1.
bir gökhan türkmen şarkısı. klibi küçük bir dizi kıvamında olup çıktığı dönemde oldukça ses getirmiştir. başkasından hamile kalan esas kızın esas oğlana "ben seni o kadar çok sevmiyormuşum" demesinde sonra esas oğlanın "ne kadar çok sevmiyormuşsun? ne kadar!" şeklindeki isyanı nasıl bir dibe batış tecrübesidir, evlerden ırak!
"susma, söyle nasıl yaşar böyle insan!
susma, konuş hadi anlat büyük insan!"
"susma, söyle nasıl yaşar böyle insan!
susma, konuş hadi anlat büyük insan!"
devamını gör...
2.
şarkının klibi kocaeli üniversitesi güzel sanatlar fakültesi heykel atölyesi'nde çekilmiştir. klipteki kadın başkasından hamile kalmaz. fark eder ki adamı, onun çocuğunu dünyaya getirebilecek kadar sevmiyordur.
kadın, çocuğu istemediğini şu diyalog ile ifade eder.
k- ben seni o kadar çok sevmiyormuşum
e- ne kadar çok sevmiyormuşsun ?
k- ..
e-ne kadar? ne kadar?
senden bir çocuk dünyaya getirecek kadardır, cevabı.
kadın, çocuğu istemediğini şu diyalog ile ifade eder.
k- ben seni o kadar çok sevmiyormuşum
e- ne kadar çok sevmiyormuşsun ?
k- ..
e-ne kadar? ne kadar?
senden bir çocuk dünyaya getirecek kadardır, cevabı.
devamını gör...
3.
gökhan türkmen'in henüz dijital müzik yapmadığı, gökhan türkmen olduğu yıllarda yaptığı, üzerine kendisinin bile çıkamadığı mükemmel şarkıdır.
susma, söyle nasıl yaşar böyle insan, susma, konuş hadi anlat büyük insan...
susma, söyle nasıl yaşar böyle insan, susma, konuş hadi anlat büyük insan...
devamını gör...
4.
gökhan türkmen şarkısı olup 2008'de yayınlanmış; söz müzik serkan söylemez imzası taşır.
susma, söyle, nasıl yapar bunu insan?
susma, nasıldı anlat hadi ayrılırsam?
söyle, hayat mı çare bulurdu, kendin mi?
böyle, büyük aşklar böyle mi biterdi?
susma, hani aşk insanı zaten bulurdu?
susma, hani yıllar aşka çare olurdu?
söyle, yıllar mı daha hızlı, bir kurşun mu?
böyle, sensiz her gün biraz yok oluşum mu?
susma, söyle, nasıl yapar bunu insan?
susma, nasıldı anlat hadi ayrılırsam?
söyle, hayat mı çare bulurdu, kendin mi?
böyle, büyük aşklar böyle mi biterdi?
susma, hani aşk insanı zaten bulurdu?
susma, hani yıllar aşka çare olurdu?
söyle, yıllar mı daha hızlı, bir kurşun mu?
böyle, sensiz her gün biraz yok oluşum mu?
devamını gör...
5.
her dinlediğimde travma sonrası stres bozukluğu semptomları gösterdiğim gökhan türkmen şarkısı.
travmanın yaratılış koşullarını anlamak için ekranın rengini biraz bozmak, çözünürlüğü 4k’dan 480p’ye (hadi biraz şımarırsak 720 diyelim) indirmek gerek.
spotify veya muadil müzik dinleme platformlarının boy göstermeye başlamadığı, boy gösteriyorsa dahi bendenizin teşrif edecek maddi özgürlüğe sahip olmadığı yıllardayım. lisenin başı. müzik dinlemenin gerçek bir emek ve yine ironik bir şekilde gerçek bir emek hırsızlığı gerektirdiği hoş zamanlar. “şarkıcı || şarkı adı || mp3 indir” formatıyla arama motorlarını eskitmekle meşgulüm. ekseriyetle şarkının indirildiği sitenin adını bağıran bir sesin, mp3 dosyasının başına/kıçına gömüldüğü platformlara eyvallah etmekten ziyadesiyle keyifsizim. düşün şimdi, kan ter içinde yedi dakikalık şarkı indirmiş bi keyifle dinliyosun, beşinci dakika otuzaltıncı saniyede ne idiği belirsiz davudi bir ses kulağına “temizempiüçindir nokta kommm” diye bağırıyor. yaşımız kemale erme yolunda depara kalkmış, hala bazı şarkıların spesifik saniyelerinde ürkek bir çocuk gibi titrer kulak memelerim “aha şimdi gelecek o ses” diye (hatta bu kısım da travmamızın forşadovingi olsun, dikkatli gözler kaçırmasın).
binaenaleyh, bu soruna çözüm arama yoluna baş koydum. araştırmalarım sonucunda ulaşabildiğim en zarif çözüm şarkıların youtube videolarının linkini mp3’e dönüştüren sitelere yapıştırıp, çıktılarıyla muhatap olmaktı. amma velakin kaderin ağlarını ördüğünden, müzik dinleme tecrübemi asude kılan bu birkaç haftalık mp3converter sürecinin, radyoda duyup pek beğendiğim bir gökhan türkmen şarkısıyla sonlanacağından habersizdim.
klibi izleme zahmetine girmeksizin linki hızlı parmaklarla kopyalayıp yapıştırladığım ve şarkının ses dosyasına dönüşmüş halini mp3 çalarıma fırlatıverdiğim o elim gece, epey huzursuz bir uyku çekmek üzere yatağa girdim. sağa ayrı sola ayrı kıvrılıyor, bir türlü uyuyamıyordum. sonunda kulaklığımı taktım, o günün “hasılatını” dinlemek üzere füme arkaplan üstüne turuncu sekmelerde (allahın işi, şu travmayı yaşandıktan 14 yıl sonra aynı arayüz renklerini haiz bir platformda anlatmak nasip oldu) gezinmeye başladım. uykumu getiren birkaç şarkı görevlerini başarıyla tamamladıktan sonra kasten beklettiğim büyük insan’ı çalmaya ve akabinde uyku moduna geçmeye niyetlendim.
şarkıyı zaten sevmiştim, mutlu mesut dinliyorum. sonra birden kulağımın dibinde insanlar konuşmaya başladı. bir çift tartışıyor. “hay allah, klipteki sesler de geldi tabii” diye düşünüyorum ama şarkının keyfini çok da bozmadığından dinlemeye devam ediyorum. gözlerim de iyice ağırlaşmış zaten, pek umursayamıyorum. uykuya ha daldım ha dalacağım. işte o noktada –ki klibin 4. dakika 35. saniyesine tekabül eder- çiftteki erkek bireyin usulca şarkısını söyleyen gökhan türkmen’in mırıltısının üstüne “ne kadar?!!!” (büyük harflerle yazılmış gibi düşünülse efekt daha iyi canlanır) diye bir haykırışı var ki sayın okuyucu, yatağımda bu kadar hızlı doğrulduğumu hatırlamıyorum.
kulaklığı bir yere, müzik çaları bir yere çıkarıp attım, ter içinde kalmışım. şarkı hala çalıyor, bir yerlerden kısık bir ses geliyor ama kalbim saçma sapan bir uyanış neticesinde gümbür gümbür atıyor. dahası, kendime yeterince kaotik bir ortam yaratmamışım gibi birkaç saniye sonra müezzinin mesleki profesyonelliğine ters düşecek olmasa beş dakika evvelinde rakı masasından kalktığına yemin edeceğim yanıklıkta bir sesle sabah ezanını okumaya başlaması, mevzubahis başlığın bünyemde yarattığı travmayı ayakta tutan temellerden biri oldu.
yıllar geçti. şarkıyı malum haykırışı duymamın mümkün olmadığı platformlarda defalarca kez dinledim ama hala o son 30-40 saniyesini dinlerken gerilirim. hatta çoğu zaman gergin bekleyiş şarkıdan aldığım hazzın önüne geçtiğinden sonunu getiremeden başka şarkıya geçerim.
ne kadar sürecek daha bu travma, ha?
ne kadar?!!!!!!
travmanın yaratılış koşullarını anlamak için ekranın rengini biraz bozmak, çözünürlüğü 4k’dan 480p’ye (hadi biraz şımarırsak 720 diyelim) indirmek gerek.
spotify veya muadil müzik dinleme platformlarının boy göstermeye başlamadığı, boy gösteriyorsa dahi bendenizin teşrif edecek maddi özgürlüğe sahip olmadığı yıllardayım. lisenin başı. müzik dinlemenin gerçek bir emek ve yine ironik bir şekilde gerçek bir emek hırsızlığı gerektirdiği hoş zamanlar. “şarkıcı || şarkı adı || mp3 indir” formatıyla arama motorlarını eskitmekle meşgulüm. ekseriyetle şarkının indirildiği sitenin adını bağıran bir sesin, mp3 dosyasının başına/kıçına gömüldüğü platformlara eyvallah etmekten ziyadesiyle keyifsizim. düşün şimdi, kan ter içinde yedi dakikalık şarkı indirmiş bi keyifle dinliyosun, beşinci dakika otuzaltıncı saniyede ne idiği belirsiz davudi bir ses kulağına “temizempiüçindir nokta kommm” diye bağırıyor. yaşımız kemale erme yolunda depara kalkmış, hala bazı şarkıların spesifik saniyelerinde ürkek bir çocuk gibi titrer kulak memelerim “aha şimdi gelecek o ses” diye (hatta bu kısım da travmamızın forşadovingi olsun, dikkatli gözler kaçırmasın).
binaenaleyh, bu soruna çözüm arama yoluna baş koydum. araştırmalarım sonucunda ulaşabildiğim en zarif çözüm şarkıların youtube videolarının linkini mp3’e dönüştüren sitelere yapıştırıp, çıktılarıyla muhatap olmaktı. amma velakin kaderin ağlarını ördüğünden, müzik dinleme tecrübemi asude kılan bu birkaç haftalık mp3converter sürecinin, radyoda duyup pek beğendiğim bir gökhan türkmen şarkısıyla sonlanacağından habersizdim.
klibi izleme zahmetine girmeksizin linki hızlı parmaklarla kopyalayıp yapıştırladığım ve şarkının ses dosyasına dönüşmüş halini mp3 çalarıma fırlatıverdiğim o elim gece, epey huzursuz bir uyku çekmek üzere yatağa girdim. sağa ayrı sola ayrı kıvrılıyor, bir türlü uyuyamıyordum. sonunda kulaklığımı taktım, o günün “hasılatını” dinlemek üzere füme arkaplan üstüne turuncu sekmelerde (allahın işi, şu travmayı yaşandıktan 14 yıl sonra aynı arayüz renklerini haiz bir platformda anlatmak nasip oldu) gezinmeye başladım. uykumu getiren birkaç şarkı görevlerini başarıyla tamamladıktan sonra kasten beklettiğim büyük insan’ı çalmaya ve akabinde uyku moduna geçmeye niyetlendim.
şarkıyı zaten sevmiştim, mutlu mesut dinliyorum. sonra birden kulağımın dibinde insanlar konuşmaya başladı. bir çift tartışıyor. “hay allah, klipteki sesler de geldi tabii” diye düşünüyorum ama şarkının keyfini çok da bozmadığından dinlemeye devam ediyorum. gözlerim de iyice ağırlaşmış zaten, pek umursayamıyorum. uykuya ha daldım ha dalacağım. işte o noktada –ki klibin 4. dakika 35. saniyesine tekabül eder- çiftteki erkek bireyin usulca şarkısını söyleyen gökhan türkmen’in mırıltısının üstüne “ne kadar?!!!” (büyük harflerle yazılmış gibi düşünülse efekt daha iyi canlanır) diye bir haykırışı var ki sayın okuyucu, yatağımda bu kadar hızlı doğrulduğumu hatırlamıyorum.
kulaklığı bir yere, müzik çaları bir yere çıkarıp attım, ter içinde kalmışım. şarkı hala çalıyor, bir yerlerden kısık bir ses geliyor ama kalbim saçma sapan bir uyanış neticesinde gümbür gümbür atıyor. dahası, kendime yeterince kaotik bir ortam yaratmamışım gibi birkaç saniye sonra müezzinin mesleki profesyonelliğine ters düşecek olmasa beş dakika evvelinde rakı masasından kalktığına yemin edeceğim yanıklıkta bir sesle sabah ezanını okumaya başlaması, mevzubahis başlığın bünyemde yarattığı travmayı ayakta tutan temellerden biri oldu.
yıllar geçti. şarkıyı malum haykırışı duymamın mümkün olmadığı platformlarda defalarca kez dinledim ama hala o son 30-40 saniyesini dinlerken gerilirim. hatta çoğu zaman gergin bekleyiş şarkıdan aldığım hazzın önüne geçtiğinden sonunu getiremeden başka şarkıya geçerim.
ne kadar sürecek daha bu travma, ha?
ne kadar?!!!!!!
devamını gör...
6.
buyuk asklar boyle bitermis
devamını gör...
7.
her seferinde; kendisinden, bi' cocuk dunyaya getirilecek kadar sevilmeyen abimizin "ne kadar" diye haykirisinda irkildigim klibe ait sarkidir.
aciklidir. buna ragmen cok guzeldir. buyuludur.
aciklidir. buna ragmen cok guzeldir. buyuludur.
devamını gör...