bize düşen cenabı hakkın takdirine rıza göstermek

mercedes sevgisiyle nam salmış diyanet işleri başkanının bir başka saçma söylemi. "acaba altındaki mercedes de mi allah'ın takdiri?" diye sordurmadı değil.



buradan

bunlara göre kendilerine her şeyden bol bol, vatandaşa ise aç yatmak hak görülmüş!

kendi dinlerini uydurmuşlar bunlar. bunların peşinden gidenler de aynı bokun laciverti zaten. hepsinin sonu ise cehennem olacaktır!

dümdüz cehalet içeren açıklama. hadi oradan!

başlık uzun olmasın diye kısa tutuldu belki ama yanlış ve yarım olmuş. tamamı;

"bizlere düşen her türlü tedbiri aldıktan sonra cenâb-ı hakkın takdirine rıza göstermektir" şeklindedir ve doğru sözdür. tabi her türlü tedbir alındı mı burası şüpheli işte.

"ne diyosun lan?" diye cevap verilecek beyanat.

%95'i ateist olan japonya'da 8 şiddetinde deprem oluyor, kusursuz altyapı sayesinde 100 kişi ölüyor. bu da mı allah'ın takdiri?

başlatma allahına da takdirine de.

o insanların katili aslında bu düşüncedir. ortak olma.

peki tedbir alınmamışsa edebiliyor muyuz beddua tedbir almayanlara?

yatıp uyuyak diyor yani. türk öğün, çalış, güven vardı, o nooldu?

cenabı hakkın takdirine rıza göstermesi gereken biz mi oluyoruz bu durumda? tamam...

bu milletin bu kafadan acilen kurtulması gerekiyor dinle milleti uyutuyorlar.

cenabtan gelen herşey neden kötü oluyor arkadaş, bu allahtan gelen hiç güzel birşey olmayacak mı? sanki birisi yukarıdan sabahtan akşama kadar nasıl felaket çıkartıp şu insanlara bir ders verebilirim diye plan yapıyor? pek sayın allah bey, biz bu doğal olan felaketlerden nasıl birşey anlayalım? doğada zaten felaket olarak adlandırılan şeylerin hiçbiri felaket değil ki? felaket üzerinde insan yaşadığı için felaket olarak nitelendiriliyor, yoksa sel dediğimiz şey fazla yağmur yağmasıdır, peki ya deprem nedir? doğanın kanunudur, peki depremler olmasa yeryüzü eminönündeki yer fayansları gibi dümdüz olacaktı, bu durumda vadiler, ırmak yatakları, kıtalar v.s yertüzü şekilleri depremlerle olmuyor mu? bu durumda söyleyeceğimiz şey şudur ki doğa kanunları bir yaratıcıya ihtiyaç duymamızı gerektirmeyecek özgü kanunlardan kaynaklanır, peki yağmur nedir? buradaki doğaüstü durum nedir?

bence artık yaratıcıyı sonsuzluğa yollayıp doğanın kanunlarını anlayın kardeşler, doğa kanunları yağmur, kar, gibi basit olaylardır ki bunlar bir yaratıcının değil çevre olarak adlandırdığımız bir etkenin sonucudurlar. çevre doğanın sürekli ama sürekli değişen koşullarıdır. çevre değiştikçe insanı değişmeye zorlar.

o zaman sayın allah beye bir soru, dünyaya müdahale ederken niye doğa kanunlarına uymak zorundasın? örneğin yağmur yağdırmak için buluta, deprem için fay hattına, gelgit için ayın hareketlerin ihtiyaç duyarsın?

doğa bir kanundur ama allahın varlığı da bu durumda doğa kanunu olmak zorunda ve doğa yasalarına uyan bir tanrı düşlemek zorundayız. çünkü evrendeki herşey doğa kanunlarına uymak zorundadır.

tabiki allahın takdirine rıza göstereceğiz ama ondan önce bu felakete sebep olanlardan hesap sormak gerek.
allahın takdiri önleminizi alın gerisini bana bırakındır. sen hiçbir önlem alma sonra allahın takdiri de oh ne güzel. hesap sormak gerek giden her bir can için ayrı ayrı hesap sormak gerek. geçmişte dere yatağına imar veren kim varsa teker teker bulup hesap sormak gerek. suçlular ölmüşlerse bile gıyabında hesap sormak gerek. hesap sorulup ibretlik cezalar verilmedikçe düzelmez bu çark.

dinci tayfayı uyutmak için güzel laf.

din hastalıktır.

(bkz: nasipte varsa)

kendilerine yat, kat , han, hamam,
millete sadaka, din, iman, iban.

ılk kez bir dinciyi savunucam bu baslikta ;
adam her turlu tedbiri aldiktan sonra demis . bu adamin tedbir alinmadi demesi sacma kendi kulvarinda diyebilecegi bu kadar .lafi carpitmaya gerek yok .