biraz kontrol edemedigimiz, biraz kontrol edebildigimiz.

bugun size cok uzun yıllardır tartıstıgımız konularda bir aydınlatma yasatmaya geldim.
simdi bir insanla tanısırsın, belli bir intiba olur.
onunla cesitli anılar yaparsın, sizi gozunde ve hayatında belli bir konuma oturtur.
bu biraz elimizde degildir. bir insanın bizim hakkımızda ne hissedecegini ve dusuncegini bilemeyiz.
ama biraz da elimizdedir. sayet bir insanda olusturdugunuz cagrısımları sevmiyorsanız, belki 8 odalı evimde yalnız oturuyorum diye paylasımlar yapmamalısınız beyler bayanlar.
devamını gör...
insan beyni kalbinin aksine yönlendirilmeye açık bir organ olduğu için düşüncelerini hiç önemsemem. kendi düşüncelerim de dahil. öte yandan yönlendirilmeye açık olduğunu bildiğim ve yönlendirmenin basit olduğu bu organı dilediğim gibi yönlendirebilirim. manipülasyon çok basit bir şeydir. çünkü bu beyin denen aptal organ çocukluktan beri kodlanmış basit değer yargılarının peşinden gider. birisinin komünist olduğunu bilirseniz, komünist edebiyata hakimseniz, çok kolay bir şekilde yönlendirebilirsiniz. diğeri milliyetçi, diğeri dindar, diğeri kemalist, medeni falan filan. masallar ve masallar. istediğim zaman çok iyi anlattığım şeyler. o masalları duygularla harmanlayıp, bilinçaltındaki uygun yerlere de temas ettiğiniz an, size karşı koyabilecek insan sayısı bir elin parmağını geçmez. insan dolaylı ve korkak bir hayvandır. doğrudan hiçbir şeye cesaret edemediği için korkaktır. ve sürekli olarak ikna edilmek için hazırdır. teşvik edilmesi gereken eşekler gibiler. havuç sayısı daha fazla sadece. o kadar. karmaşık değil. özünde bütün bunların hepsi onu yönetebilecek havuçtan ibarettir. özü bu. şekli başka sadece. özünü çözen, şekilleri de çözer. ama değmez. uğraşmaya değmez. gereksiz. ben şahsen hayatım boyunca hiçbir şekilde iknaya ve yönlendirilmeye açık olmadığım için ve üzerimde bu yöntemlerin hepsi denendiği için, hepsini de öğrenmek zorunda kaldım. dünyayı böyle saçma bir şekilde yönetiyorlar işte. komik. önce namus diye bir şey uyduruyorlar mesela, sonra da bir seks kaseti ellerine alıp, her türlü isteklerine boyun eğdiriyorlar. bunun bin türlü yolu var ve hepsi birbirinden kolay.

edit: #2949068 sen gerçek duygular ile öğretilmiş sahte duyguları karıştırıyorsun. sahte bir şekilde duygulanım öğretilmiş insanlar o duygulanımları öğretmiş kişiler tarafından kolayca manipüle edilebilir tabii. ama bu kalple alakalı değildir, yine beyinle alakalıdır. tabii hislerle duyguları da birbirine karıştırıyor insanlar. düşüncelerle de duyguları. hepsi çorba olduğu için de hangisinin diğerinden ne farkı var ayırt edemiyor. eğer ki korku duyarsan mesela bunu kalbinde hissedersin ve bu kesindir. ama beynine güven telkin edilir ya da edersen bu sahte olur. insanlar bu şekilde sahte bir güven duygusu ile manipüle edilerek her türlü özgürlüğünden arındırılır. bunlar basit meseleler aslında. ama anlamakta beyin engel teşkil ediyor işte.
devamını gör...
insan kalbi, beyninin aksine yönlendirilemiyor mu? bilakis duygu sömürüsünün her türüne şahit olduğumuz şu güzelim yüzyılımızda kalp de en az beyin kadar manipülasyona müsait bir organdır ve dolayısıyla da birinin hakkımızdaki düşüncelerini yönlendirebildiğimiz gibi dilersek bunu yapmayadabiliriz. gerçekten aforizma kasılmaya çok müsait bir başlık ancak bende, ne düşündüklerini umursayacak o kelime dağarcığı şu an, bu baş ağrısıyla yok...
devamını gör...
banane be olum, kim ne isterse düşünsün. ben ekmegimdeyim aga
devamını gör...
hangi insan olduğuna göre önemi değişen düşüncelerdir.
devamını gör...
umrumda değil, diyenlerin yalan söylediği konu
devamını gör...
herkes kafaya takıyor gençler, takar da.. ama önemli olan kimin düşünceleri olduğu değil midir ? şurada ismen,cismen bilmediğimiz birinin düşünceleri ile her gün muhabbet ettiğin birinin düşünceleri.. neyse anladınız siz.
devamını gör...
kötü bir izlenim oluşturuyorsam sebebini merak edeceğim konudur.
devamını gör...
öncelikle söylediklerimde samimi olduğumu bilmenizi isterim.
çok daha gençken gerek aileden aldığım genetik kodlar gerekse çevre, belki mizaçtan dolayı insanların hakkımdaki düşünceleri veya "insanlar ne der" düşünceleri etkilendiğim, kafaya taktığım bir meseleydi.
yani nasıl olmasın ki hayatını, başkalarını memnun etmek üzerine kuran bir annenin kızıydım ben.
çocuklar, ebeveynlerinin aynasıdır, biz de kaptık bir şeyler işte.
sonra o korunaklı yuvandan çıkıyorsun, ailenden bağımsız biri olduğunu fark ediyorsun, kendi tecrübelerini ediniyorsun, okuyorsun, insanlar tanıyorsun, düşüncelere gark oluyorsun falan filan işte.
başkalarının ne dediği ne düşündüğü o kadar önemli oluyor kendi kendimizi zorbalıyoruz.
iyi de bunu neden yapıyoruz, yani biz ne istiyoruz kendimizden?
bunun gibi birçok şey düşündüm gecelerce sonra karar verdim hayatımda hiç yeri olmayan birinin benim hakkımdaki düşüncesi neden önemli olsun?
benim yürüdüğüm yolu yürümemiş; benim dağıma yağan kar, onun dağına yağmamış öyleyse nedir kendime yaptığım bu haksızlık?
böylece önce hayır demeyi öğrendim yavaş yavaş, attım omzundan ilk yükü. daha sonra sınırlarımı çizip mesafemi belirledim ve bir yükü daha bıraktım omuzlarımdan.
hayatımda bir etkisi olmayan insanları da kapı dışarı ettim zira bu benim değil onların soruydu.
bakın başkaların düşünceleri umrumda değil demiyorum, hayatımda yeri olmayan insanların düşüncelerinin de zihnimde yeri yok diyorum.

hayatınız hakkında sadece sizin düşünceleriniz önemli gerisi lafügüzaf.
devamını gör...
bir süper güç seçme şansım olsa insanların benim hakkımdaki düşüncelerini görmeyi seçerdim
sırf meraktan seçerdim
muhtemelen de sonrasında tüh derdim keşke görünmezlik falan seçseydim
devamını gör...
seviyorsam önemserim, sevmiyorsam o da beni düşünecek kadar önemsemesin
devamını gör...
öncelikle umursamak ve de merak etmek farklı şeylerdir. bu kavramları bir ayıralım. çoğu insan, birilerinin kendisi hakkında ne düşündüğünü merak eder. ama merak etse dahi umursayacağı anlamına gelmez.

kendimle ilgili olarak da benimle diyaloğa girmeyen, bire bir tanıma fırsatı olmayan çoğu insanın benimle ilgili ne düşündüğünü biliyorum. kibirli göründüğümü o kadar çok duydum ki bu benim için artık bilinmez bir şey değil. bunu umursuyor muyum? elbette hayır. mesafeli yapım belki de bu görüntüyü oluşturuyor. ya da yaşadıklarının getirdiği bir koruma kalkanı. bilemiyorum.

peki gerçekte kibirli miyim? buna da cevabım hayır. benimle diyaloğa giren insanlardan aldığım geri bildirim de bu konudaki fikrimi güçlendiriyor.
devamını gör...
çok önemlidir. deli misiniz tüm sosyal ilişkilerimizi belirleyen, işimizi zorlaştıran ya da kolaylaştıran bir durum bu. diyelim ki hocam yalancı olduğunu düşünüyor ve ayın 10unda teslim etmem gereken ödevi 13'ünde teslim ettim, son derece gerçek bir mazeretim var. adamın yalancı olduğumu düşündüğündeki yaklaşımı ile dürüstlüğüme inandığındaki yaklaşımı aynı mı olacak?

diyelim ki bir oğlana aşık oldum. bu oğlan da sadakat kavramına çok önem veriyor ve ayrıca kıskanç. beni de sağı solu belli olmayan fingirdek bi kız gibi algılamış. eee nası olcak? fingirdek de değilsem adamı da çok seviyosam oturup "ben fingirdek değilim"e ikna etmek zorunda kalıcam durduk yere ya da bu iş olmayacak.

toplumda yaygın olarak önemsenen etik kavramlar boşuna ortada yoklar, muhtemelen bunlar çok uzuuun süredir hayatımızda, evrimimizin bir parçası olarak. tabii ki yakın çevremizdeki insanlar, sevgilimiz, dostlarımız, iş arkadaşlarımız bizi ölçüp tartar, istemese de nasıl biri olduğumuza dikkat eder. aynı şekilde biz de bunu insanlara yaparız. ayrıca hiç tanımadığımız insanların fikirlerine de dikkat ederiz. çok kötü bir gün geçirdik diye kahvemizi getiren garsona çemkirmeyiz. elindeki tepsiyi alıp kafasına atmayız. haddimizi aştıysak yanımızdaki arkadaşımız bizi uyarır, utanırız. yanımızda kimse yoksa orada bulunan insanlar uyarır, en kötü ihtimalle bakışları ve cıkcıları ile tepki gösterirler. bizler bundan bile çekiniriz.

kendimizle alakalı algımızı da etkiler başkalarının yorumları. bir tane bile arkadaşı olmayan, tanıştığı insanlarla 2 günde arası bozulan, istenmeyen ve bu istenmeyişi hayatında tecrübe eden yapayalnız bir insan "sevilen ve aranan, popüler biri" olduğunu iddia edebilir mi? ediyorsa psikiyatriste gitsin acilen.

dolayısıyla hepimiz bunu önemseriz. bu da olması gerekendir. sosyal canlılarız, sürü hayvanıyız biz, oradan geldik. sürüde kalmak ve diğer bireylerle makul bir iletişim sürdürmek hayvan olarak, sevilmek, onaylanmak, kabul edilmek gibi şeyler de insan olarak bizim için önemlidir.
devamını gör...
boşuna dememişler '' bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim '' diye. itibar çok önemli bir şeydir. senelerce biriktirirsin, edinirsin ama 5 dakikada kaybedebileceğin bir şeydir itibar. dolayısıyla hakkınızdaki düşüncelerin samimi olanları önemlidir. diğerleri için ciddiye almaya değmez değil mi? altını çamura da atsan altındır derler.
devamını gör...
hoca ile oğlu kasabaya gidecek. hoca eşeğe biniyor, oğlu da yürüyor.
yolda bir adama rastlıyorlar, adam “utanmıyor musun, hoca,” diyor, “kendin eşeğe binmişsin, küçücük çocuğu yürütüyorsun.”
hoca, “doğru yahu” diyor ve kendisi eşekten inerek oğlunu eşeğe bindiriyor. bir süre sonra yine bir adama rastlıyorlar, o adam da oğlanı azarlıyor, “yaşlı başlı baban yürürken sen eşeğe binmeye utanmıyor musun?” diye.
bu kez ikisi birlikte eşeğe biniyorlar ve yine bir adama rastlıyorlar. adam, “sizde hiç insaf yok mu yahu, ikinizi birden zavallı hayvancık nasıl taşısın?” diyor. bunun üzerine ikisi de eşekten iniyor ve yürümeye başlıyorlar ve yine bir adama rastlıyorlar, adam, “sizde hiç akıl yok mu, eşeğe binsenize,” deyince, hoca oğluna, “gel,” diyor, “tut şu eşeği”. ikisi birlikte eşeği sırtlarına alıp kasabanın yolunu tutuyorlar.
fıkra alıntıdır, uzun uzun yazamazdım.
kıssadan hisse; önemsenmemesi gereken durumdur. etik ve ahlak kuralları çerçevesinde istediği gibi yaşayan kimse bu düşünceleri pek de merak etmemeli ya da umursamamalı bence. insanlara göre kimse yaşayamaz. ayrıca unutmayın; siz çikolata değilsiniz, herkesi memnun edemezsiniz.
devamını gör...
genelde kalp kalbe karşıdır. ben merak etmem, umursamam. bana karşı davranışları önemlidir.
devamını gör...
önemli değil, istediğini düşünebilir.
devamını gör...
başkalarının sizin hakkınızdaki düşüncelerinin belli bir kısmını siz belirlersiniz, kalan kısmını da kendi ön yargıları ve bakış açıları belirler. kendi belirlediğiniz düşüncelerle ilgili değişiklik meydana getirmek yine sizin elinizde. fakat insanların kendi ön yargıları nedeniyle sizin hakkınızdaki düşünceleri için yapacak hiçbir şey yoktur, o insanın zihniyeti ancak o kadar muhakeme yapmaya yetiyordur, fazlasını bekleyemezsiniz.
devamını gör...
akran zorbalığı yaşamış veya aynı konu üzerinden defalarca kırılmış birine vız gelen konu. bir zaman sonra bünye dış seslerin düşüncelerine bağışıklık kazanıyor ve el alemin ne dediği bir kulağından girip bir kulağından çıkıyor. eğer bir insanın samimiyetine güveniyorsan, yani senin iyiliğin için olduğunu düşünüyorsan anlam kazanıyor sadece. gerisi fasa fiso.
devamını gör...
zamanında gereğinden fazla önem verdiğim durum. inanın insanın zihnini yormaktan başka bir işe yaramıyor. iyi bir insan olmaya çalışın gerisi önemli değil
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"bir insanın hakkınızdaki düşünceleri" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim