bitlis'te kuduz olan çocuğun ölmesi

aileye kamu davası açmayı öneren hastalıklı bir güruh var karşıda. bu adamlar hayvansever değil insan düşmanı.
twitter.com/alsancak95/stat...

yine hiç yere giden masum bir can...
yine hiçbir şeyin değişmeyeceği gerçeği...

sokak hayvanı mastürbasyonu yapan insan düşmanı yaratıklar kına yakabilir. kaç kişinin ölmesi, daha kaç kişinin yaralanması gerekiyor bu hunharca çoğalan köpekleri toplamanız için?

az önce twitterda bir beyinsiz şöyle yazmış; köpekler sizin şımarık çocuklarınızdan daha değerli ölürlerse ölsünler.

hakikaten diyecek söz yok. başına gelsin.

sokak köpeklerinin toplanıp öldürülmesine benim de yüreğim el vermiyor en baştan bunu söyleyeyim. daha makul bir çözüm üretilmesi mümkünse üretilsin de isterim. bir kere kuduz bir hayvanın veya birkaç hayvanın ortalıkta olması zaten korkunç ve sakıncalı. burayı geçiyorum. küçük bir çocuğun bu şekilde ölmesi de çok üzücü. burayı da geçiyorum. şimdi olaya insan odaklı bakmayacağım müsaadenizle.

sokaklara mama bırakmanın asla çözüm olmadığını hep söyledim. bu hayvanların beslenmesini sağlamak ve dolayısıyla üremesini teşvik etmek zaten sorunun esas kaynağı çünkü başka bi entryde dediğim gibi bu hayvanları sahiplenmek isteyen insan yok. toplumun %80i falan köpek beslemek istiyor olsa çoğaltın çoğaltın sahiplendirin. ancak senede birkaç kez doğuran ve tek seferde birkaç yavru doğurabilen bir canlıdan bahsediyoruz. bu canlılar ortalama 12 sene falan yaşıyor. üstelik hadi köpek besleyeyim diyen insanların bir kısmı da "cins" ve "yavru" köpek tercih ediyor. sokakta bulundukları süre boyunca kendileri için zararlı şeylerle besleniyorlar, barınak sıkıntıları var, ezilen oluyor, donan oluyor. bir avuç mama bir kap su bırakmak o kişide "vuhu bu gün sokak hayvanları için bi şey yaptım çok süperim" gibi bir mutluluk yaratıyor olabilir ama uzun vadede hiçbir şeyi çözmüyor. bir kere hayvanların yeri şehir değil. bana kalsa insanların bile yeri şehir değil. merkeze köpekleri aldığımda bile bazı canhıraş köpekseverlerin yaklaşımları makul değil yani.

ben çevre ve şehircilik bakanlığı yetkililerini, etik çalışan bir iki feylesofu, mümkünse bir adet ekologla bir adet de mamaloğu (o da köpekgiller uzmanı olsun lütfen) göreve çağırıyorum.* otursunlar müzakereler ışığında herkesi mutlu edecek bi çözüm üretsinler. çözümü de ben üretecek değilim düz vatandaşım ben. paramı verceklerse çözüm ürettim diye ben de elimden geleni yaparım tabi. *

o kadar çok başı boş köpek var ki bu gerçekten artık tehlikeli boyutta. bizler hayvan düşmanı ilan ediliyoruz sonra. ama evladın söz konusu olunca işler değişiyor. kendi evlatları birgün bu şekilde ölse acaba aynı şekilde o hayvanı savunabilecek mi?evet onlarda can bunu inkar etmiyoruz ama bu ölümleride göz ardı edemiyoruz. kesinlikle kulağında küpe olması zararsız anlamına gelmiyor. yada sen korkuyorsun hissedip saldırıyor,gözlerine bakma,kaçma,yavaşça dokun klişeleri de boş! bunların arkasına sığınan "sözde" hayvanseverler bu köpeklerin insanları ısırma ve öldürme hakları olduğunu savunuyorlar. tekrardan söylüyorum öldürsün demiyorum. ama artık bir çözüm bulunsun.

vahsilesmis köpeklerin rehabilite edilmeleri çok zordur nokta. bu tip hayvanların itlaf edilmesi taraftarıyım.

çocuğa üzüldüm bunun çözümü belli adam akıllı hayvan barınakları ve kısırlaştırma bu kadar toplayıp rahat yaşayabilecekleri merkezler kurup yaşayan hayvanları alıp iğnesi kısırlaştırma sini yapıp bu merkezlerde toplayacaksınız bu kadar.

yandaş şirketlere peşkeş çekilen, yada borsa spekülasyonuna aracı olan falan milletvekillerinin aldıkları rüşvetler den çatır çatır finanse edilebilir böyle bir şey yada 14 milyon ne idugu belirsiz mülteciye gideceğine bu hayvanlara gitsin mutlecileri de itlaf edelim benim için sorun yok.

gzt'nin (bkz: bir daha köpek sevemeyecekler) manşetine güncelleme yapmasına sebep olan acı haber.
www.instagram.com/reel/Ckvd...

bir dişi köpek senede dört kere doğurabilir. her batında, sekiz yavru civarı yavrular. hamilelik süreci 70 gün kadardır. bir yavru köpek eğer ezilmediyse, dokuzuncu ayında yetişkin olur. köpek döngüsünde yerini alır.

bir köpekten, senede kaç köpek üreyebilir, varın onu siz hesaplayın.

nursuz güruh yüzünden sokaklar köpek dünyası oldu. neymiş sokakta köpek seveceklermiş. ey allah'ım sen ıslah et bunları.

köylerde, kedi köpek de dahil her canlı belli bir sayıda tutulur. bunu herkes kendi yöntemi ile yapar. belediyeler ve devlet başıboş sokak köpekleri için çok daha fazla şey yapmalı.
hayvan sahipleri de bu konuda göz önünde bulundurulmalı. bir çok sokak köpeği bir zamanlar ev köpeği idi.

ezcümle son yıllarda artan sokak köpeği populasyonu kontrol altına alınmalı. son çocuk ölümünün de gösterdiği üzere böyle gitmez, gidemez.

olan en çok da çocuğun ailesine oldu, allah ailesine kolaylık versin.

küçüğüm, yattığın yer incitmesin.

siz daha veterinerleri sağlık sınıfından saymayıp, baytar diye küçümseyin. "iki iğne yaptı şu kadar para aldı abi yahaaa" diye sözlük köşelerinde ağlayın. yozgat ta bir veteriner hekim mezbahada halk sağlığı için uygun olan ete geçit vermedi diye bicaklanip öldürüldüğünde ruhunuz bile duymasin. yarın da size deli danalı, tüberkülozlu etleri yemeye basladıklarında , eti, sütü gramla almaya başladığınızda, ülkenin her yerinden kuduz vakaları, fip vakaları, zoonoz hastalıklar patladığında ben bu yazdıklarımı göstereceğim size.

politik doğruculuk yapmaya gerek yok. sokak köpekleri kimi zaman kovalayarak, kimi zaman direkt ısırarak insan hayatını tehlikeye atmaktadır ve toplanmalıdır. toplanıp öldürülmelerine herkes karşı çıkar. onlara bakılabilecek uygun koşullarda barınaklar yapmaya vakit harcanabilir. bu ekonomide insan kendi karnını doyuramazken elbette sonraki aşamadır ama hayvanların sağlıkla yaşaması için ilgili birimlere dağıtılacak şekilde vergi bile toplanabilir. öte yandan sözde bu hayvanseverlerin insan hayatından öne koyduğu sokak köpekleri savunularında genellikle doğa vurgusu var. o zaman doğada yaşayın kardeşim. gidin kurtların, ayıların içinde doğayla barış içerisinde yaşayın. şehirlerin içinde kim hangi doğal yaşam koşullarından bahsedebilir, kendinizi kandırmayın. avrupa'da hangi sokakta bu hayvanlar var? yaşadığımız şu sorunlar tamamen geri kalmışlığın bir göstergesidir.

kesinlikle çok üzücü olduğu tartışılmaz. ancak hayvanları öldürelim demeden işin şu boyutunu da düşünmek gerekiyor:
rabies is almost always fatal once symptoms appear, but treatment before this is very effective

ve tabiiki :the uk has been rabies-free since the beginning of the 20th century, except for a rabies-like virus in a small number of wild bats.

ve gelelim vikipediden bir bilgiye :

dog licensing, euthanasia of stray dogs, muzzling, and other measures contributed to the elimination of rabies from the united kingdom in the early 20th century. more recently, large-scale vaccination of cats, dogs and ferrets has been successful in combating rabies in many developed countries.

yani ölüme gelene kadar yapılacak ne gibi çözümler var. haydi hayvan ölümünü konuşuyoruz da hayvanın acı çekerek can vermesine sebep olan, kedileri/yavrularını parçalatanları da konuşmamız gerekmez mi öncesinde? mesela sokak hayvanları kısırlaştırılıp aşıları yapılsa, insanlar hayvanlara insan gibi davransa sokak köpeği sorunu ne kadar sürerdi?

ve kimse kusura bakmasın ama insan eğitilebilen ve düşünebilen bir canlı olduğundan önce yaptıklarımıza ve yapabileceklerimize odaklanırım. aile ısırıldıktan sonra kuduz aşısını yaptırıyor, çocuk ısırıldığını ailesiyle paylaşıyor, 38 kişi de ısırıldıktan sonra hastaneye giderse ve yine talihsizlikle sonuçlanıyorsa evet bence sokak hayvanları konusuna odaklanalım.

www.nhs.uk/conditions/rabies/

yazık çok yazık. hepimize ders olmalı ki bundan sonra başka canlar yanmasın. sokak köpekleri popülasyonu tehlikeli bir noktaya doğru gidiyor. ittaparlara siz bakmayın. bunların büyük çoğunluğu hayvan falan sevmiyor. sosyal medya vasıtasıyla hayvan istismarından ceplerini dolduruyorlar.
(yok bugün buraya mama bıraktık, yok bu kendimizin 5. aşısını vurdurduk tek aşı 700 tl vb diye bağış isterler...) zaten sağa sola mama bırakılması sebebiyle köpek popülasyonu bu noktaya geldi.

ailesinin durumunu düşünemiyorum...

köpek meselesinin artık çözüme kavuşması gerektiğini tabiri caizse ünlemle ifade eden olaydır. bu böyle gitmez her yerde sürü halindeler artık yolda dahi yürüyemiyor insan. ben de köpekleri çok seviyorum ama canımıza kast etmedikleri sürece.