#ödüllü filmler
orijinal adı: 6 donne per l'assassino
başrollerinde eva bartok ve cameron mitchell'i seyrettiğimiz, yönetmen koltuğunda mario bava oturan 1964 çıkışlı bir giallo sineması örneği olan korku, gizem ve psikolojik gerilim filmidir. yapımda; maskeli ve gizemli bir seri katil roma'daki skandallarıyla bilinen bir moda evindeki modelleri tek tek acımasızca öldürmektedir. bu korkunç kabus, isabella adlı genç modelin öldürülmesiyle başlamıştır. bu modelin ortadan kaybolan günlüğü seri katil için neden bu denli önemlidir de bu acımasız cani o defteri bulabilmek adına gerekirse moda evi ve çevresindeki tüm modelleri öldürmeyi kafasına koymuştur? geçmişteki ve günümüzdeki eleştirmenlerin geneli filmin yönetmenliğini ve bava'nın kullandığı görsel stili özellikle överlerken, kimisi ise kurgusunu zayıf bulmuş ve karakterizasyonuna eleştiriler getirmiştir. ancak yapım sonraki filmlere ilham vermiştir; bu türde filmler yapan martin scorsese ve pedro almodovar gibi isimler, referans olarak blood and black lace'i verirlerken yapım; gerilim, korku ve "slasher" türlerindeki "en iyiler" listelerine de sıklıkla girmektedir.
başrollerinde eva bartok ve cameron mitchell'i seyrettiğimiz, yönetmen koltuğunda mario bava oturan 1964 çıkışlı bir giallo sineması örneği olan korku, gizem ve psikolojik gerilim filmidir. yapımda; maskeli ve gizemli bir seri katil roma'daki skandallarıyla bilinen bir moda evindeki modelleri tek tek acımasızca öldürmektedir. bu korkunç kabus, isabella adlı genç modelin öldürülmesiyle başlamıştır. bu modelin ortadan kaybolan günlüğü seri katil için neden bu denli önemlidir de bu acımasız cani o defteri bulabilmek adına gerekirse moda evi ve çevresindeki tüm modelleri öldürmeyi kafasına koymuştur? geçmişteki ve günümüzdeki eleştirmenlerin geneli filmin yönetmenliğini ve bava'nın kullandığı görsel stili özellikle överlerken, kimisi ise kurgusunu zayıf bulmuş ve karakterizasyonuna eleştiriler getirmiştir. ancak yapım sonraki filmlere ilham vermiştir; bu türde filmler yapan martin scorsese ve pedro almodovar gibi isimler, referans olarak blood and black lace'i verirlerken yapım; gerilim, korku ve "slasher" türlerindeki "en iyiler" listelerine de sıklıkla girmektedir.
*rondo hatton klasik korku ödülleri (2015) - en iyi açıklama: rondo heykelciği [tim lucas]
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "pinkshinyultratambourine" tarafından 14.08.2024 00:11 tarihinde açılmıştır.
1.
yönetmen koltuğunda mario bava bulunan bu giallo türündeki filmden size biraz bahsedeyim.
roma'nın göbeğinde bir moda defilesi gerçekleştirilecek, bütün herkes inanılmaz biçimde heyecanlı... bu defilede yer alacak modellerden birisi olan ısabella ise ortalıkta yok...
herkes deli gibi ısabella'yı ararken bir anda ısabella'nın cesedini ortalık yerde bulunuyor ve film de böylece başlıyor. her geçen dakika birileri ölüyor ve bunu kimin yaptığını merak etmekle birlikte asıl merak konumuz bir sonraki ölecek insanın kim olacağı oluyor...
filmin konusu da senaryosu da biraz yavan geldi bana. cinayetlerden çok moda defilesi içerisinde yer alan modellerin, menajerlerin ve yöneticilerin kendi aralarındaki sorunları ve kavgaları birkaç tık daha ön planda kalmış, belki de yöentmen böyle göstermek istedi, kim bilir?
film görüntü olarak o kadar güzel ki, en son böylesine görsel bir hazzı suspiria izlerken almıştım. ismimi cırtlak kırmızılı italyan filmleri yapmamdaki sebep de bu film aslında, ilayda bu filmi izlerken böyle bir cümle kurunca bu tespite yarılarak yaptım...
sadece görüntü ile bitmiyor ne yazık ki film... ben filmleri senaryo için izleyen bir insanım açıkçası, koy önüme çamuru izlerim, yeter ki senaryosu tatmin etsin, aksın... film 88 dakika olmasına karşın 3 saat izlemişim gibi geldi, o kadar çok durdurup yeniden başlattık ki filmden koptuğum çok nokta oldu... film sizi bir türlü içine alamıyor, sürükleyemiyor...
bu dönemin italyan filmlerinin diğer bir kötü kısmı da ingilizce dublajlı olmaları. komik olduğu kadar rahatsız edici...
izlenir mi? bir bakın derim.
izlenmeli mi? eeeeehhhh, yeaani...
roma'nın göbeğinde bir moda defilesi gerçekleştirilecek, bütün herkes inanılmaz biçimde heyecanlı... bu defilede yer alacak modellerden birisi olan ısabella ise ortalıkta yok...
herkes deli gibi ısabella'yı ararken bir anda ısabella'nın cesedini ortalık yerde bulunuyor ve film de böylece başlıyor. her geçen dakika birileri ölüyor ve bunu kimin yaptığını merak etmekle birlikte asıl merak konumuz bir sonraki ölecek insanın kim olacağı oluyor...
filmin konusu da senaryosu da biraz yavan geldi bana. cinayetlerden çok moda defilesi içerisinde yer alan modellerin, menajerlerin ve yöneticilerin kendi aralarındaki sorunları ve kavgaları birkaç tık daha ön planda kalmış, belki de yöentmen böyle göstermek istedi, kim bilir?
film görüntü olarak o kadar güzel ki, en son böylesine görsel bir hazzı suspiria izlerken almıştım. ismimi cırtlak kırmızılı italyan filmleri yapmamdaki sebep de bu film aslında, ilayda bu filmi izlerken böyle bir cümle kurunca bu tespite yarılarak yaptım...
sadece görüntü ile bitmiyor ne yazık ki film... ben filmleri senaryo için izleyen bir insanım açıkçası, koy önüme çamuru izlerim, yeter ki senaryosu tatmin etsin, aksın... film 88 dakika olmasına karşın 3 saat izlemişim gibi geldi, o kadar çok durdurup yeniden başlattık ki filmden koptuğum çok nokta oldu... film sizi bir türlü içine alamıyor, sürükleyemiyor...
bu dönemin italyan filmlerinin diğer bir kötü kısmı da ingilizce dublajlı olmaları. komik olduğu kadar rahatsız edici...
izlenir mi? bir bakın derim.
izlenmeli mi? eeeeehhhh, yeaani...
devamını gör...