bulvar ve tan gazetelerinin okunduğu karanlık dönem

adı üstünde karanlık dönemdir. bereket artık böyle mecmualara tesadüf etmiyoruz azizim.
bir kuşağa çok çektirdiler zira.

80'li yılların sonu 90 başı , inşaatlarda çalışıyorum ,en az 2 gazetesi tan alınırdı yemekhaneye ,bulvar'ı hatırlamıyorum ama bulvar'da 2000 yılların başında azıttı idi resmen ileri derecede erotik cd.ler verirdi.

yemek yerken sofra bezi niyetine serilmesi caiz değildir vesselam.

karanlık dönem kısmına katılırım. çünkü, 12 eylül'ün ağır ve bunaltıcı atmosferi döneminde revaçtaydılar. mizah ve erotizmi esas alan hafif konular barındıran, renkli yayınlara sahip bu iki gazetenin içerdiği yayın ve fotoğraflar da ergen ve abazanların oldukça ilgisini çekmiştir.

t: bir dönem

karanlık mıdır loş mudur bilemem, hafiften bir şeylerin olduğu kesin ama ülke şu anki halinden bin defa daha düzgündü, insanlar daha mutluydu

ayrıca, :d (bkz: sakallı bebek panik yarattı)

her şeyin hızla tüketilmediği küçük ve basit şeylerle mutlu olabildiğimiz dönemlerdi.

#3128181

sakallı bebeğin kehanet tarihinde bizim sokak top yekun camlardan teraslardan kıyameti beklemiştik o ayrı da, insanların geri görüş önyargısı çok acayip. ara güler'in bir röportajından; "istanbul bitti bitti diyorlar, ben daha şortlu çocukken annemler de aynı şeyi söylüyorlardı."

bir çocuk olarak ben mutluydum da, nesini anlatayım şimdi.

ortaokulda din kültürü hocasının milliyet gazetesinin arasına bulvar koyduğumuz gün, ne dayak yemiştik ya. bir hocadan yediğim en büyük dayaktı.

muhammed hocamız bir gün puff oldu. ne oldu hocaya falan derken adam askere gitmiş lan. nasıl oldu bu hala çok ilginç gelir.

(bkz: sosyal medya yokken insanlar ne yapıyordu?)

bir dönem itü maslak kampüsünde markette çalışıyordum. öğrenciler ve eğitim görevlileri dışında bir de çeşitli sebeplerle kampüste çalışan işçiler gelirdi markete. şok, bulvar vb. gazetelerini de bunlar alırdı hep. akşamın belli bir saati kasa inanılmaz kalabalık olurdu, ders ve mesai bitişi esnası tabii. bunlar alırlar gazetelerini, sıraya geçerlerdi. ama gazeteyi katlaya katlaya sadece barkod kısmı görülecek şekilde bir katlama. sıra bunlara geldiğinde katlanmış gazeteyi uzatırlardı. alırdım ve parmağımın bir kısmı barkodun üzerinde kalacak şekilde okuturdum kasaya. tabii ki okumazdı ve o esnada yeni yıkanmış çarşafı ipe asmadan önceki silkelemeye denk bir silkeleme ile gazeteyi açıp okuturdum. elemanlar çok utanırdı ben öyle yapınca.

ne utanıyorsun olm, biz yerlestiriyoruz onu reyona. bütün gazetelerin ilk sayfasını ilk biz okuyoruz .d. kasada okutunca da adı çıkıyor zaten. sen öyle katladın diye kuyruktaki insanlar bu gizemin üzerine daha çok düşüyor. ne yapıyorsun?