktörler elbette önemli evet ama çevre ve eğitimle törpülenebilir diye düşünüyordum gerçi hala öyle düşünüyorum ama bazı durumlarda bu durum geçerli değil demek ki... insan psikolojisi , insanı anlamak sanırım kesin net cevap verilemez böyle sorularda zirilyon tane etmeni aynı kefeye koyup değerlendirmek gerekiyor eğitimi ve sürü psikolojisini de göz ardı etmiyorum ama başka bir film daha geldi aklıma vejeteryan beslenen bir ailenin kızı insan eti yemeye başlıyor mesela.. :d ben bir şeylere yanıt ararken bambaşka sorularla karşı karşıya kalıyorum.. sanırım tek bir taraftan bakmak yerine insanı suça iten şeyleri bir arada değerlendirmeliyiz. bizde de hep bir taraf olma çabası nedense annen mi baban mı fb mi gs mi çay mı kahve mi hepsi kardeşim hepsi

maalesef çoğumuz topluma göre yaşamımızı idame ettiriyoruz.elalem sorunsalını bir aşabilsek herşey güzel olur benim kanımca.

bana gore insani suca iten en onemli unsur yasadigi toplumun dayatmalarindan ote, bireyin icinde bulundugu kosullarıdir. toplum her ne kadar suca tesvik etse dahi, kişi kendi ahlaki ilkeleri icerisinde irade gosterip suca karsi dirayet gosterebilir. ama kaos aninda suc islemeyi reddetmek zordur. ozellikle ölum kalim meselesi gibi hayati durumlar kisiyi suca itebilir. aclik aninda yağmalamak, fiziksel saldiri aninda karsilik vermek gibi... bu gibi zoraki kosullar disinda kisinin suc islemesi sadece nefsi tercihidir. tabi tercihe itebilecek bazi etkenlerde olabilir. (genetiksel yatkinlik, cevresel etkiler vb).

aklıma 'sefiller' geldi ve en iyi cevabı okumuş olanlar vereceklerdir.
(bkz: victor hugo)

toplumu oluşturan kendisi değil midir? toplum suça iter fakat o suçu işleyip işlememek kişinin kendi elinde.
ben ceren özdemir'i öldürmüyorsam ama sen öldürüyorsan sen suçlusun bunu sen seçtin demektir.

her ne olursa olsun bir insan kendine biliyorsa suça bulaşmış hakkının olduğunu da biliyordur fakat suç dediğimiz çok geniş bir kavram hangi suç ne suçu insan cinsel suçlar hiçbir şekilde kabul edilemez toplum ailem gibi bahanelerin arkasına sığınılanamaz

bulunduğu toplumu terk edebilme seçeneği olacağı için kanun çizgisinde açıklaması yapılamayacak ve kendisini bağlayacak sorunsaldır.

toplumdur. bu konuda maalesef ciddi tecrübelerim de bulunmakta. kişi, bulunduğu topluluğu alanı toplumu terk edebilse bu durumdan oldukça uzak kalacaktır. elbette kişinin kendisi de buna itebilmekte. bu durumun dışında düşündüğümüz zaman toplumun ciddi anlamda payı bulunuyor. öyle sinir durumları yaşadım ki ciddi anlamda "nasıl halen böyle durabiliyorum" düşüncelerine girdim. bir anlık kontrolsüz öfke ile çevreme ciddi zararlarda bulunabilirdim. halen devam ediyor, buradan yaşadığım alandan kurtulana kadar da bu devam edecek. elbette zamanla öfke kontrolü konusunda kendimi geliştiriyorum ancak... ancak işte.

başlıkta bahsedilen durum itme olduğu için cevap toplumdur. bu soru bir miktar yönlendirmeli sorulmuştur fikrimce.

toplum kötüyse senin de içinde iyilikten yana bir cevher bulunmuyorsa kolaylıkla kötülüğe itilirsin.

iyilik ve kötülük öğrenilen bir şeydir. ben toplum suça iter diyorum. itemedikleri de vardır tabi, bunlar azdırlar ve içinde iyilik cevheri bulunanlardır. bataklıkta gül bulunur ama nadiren bulunur.

(bkz: kriminoloji)

herkesin ayrı ayrı aklı var doğru ve yanlışa karar verebildiği. aklını kullanmayıp toplama çamur atmakta ne bileyim.

içinde büyünen aile, yanlış sinaptik bağlantılar, sosyo - ekonomik durum, toplum hepsinin bir payı vardır.

eğer toplum iter görüşünü kabul etmiş olsak, hayvandan ne farkımız var. sürü halinde gezen hayvanlar aynı hareketi tekrarlarlar. bu teori kişinin akıl ve iradesini yok sayar.

eskiden beri ahlak yoksunu, içinde iyiliği ve kötülüğü oturtturamamis insanlar suçlarını başkalarına atmakta mahir olmuşlar. toplumda bundan nasibini almıştır.

toplum dediğimiz mekanizma kaotik. tek yönlü olmadığı gibi tek taraflı da değildir, içinde suça teşvik edenler olmakla beraber, iyiliğe sevk edenlerde her daim bulunacaktır. tam bu noktada senin yönelişin devreye girer.

ayrıca söz konusu suç olduğu için belirtmek isterim ki cezai ehliyeti olan bir kimseyi toplum beni mecbur etti savunması kurtarmayacaktır .

kanun koyucu ve uygulayıcıların sırtını sıvazlayan sorunsal. böylece angarya suç olgusu ve suçluların sırtına yüklenmektedir. suçların derecelendirmesi mevcut toplum düzenini ayakta tutmak gayesine hizmet eden bir emek içerirken, suç ve suçlu toplum ve düzeninden (mevcut ve namevcut toplumlar) bağımsız bir olguymuş da kaynağı araştırılıyormuş gibi yapılmaktadır. suç ve ceza, iyilik ve kötülük gibidir, varoluşa homojen yayılır.