bir perşembe akşamı ölmek

ölmenin günü vakti mi olur diye düşündüren başlıktır. ben bir perşembe sabahı doğmuşum. sanki bir perşembe akşamı ölecek gibiyim. ne fark eder ki? öldüğümüz günün hangi gün olduğunun ne önemi var ki? öyle demeyin. belki de sizden sonrakiler için bir anlamı olacaktır.

pazar günü doğdum. pazar günü ölmek isterim. hayatı da hep pazar günü gibi yaşadım zaten.*

(bkz: otostopçunun galaksi rehberi)'nde söylendiği gibi perşembelerden hiç haz etmem, ölmek de istemem dediğim başlık. havlum ve başparmağım ile bir uzay gemisinin beni almasını beklemekten başka çarem yok..

perşembenin umrunda olmayacak olay.

3,5 saati kalmıştır.

teoman'ın da dediği gibi, güzel bir gün ölmek için..

planlarım arasında olan eylemdir.

birkaç nedenim var bunun için ve en geçerli nedemi sona saklayacağım;

öncelikle perşembe sözcüğü telaffuz açısından en güzel gündür. içindeki üç tane e harfiyle enstrümantal bir şarkı gibidir. georges perec’in gücüne gidecek kader güzeldir.

yedi günlük haftanın tam ortasıdır aslında. yarısını yaşadığınız yarısını yaşamayı umduğunuz bir haftanın manasız merkezi.

son olarak da bir perşembe günü ordu’nun perşembe ilçesinde doğmuşum ben. ben ölürsem bir perşembe günü ölürüm.

doğduğum gün öleyim de perşembe olmuş çarşamba olmuş bi önemi yok.