#araştırma-inceleme
orijinal adı: a mathematician's apology
yazar: godfrey harold hardy
yayım yılı: 1940
matematik nedir, neden yapılır gibi soruların sorulduğu ve bu sorulara cevaplar arandığı, matematik dünyasında bir hayli ünlü olan eser. matematik yapmaktan ziyade matematiği tanımlamaya çalışan bir kitap olduğu söylenebilir.
yazar: godfrey harold hardy
yayım yılı: 1940
matematik nedir, neden yapılır gibi soruların sorulduğu ve bu sorulara cevaplar arandığı, matematik dünyasında bir hayli ünlü olan eser. matematik yapmaktan ziyade matematiği tanımlamaya çalışan bir kitap olduğu söylenebilir.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "insan olun biraz" tarafından 27.05.2021 22:31 tarihinde açılmıştır.
1.
bir gaunter o’dimm ukdesidir.
g.h.hardy’nin kitabıdır.
bir iskemle, fırfır dönen bir elektronlar topluluğu; ya da tanrının zihninde bir düşünce olabilir.
bu cümle garip bir matematik dahisine ait. pür matematikçi olan hardy kitabında matematiğin savunmasını çok farklı bir şekilde yapmayı amaç edinmiş. o, matematiğin günlük hayat nasıl işimize yarayacağı basitliğine kaçmayı tercih etmeyerek, zor bir yolla yapmış savunmasını. estetik yönden incelemiş matematiği. ona göre bir matematikçi bir ressam gibidir. hardy ” insanlığa yararlı hiçbir şey yapmadığını” söylüyor, kitabı okurken onunla aynı fikirde olmaktan kendimi alamadım ancak ona katılmadığım noktalar da yok değil. hiçbir şey yapmamış olsa da bu kitabı yazmış olması bile insanlık yararı güttüğünün bir göstergesidir. hardy’nin nasıl bir matematik düşkünü olduğunu anlatmaya gerek yok sanırım ama ondan alıntı bir cümleyle bunu özetleyebilirim. yakın arkadaşı bertrand russell ile konuşurken ona ” eğer senin beş dakika içinde öleceğini mantık yardımyla ispatlayabilsem, ölecek olmandan dolayı üzüntü duyarım ancak kanıtlamanın verdiği zevk hüznümü oldukça hafifletir.” der.
kitap iki bölümden oluşmaktadır. ilk bölüm en az kitap kadar süren bir önsöz bölümüdür ki bu bölümde hardy ile ilgli birçok bilgi ediniriz. hardy’nin mesai ve kriket arkadaşı snow’un yazdığı bu önsözde hardy’nin ne kadar orijinal bir insan olduğunu açıkça görüyoruz. hardy de bütün dahiler gibi bir takıntıya sahip: kriket. onun için nerdeyse bir sabit fikir olan kriket ispatlarında bile kullandığı bir tutku. derdini anlatırken sürekli kriket tabirleri kullanması da bunun bir kanıtı. tanrıya inanmadığını açıkça beyan eden hardy, dışarıda çalışacağı zaman, havanın güzel olması gerektiğine inandığı için “inanmadığı” tanrıya bir oyun oynar her seferinde. eline bir şemsiye, üzerine bir kazak alıp çalışmaya çıkar. hardy’e göre tanrı onun havanın soğuk olacağını düşünerek hazırlandığını görünce havayı sıcak yapacak ve hardy de istediğini elde etmiş olacaktır. bir dahinin oyununa gelebilecek olan tanrıya inanmayan hardy, tanrının oyununa gelerek ona tuzak kurar ve varlığını da otomatik olarak kabul etmiş olur. keşke size savunma bölümüyle ilgili de çok şey anlatabilseydim acak benim matematikte savunma yapacak tek bilgim 3x7=21’in savunmasıdır. bu da şöyle mümkündür ki üç tane yediyi alt alta yazıp, parmak yordamıyla topladığımızda 21 elde ediyoruz. bu ilkel tiyatral savunmamı okuduktan sonra, kitabın ikinci bölümüyle ilgili yorum yapmamamın yerinde olduğunu kabul ettiğinizi varsayıyor ve gerisini size bırakıyorum.
g.h.hardy’nin kitabıdır.
bir iskemle, fırfır dönen bir elektronlar topluluğu; ya da tanrının zihninde bir düşünce olabilir.
bu cümle garip bir matematik dahisine ait. pür matematikçi olan hardy kitabında matematiğin savunmasını çok farklı bir şekilde yapmayı amaç edinmiş. o, matematiğin günlük hayat nasıl işimize yarayacağı basitliğine kaçmayı tercih etmeyerek, zor bir yolla yapmış savunmasını. estetik yönden incelemiş matematiği. ona göre bir matematikçi bir ressam gibidir. hardy ” insanlığa yararlı hiçbir şey yapmadığını” söylüyor, kitabı okurken onunla aynı fikirde olmaktan kendimi alamadım ancak ona katılmadığım noktalar da yok değil. hiçbir şey yapmamış olsa da bu kitabı yazmış olması bile insanlık yararı güttüğünün bir göstergesidir. hardy’nin nasıl bir matematik düşkünü olduğunu anlatmaya gerek yok sanırım ama ondan alıntı bir cümleyle bunu özetleyebilirim. yakın arkadaşı bertrand russell ile konuşurken ona ” eğer senin beş dakika içinde öleceğini mantık yardımyla ispatlayabilsem, ölecek olmandan dolayı üzüntü duyarım ancak kanıtlamanın verdiği zevk hüznümü oldukça hafifletir.” der.
kitap iki bölümden oluşmaktadır. ilk bölüm en az kitap kadar süren bir önsöz bölümüdür ki bu bölümde hardy ile ilgli birçok bilgi ediniriz. hardy’nin mesai ve kriket arkadaşı snow’un yazdığı bu önsözde hardy’nin ne kadar orijinal bir insan olduğunu açıkça görüyoruz. hardy de bütün dahiler gibi bir takıntıya sahip: kriket. onun için nerdeyse bir sabit fikir olan kriket ispatlarında bile kullandığı bir tutku. derdini anlatırken sürekli kriket tabirleri kullanması da bunun bir kanıtı. tanrıya inanmadığını açıkça beyan eden hardy, dışarıda çalışacağı zaman, havanın güzel olması gerektiğine inandığı için “inanmadığı” tanrıya bir oyun oynar her seferinde. eline bir şemsiye, üzerine bir kazak alıp çalışmaya çıkar. hardy’e göre tanrı onun havanın soğuk olacağını düşünerek hazırlandığını görünce havayı sıcak yapacak ve hardy de istediğini elde etmiş olacaktır. bir dahinin oyununa gelebilecek olan tanrıya inanmayan hardy, tanrının oyununa gelerek ona tuzak kurar ve varlığını da otomatik olarak kabul etmiş olur. keşke size savunma bölümüyle ilgili de çok şey anlatabilseydim acak benim matematikte savunma yapacak tek bilgim 3x7=21’in savunmasıdır. bu da şöyle mümkündür ki üç tane yediyi alt alta yazıp, parmak yordamıyla topladığımızda 21 elde ediyoruz. bu ilkel tiyatral savunmamı okuduktan sonra, kitabın ikinci bölümüyle ilgili yorum yapmamamın yerinde olduğunu kabul ettiğinizi varsayıyor ve gerisini size bırakıyorum.
devamını gör...