1.
zihinsel kavramları reddeden ve organizmayı bir kara kutu olarak gören amerika'lı davranış bilimci'dir.işlevsel koşullandırmayı incelemiş ve davranışların, onların sonuçları tarafından biçimlendirildiğini ve korunduğunu vurgulamıştır.
devamını gör...
2.
''bana bir çocuk verin ve onu herhangi bir şeye/istediğim şeye dönüştüreyim.''
ana varsayımları, metodolojisi ve sample'ları önceki bahsettiğim teoristlerden [sigmund freud, alfred adler #1676313, karen horney #1682502, carl gustav jung #1777253, abraham maslow #1777486, carl rogers #1779357] niteliksel olarak farklı olan psikolog.
kişiliği anlamanın tek yolunun gözlemlenebilen davranışlarla çalışmak olduğunu belirtmiştir. bir davranışın nedenine ve bu davranışın olası sonuçlarına bakmak önemlidir.
gelelim çocukluk zamanlarına ve aile hayatına. çalışkan, katı, kendisini tanrı'dan korkması için sürekli uyaran bir aile ortamında çocukluğunu geçiriyor skinner. yetişkinliğinde bir gün katedral ziyaretinde bulunuyor ve uygunsuz davranış olduğu için mezar taşlarına basmamaya özen gösterdiğini fark ediyor. çünkü küçüklüğünde mezar taşlarına basmanın cezasının cehenneme gitmek olduğu söylenmiş kendisine. işte o ünlü pekiştirme (reinforcement) ve cezanın (punishment) bireyin davranışını etkilediği teorisi bu deneyimden gelir. bir hayvanın veya insanın farklı pekiştireç türleri ile hemen hemen her eylemi gerçekleştirmek üzere eğitilebileceğini belirtir.
edimsel koşullanma'dan da bahsetmek lazım lakin zaten yazmışım zamanında*. başlığa tıklayarak ulaşabilirsiniz ihihi.
bir de pekiştirme programı (schedules of reinforcement) dediğimiz bir şey var. davranışların ara sıra veya rastgele pekiştirilse de devam edeceğini vurgular. 4'e ayırırız.
1- sabit aralıklı pekiştirme [a fixed-interval schedule]: pekiştirme ilk tepkiden sonra sabit bir zaman aralığı geçtikten sonra sunulur.
örnek: iki haftada bir derste quiz yapılması. kişi quiz olacağını bildiğinden o süreçlerde katılım sağlar lakin zaman aralığı sabit ve öngörülebilir olduğundan, kişi genellikle programda belirlenmeyen zamanlarda üretken olmak için çabalamaz.
2- sabit oranlı pekiştirme [a fixed-ratio schedule]: pekiştirme belirli sayıda yanıttan sonra sunulur.
örnek: 10 kahve satın aldıktan sonra ücretsiz 1 kahve alma hakkı kazanmak.
3- değişken aralıklı pekiştirme [a variable-interval schedule]: pekiştirme tahmin edilemeyen bir süre geçtikten sonra sunulur.
örnek: patronun performansı olumlu etkilemesi için bir anda işçilerini yemeğe çıkarması.
-alkol problemi olan bir babanın tahmin edilemeyen bir zamanda çocuğunun başını okşaması. sevgi ve ilgi sabit bir temelde verilmediği için ne yazık ki çocuğun stresli hissetmesine sebebiyet verebilir.
4- değişken oranlı pekiştirme [a variable-ratio schedule]: pekiştirme öngörülemeyen sayıdan sonra sunulur.
örnek: kumar bağımlılığı. kaç denemeden sonra kazanacağı belli değildir.
hazır pekiştirmeden bahsetmişken, pozitif ve negatif olarak ikiye ayrıldıklarına da kısaca değineyim.
pozitif pekiştirme: davranışın tekrar ortaya çıkma olasılığını artıran pekiştirici uyaranın eklenmesidir.
negatif pekiştirme: davranışın tekrar edilme eğilimini artırmak için ortadan bir şey kaldırılmasıdır.
ceza da aynı şekilde ikiye ayrılır.
pozitif ceza: davranışın sıklığını azaltmak için caydırıcı uyaran eklenmesidir. örneğin: yanlış davranıştan sonra çocuğa vurmak. burada dikkat edilmesi gereken şey vurma eyleminin eklenmiş olmasıdır. pozitif ceza diyoruz fakat olumlu bir ceza anlamında değil.
negatif ceza: hoş olan uyaranın kaldırılmasıdır. örneğin: eve geç gelen çocuğun telefonunu almak.
ana varsayımları, metodolojisi ve sample'ları önceki bahsettiğim teoristlerden [sigmund freud, alfred adler #1676313, karen horney #1682502, carl gustav jung #1777253, abraham maslow #1777486, carl rogers #1779357] niteliksel olarak farklı olan psikolog.
kişiliği anlamanın tek yolunun gözlemlenebilen davranışlarla çalışmak olduğunu belirtmiştir. bir davranışın nedenine ve bu davranışın olası sonuçlarına bakmak önemlidir.
gelelim çocukluk zamanlarına ve aile hayatına. çalışkan, katı, kendisini tanrı'dan korkması için sürekli uyaran bir aile ortamında çocukluğunu geçiriyor skinner. yetişkinliğinde bir gün katedral ziyaretinde bulunuyor ve uygunsuz davranış olduğu için mezar taşlarına basmamaya özen gösterdiğini fark ediyor. çünkü küçüklüğünde mezar taşlarına basmanın cezasının cehenneme gitmek olduğu söylenmiş kendisine. işte o ünlü pekiştirme (reinforcement) ve cezanın (punishment) bireyin davranışını etkilediği teorisi bu deneyimden gelir. bir hayvanın veya insanın farklı pekiştireç türleri ile hemen hemen her eylemi gerçekleştirmek üzere eğitilebileceğini belirtir.
edimsel koşullanma'dan da bahsetmek lazım lakin zaten yazmışım zamanında*. başlığa tıklayarak ulaşabilirsiniz ihihi.
bir de pekiştirme programı (schedules of reinforcement) dediğimiz bir şey var. davranışların ara sıra veya rastgele pekiştirilse de devam edeceğini vurgular. 4'e ayırırız.
1- sabit aralıklı pekiştirme [a fixed-interval schedule]: pekiştirme ilk tepkiden sonra sabit bir zaman aralığı geçtikten sonra sunulur.
örnek: iki haftada bir derste quiz yapılması. kişi quiz olacağını bildiğinden o süreçlerde katılım sağlar lakin zaman aralığı sabit ve öngörülebilir olduğundan, kişi genellikle programda belirlenmeyen zamanlarda üretken olmak için çabalamaz.
2- sabit oranlı pekiştirme [a fixed-ratio schedule]: pekiştirme belirli sayıda yanıttan sonra sunulur.
örnek: 10 kahve satın aldıktan sonra ücretsiz 1 kahve alma hakkı kazanmak.
3- değişken aralıklı pekiştirme [a variable-interval schedule]: pekiştirme tahmin edilemeyen bir süre geçtikten sonra sunulur.
örnek: patronun performansı olumlu etkilemesi için bir anda işçilerini yemeğe çıkarması.
-alkol problemi olan bir babanın tahmin edilemeyen bir zamanda çocuğunun başını okşaması. sevgi ve ilgi sabit bir temelde verilmediği için ne yazık ki çocuğun stresli hissetmesine sebebiyet verebilir.
4- değişken oranlı pekiştirme [a variable-ratio schedule]: pekiştirme öngörülemeyen sayıdan sonra sunulur.
örnek: kumar bağımlılığı. kaç denemeden sonra kazanacağı belli değildir.
hazır pekiştirmeden bahsetmişken, pozitif ve negatif olarak ikiye ayrıldıklarına da kısaca değineyim.
pozitif pekiştirme: davranışın tekrar ortaya çıkma olasılığını artıran pekiştirici uyaranın eklenmesidir.
negatif pekiştirme: davranışın tekrar edilme eğilimini artırmak için ortadan bir şey kaldırılmasıdır.
ceza da aynı şekilde ikiye ayrılır.
pozitif ceza: davranışın sıklığını azaltmak için caydırıcı uyaran eklenmesidir. örneğin: yanlış davranıştan sonra çocuğa vurmak. burada dikkat edilmesi gereken şey vurma eyleminin eklenmiş olmasıdır. pozitif ceza diyoruz fakat olumlu bir ceza anlamında değil.
negatif ceza: hoş olan uyaranın kaldırılmasıdır. örneğin: eve geç gelen çocuğun telefonunu almak.
devamını gör...
3.
edimsel (operant) koşullanma üzerine çalışmalarıyla bu yüzyıla damgasını vuran amerikalı psikolog.
devamını gör...
4.
burrhus frederic skinner
1904/1990 yılları arasında yaşamış amerikalı yazar, mucit, ruh bilimci, şair ve sosyal reform savunucusu olarak tanınır.
öldüğü güne kadar yazı yazmış ve makalesini tamamlayamadan hayatını kaybetmiştir.
mutluluk... edimsel pekiştirmenin bir yan ürünüdür.
bizi mutlu eden şeyler bizi pekiştiren şeylerdir.
pennsylvania'da doğan skinner, yüksek okula gidene kadar burada yaşamıştır. "skinner kutusu" adıyla bilinen deneyiyle öğrenmede edimsel (vasıtalı, operant) koşullanmanın önemini ortaya koymuş, son dönemdeki en önemli psikologlardan biri olmuştur.
1904/1990 yılları arasında yaşamış amerikalı yazar, mucit, ruh bilimci, şair ve sosyal reform savunucusu olarak tanınır.
öldüğü güne kadar yazı yazmış ve makalesini tamamlayamadan hayatını kaybetmiştir.
mutluluk... edimsel pekiştirmenin bir yan ürünüdür.
bizi mutlu eden şeyler bizi pekiştiren şeylerdir.
pennsylvania'da doğan skinner, yüksek okula gidene kadar burada yaşamıştır. "skinner kutusu" adıyla bilinen deneyiyle öğrenmede edimsel (vasıtalı, operant) koşullanmanın önemini ortaya koymuş, son dönemdeki en önemli psikologlardan biri olmuştur.
devamını gör...