bir işe başlamak için saat başlarını beklemek

öncelikle saat başları garip bir tabir gibi dursa da yanlış bir ifade olmadığını düşünüyorum.

tembel ve harekete geçmekte zorlanan insanların kendilerine sunduğu işlevsiz kural. bir bakarsın dakikalar 13ü gösteriyor, 47 dk sonra mı başlasam o zaman düşüncesi zaten hazırda bekliyordur, hemen parlar. o yüzden saate bakmadan işe koyulmak gerek.

kesinlikle önermediğim durumdur. başlayacaksan o an başlaman gerekir çünkü saat dakika takibi yaparak belirli işlerde disiplin sağlayamazsınız. ayrıca plan yaparken saat olarak değil o gün yapman gereken işlerin listesini yapıp saat belirtmeden gerçekleştirmek gerekiyor. planda olmayan başka bir durum/olay çıkabilir karşınıza. yoksa motivasyonunuz kaçabilir. denendi onaylandı.

o işe bir türlü başlamamayı beraberinde getirir.

nedense sanki öyle yapsam çok başarılı olacakmışım hissini uyandırır. iki dk bile geçse huzursuzlanmama sebep olur. tabi 2dk için bir sonraki saati beklemem ama çabuk çabuk diye başlarım. herhalde kendini kandırıp bir şekilde işi katlanılabilir hale getirmeye çalışıyoruz, anlamadım ki.

sigarayı bırakmak için 2021 i bekledim.saat başlarınıda beklediğim doğrudur.türk hastalığıda diyebiliriz

çalışmaya başlamak için 22.00 beklerken denk geldiğim başlık. sonra neyse dur bir tanım daha yazayım dedim, saat 23.00’e kadar buralardayım

ben genelde ilham gelince başlıyorum. ama o ilham hiç gelmiyor. sonsuz bir döngü.

kişisel ataletin hain bir oyunudur.

bir nevi tembelliktir. diyete, spora, namaza başlamak için ertesi günü beklemek gibidir.

"şu anda papua yeni gine'nin başkenti port moresby'de saat tam 5" gibi kurnazlıklarla belki yenebileceğimiz sorunumsu.

istemsiz şartlanmadır aynı zamanda. beyninize neyi empoze ederseniz ona uyar, onu uygular. bu çok açık şekilde tembellik belirtisi. bir benzeri de hayatını hafta başından itibaren yola koyacağına inanmaktır. hiçbiri yaşanmaz. bunun yerine sorumluluk duygusu ön plana çıkarılmalı.

saat xx:02 olur ve artık 57 dakika beklemem gerekir.

saat kadranına tek bakışta geçen zamanı anlamın bir yolu. küsüratlı zamanları hesaplamaya çalışmaktan daha pratik.

...erteleme hastalığının kontur çekilmiş hali... işte bunların hepsi travma, ben de çarşambaları yapmıyorum mesela...

erteleyen biri iseniz olasılıkla bunun farkında değilsiniz.ilham gelmesini bekleyerek yatakta yatıyorsunuz.biri bir şey yapmanızı önerdiğinde bunun için kendinizi hazır hissetmiyorsunuz. iyi de kim böyle hissetmeniz gerektiğini söyledi ? keyfiniz gelene dek beklerseniz bu sonsuza kadar sürebilir !
“ bahse girerim halen isteksizliğin nereden kaynaklandığını bilmiyorsunuz. size göre hangisi daha önce gelir ? istek mi eylem mi ?
istek dediyseniz harika ! mantıkı bir seçim yaptınız. ne yazık ki, yanıldınız. istek değil eylem önce gelir. hızlanmak için çaba harcamalısınız. sonra motive olmaya başlayacak ve sular kendiliğinden akmaya başlayacak.
hatanız, isteğin önce gelerek hareketliliğe ve eyleme neden olduğu şeklindeki yanlış inancınızdır. genelde bunun tersi doğrudur. eylem önce gelir ve istek kendiliğinden oluşur.”
- dr. david burs - iyi hissetmek.

bir sonraki senenin ilk gününü bekleyen insanlar varken, saat başını beklemek oldukça makuldur.
belki çıkarma işleminde iyi değildir zaman hesaplamasını kafadan yapabilmek istemektedir.

saat başı gelince de bu iş zaten yetişmez yarın başlayalım denir. kendimden biliyorum. çözümü hemen harekete geçmektir. çünkü zaman çok kıymetlidir.

başlayacağı işi ertelemenin başka bir yöntemi. 18:00’de başlayacağım dedi mesela; saati 18:01’de gördüğünde otomatik olarak bir saat daha erteler. kendini kandırma yöntemidir.

erteleme itemidir.

geçmeyen bir hastalık...