m.sabah.com.tr/yazarlar/hil...
hilal kaplan, gaziantep'te 4 yaşındaki çocuğun pitbull saldırısında uğradığını hatırlatarak, "güven içinde 'sahada' yürümek isteyen vatandaşın hakkı daha fazla bir avuç hayvantapar tarafından engellenemez" demiş.

detaylı yazısı ise şu şekilde:
"cumhurbaşkanı erdoğan, asiye'yi antalya'da en iyi cerrahların bakımına aldırdı. hastanede ziyaret edip babasına da ayrı bir iş bulunmasını sağladı. fakat her konuda devletin başının mağdurun derdine çare olmasını bekleyemeyiz. türkiye'de 10 milyon sokak köpeği yaşıyor. hepsi kısırlaştırılmış da değil. bu hızla giderse 10-15 yıl içinde kişi başına bir sokak köpeği düşecek bir yere geleceğiz. ancak bundan da büyük sorunumuz hayvanseverler değil, hayvantaparlar!"

âdeta kendi türüne düşman bu kafa yapısının lobi gücü sayesinde muhalefet, asiye için tek cümle bile kuramadı. 'bir şey yapılmalı' dediğiniz zaman bu güruh ortalığı ayağa kaldırıyor ve toplumsal talebin sönümlenmesini sağlıyorlar. ama artık yeter. son 100 günde ülke çapında 60 köpek saldırısı gerçekleşmiş. bu konuda belediyelerin de devletin de üzerine düşen görevi yapmasını beklemek en doğal hakkımız. çarenin ne olduğunu sahayı çalışanlar daha iyi bilir. ama saldırıya uğrama tehlikesi olmadan güven içinde "sahada" yürümek isteyen vatandaşın hakkı daha fazla bir avuç hayvantapar tarafından engellenemez"
devamını gör...
bir canlının başka bir canlıya tapması diye bir olay mümkün değildir eğer öyle bir olay varmış gibi bir durum söz konusu ise bunun sebebi muhtemelen psikolojik bir travmanın belirtisidir.
devamını gör...
sanki kamu yöneticileri sokak hayvanlarıyla ilgili bütün sorunları çözecekmiş de hayvanseverler bütün çözümlere engel oluyormuş gibi bir hava yaratıyorlar.
hayvan severlerin, sokakta köpek besleyenlerin oy oranı kaç? siyasi ve sosyal gücü ne? ne şekilde sorunun çözümüne engel oluyorlar?
bana kalırsa, ortada bir problem var ama işin çözüm tarafında kimsenin gönlü yok.
herkes bir başkasını suçluyor.
devamını gör...
hilal kaplan sorunu yanlış koymuş. konu hayvantaparlık değil ittaparlık. yani kimsenin sokaktaki kediye, güvercine, parktaki sincaba, kirpiye bir şey dediği yok. sorun sayıları on milyon civarında olan ve her gün artan itler ve bu itlere tapan insanımsılar.
devamını gör...
yazar çarpıcı bir başlık ile konuya, tabiri caizse sayfanın ortasından girmiş;

hayvanların, özelinde köpeklerin çocukların ölümüne neden olması elbette hepimizin canını yakıyor;

ve fakat, voltaire nin dediği gibi; "sizin dediklerinize katılmıyorum, ama düşünce özgürlüğünü savunmak için, elimden geleni yaparım." bu cümleden olarak, hayvanlardan nefret etmiyorum, hayvanları sanırım seviyorum ve daha çok hayvanlardan korkuyorum; evet korkuyorum, ki bu çok insani bir duygudur. herkesten, her durum karşısında korkusuz olması beklenemez.
ancak; ben hayvan severlerin, düşünce özgürlüğü kapsamında ne isterlerse yapmaları taraftarıyım, bunun sınırı başkasının özgürlük alanıdır.
bunun dayanağı nedir diyenlere; anayasa 23, 24, 25 maddeleri dir; düşünce özgürlüğü;

kimileri çıkar, şimdilerde terörist olduğu mahkeme kararı ile sabit olan kişilere tvet atar, gazetelerde onunla ilgili yazı yazar;

kimileri de, çıkar köpeğini kedisini sever, onu kutsar, ona ortalama bir insanın yüklemeyeceği anlamları yükler;

ve sonra birileri çıkar, bu milleti unutkan, saf sanarak, dün dündür bugün bugündür diye, amerikada yaşayan kişi ile daha önceki attığı tvetten 180 derece farklı tvet atar (doğrusu 180 derece, 360 derece yine aynı yere gelmek demektir.)

yani demem o ki;
》bence hayvan hakları konusunda bize başkaları ders vermeli,
》herkesin herşeyi bilmesi beklenemez;
》bende bu konuda birşey yazdım demek için yazmayın,
》birilerine şirin görünmek için yazmayın;
devamını gör...
tapacak kadar bazı şeyleri abartanlara diyecek söz yok.
devamını gör...
her konuda uç fikirler ve düşünceler, trend halinde artık...

haber değerleri var bir kere, sanal alemde.
gerçekleşen eylemler, söylemler hep ilgi çekici...
yüzde 1 bile olsalar, ürettikleri içerikler çok değerli.
hal böyle olunca, suistimal de kaçınılmaz oluyor.
daha uca, en uca gitme çabası doğuyor insanlarda.
ilgi görebilmek için, fantastik çıkışlar sergileyenler bile oluyor, bu yolda.
"hayvantapar" da işte tam olarak bu noktada çıkıyor ortaya.
"örümcek beyin"
"koyun sürüsü"
"rustapar"
"arap sevici"
"araptapar"

bu modaya ayak uydurmaması imkansızdı zira, cemaat çok geniş bir kere...
cemaat geniş olunca, ucun da ucu düşünceler, fikirler ve eylemler, ilgi çekiyor haliyle.
ve de adlandırılıyorlar işte bu şekilde.

velhasıl, büyük sorununun da ötesinde büyük sorun var.
o da, hızlı bilgi akışının ve nihayetinde sosyal medyanın, bir sirk gibi görülmesi ve o doğrultuda kullanılması!

internete giren herkes, "en ilginç" videoyu izlemenin peşinde!
en güzel, en nefis, en leziz, en muhteşem, en komik, en heyecanlı, en korkunç, en çok izlenen, en çok beğenilen...

hep bu moddayız!
biz böyle oldukça, bakın daha neler göreceğiz neler...
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"büyük sorunumuz hayvanseverler değil hayvantaparlar" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim