kitab-ı mukaddes'de ''bir cadının yaşamasına müsamaha göstermeyeceksin'' şeklindeki sözden dolayı ortaçağ avrupası'nda cadı avı başlamıştır. giderek yozlaşan katolik kilisesinin engizisyon mahkemeleri de bu fikri destekleyip kullanılacak işkence aletlerini kutsama gibi eylemlerde bulunmuştur.

fakat cadılar, o filmlerde gördüğümüz çirkin, siyah pelerinli ve şapkalı kişiler değildi. hatta size bir sır vereyim; süpürgelerine binip uçmuyorlardı da. sadece insanlardı, senin benim gibi insan. tek fark, ortaçağ avrupası'nda doğmuş olmalarıydı. cadı damgası yemek için kadın olmanız, evliliği reddetmeniz, çocuğunuzun olmaması, zayıf olmanız, evinizin önünde bulut olmaması ya da öncesinde kavga ettiğiniz komşunuzun başına kötü bir şey gelmesi yeterdi. insan olmanız, cadılara atfedilen görünüş özelliklerinden veya hareketlerinden sadece bir tanesine bile sahip olmanız yeterdi.

eğer bir kere cadı damgası yenirse, artık ne insandınız ne de cadı, sadece birer ölüydünüz çünkü türlü işkenceden geçirip size olmadığınız şeyi itiraf ettirmeye çalışıyorlardı. itiraf etmezsen, cadısın ve ölürsün. itiraf edersen, zaten cadısın ve yine ölürsün. yapılan işkenceleri buraya yazacak değilim fakat en ünlüsü diri diri yakılmayı söylemekte bir sorun görmüyorum.
devamını gör...
yıl 2021 büyücülere inanan kitle hiç de az değil. ortaçağ için çok normal.
devamını gör...
bir dönem öyle revaçtadır ki kadınlar birbirlerine cadı olduğuyla ilgili iftira atarak sevmediği kişileri öldürtmüştür.
devamını gör...
malleus maleficarum, cadı avıyla uğraşanların başucu kitabıydı. aynı zamanda, bu kitap, cadı avı ile zaten var olan kkadın düşmanlığını da en üst düzeye taşıdı.

yakılanların büyük kısmı pagandı. bir dönemler şifa için kullanılan semboller, sözcükler cadı avı sonrası şeytanlaştırılmış, bambaşka bir şeye dönüştürülmüştü...

antik dönemin en sevilen tanrıları ve tanrıçaları artık şeytanın en büyük hizmetkarları olmuşlardı... cadı avı, katledilen milyonlarca kadından çok daha fazlasıydı; koskoca bir kültürü yok etmişlerdi.

ama unuttukları bir şey vardı bunları yapan insanların... bir zaman gelecek ve kendilerinin kutsal bulduğu tüm semboller şeytanileşecek, tanrıları bir zamanlar kutsal olan antik dönem tanrı ve tanrıçaları ile aynı şeyi paylaşacaktı... ve yeni dönemin cadı avı da başladı, sinsice ilerliyor.
devamını gör...
çok rezalet bir cahillik örneğidir.
mesela siz elma değilsiniz ama birileri size sen elmasın söyle diye işkence ediyor. nasıl anlatacaksın kendini lan ben elma değilim de hadi ne olacak?
insanlar senelerce cahillikle takılmışlardır ve bu da onun en büyük örneklerindendir.
bir insanı şu bu diye öldürmek manyaklıktır. küçük kafamın almayacağı bir şeydir.
devamını gör...
cadı olsam sen beni nasıl öldüreceksin yada yakalamayı nasıl beceriyorsun? drmek istediğim başlıktır. kadınlardan korkmak onları cadı ilan etmek tıpkı günümüzde yapılan kadın cinayetleri gibi acımasızcadır. kafka okurun bir kaç ay önce yayınlanan bir sayısında bu konuyu detaylı olarak anlatam bir yazar vardı. okunmasını tavsiye ederim. sayıyı bulunca ekleme yapıcam başlığa.
devamını gör...
kafkaokur dergisi
sayı:32 ekim ayı.
yazar: ece temelkuran
yazı : dişi atlas.
devamını gör...
genelde kadın, binlerce insan avrupa ve amerika'da cadı sayılıp öldürülse bile, massachusetts eyaletinin salem kasabası belkide en meşhur olaydır.
1692 yılında, iki tane ergen kızın çırpınarak krize girmesi üzerine, bu kızlara büyü yapıldığı iddia edilmiş ve bunun için birkaç aykırı tipli kadına soruşturma açılmış.
cadı olduklarını itiraf ederlerse idamdan kurtulabilirler umuduyla, her sorguya çekilen bir başkasının cadı olduğunu "itiraf" etmiş. işler o kadar büyümüş ki artık ihbar edecek "potansiyel cadı" kalmayınca, en sonunda mahkemeyi yürüten hakimler ve şehrin valisi falan cadı olmakla suçlanmış.
tabi işin ucu "önemli insanlara" gelince, durun artık yahu ne yapıyoruz biz demişler ve yeniden mahkeme yapıp, alt tabakadaki sıradan 20 kişiyi idam etmişler.
bu olayın etkisi uzun süre sürmüş ve soğuk savaş yıllarında mccarthy'nin komünistleri fişleme uygulamaları cadı avı olarak anılmıştır.
devamını gör...
filozof rene girard 'günah keçisi' kitabında cadı avına da değinmiştir. girard'da göre bu ve benzeri kolektif şiddet olayları nedensiz değildir.

bahsettiğimiz dönemlerde insanlık şimdikinin aksine doğa karşısında çok zayıftı. hastalıklardan, doğal afetlerden, açlıktan ve kargaşadan çok korkuluyordu. olan bitenlerin nedenlerini anlamak ve çözüm aramak yerine bir günah keçisi seçmek insanoğluna çok daha pratik gelmiştir. işte girard cadı avının arkasında yatan motivasyonu böyle açıklar. bir günah keçisi seç ve feda et.

işin ilginci girard bunun gerçekten de işe yaradığını düşünür. bir cadının yakılması insanların bir süreliğine sorunların ortadan kalktığını düşünüp sakinleşmelerine neden olur. toplu bunalım önlenir, kasaba olası bir kaostan kurtulmuş olur. girard, insan haklarının toplumlarca kabul edildiği günümüzde kimseyi kurban edememenin sorunlara sebep olduğunu söyler. kim bilir belki gerçekten de kafamızın içinde hayatımızdan memnun olamayışımızın sorumlusunu arayıp duruyoruz. belki onu bulup kurban edememek sıkıntımızın gittikçe artmasına sebep oluyor.
devamını gör...
en hızlı olduğu dönem olan 11. yüzyıl ile 14. yüzyıl arasında ruhban ehlinin dürtüklemesi ile, avrupayı kırıp geçiren veba hastalığının sorumluları olarak gösterilen ve büyücü olduğundan şüphenilen kız ve kadıncağızların (tabii erkekler de nasibini almıştır) özel yetkili engizisyon mahkemelerince kovuşturmaya uğramaları.

18 yüzyılda isviçre'de son cadı davasının görüldüğü tarihe dek, yaklaşık 30.000 erkek ya da kadın büyücülük/cadılık suçlamasından ötürü yakılarak öldürülmüştür.

aslında bir cadı olmadığı halde, siyasi hesaplara yüzünden yakılarak can vermiş olan jean d'arc, en bilinen ''cadı!''dır.
devamını gör...
cadılık mı kötü yoksa insanlık mı?

14. yüzyılda bütün avrupa, kara ölüm denen veba ile boğuşmaktaydı. salgın hastalık bütün kıtaya yayılırken köylerdeki bütün insanlar özellikle çocuklar ölmektedir. kara ölümle ile birlikte korkuya dayalı histeriye bağlı büyük ve kudretli şeytanın yeryüzüne geldiğine dair söylentiler yayılmıştı. yaşanan kötü kaderin şeytanın işi olduğuna inandılar. kilise durumdan faydalandı engizisyon mahkemeleri kurdu. kilise her zaman feodal sistemin devamlılığına katkı vermiştir. bu mahkemelerin görevi şeytanın günahkarlarını yeryüzünde yok etmekti. 14. yüzyılın sonunda, büyü, günahlar içerisinde en kötüsü olarak görüldü. çünkü ruhunuzu şeytana sattığınızın bir işareti idi. öyle ki yaratılan korku cadıların uçabildiği inancını yaygınlaştırdı. 16. yüzyılda yaşayan hollanda'lı doktor, okültist ve şeytanolog johann weyer, cadıların kullandığı natura adlı bir ilacın insanlarda halüsinasyonlara neden olduğunu iddia etmiştir. cadıların uçtuğu inancı böylece yaygın söylenti olarak yayıldı.

 
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

johann weyer

cadıların şeytanla bir anlaşma yaptıkları, geceleri büyülü toplantılarda şeytana taptıkları düşünülürdü. uçarak gittikleri bu toplantılarda ahlak dışı olaylarda gerçekleşmekteydi. ahlaksız, gizemli bir topluluktan bahsedilirdi. bu sebeple günlerinde ölü bebeklerden korkunç ziyafet düzenlendiğine inanılırdı. bu toplantılara karanlığın prensi şeytanın katılmasıyla doruk noktasına ulaşılır ve şeytan cadılarla cinsel ilişkide bulunurdu.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

illüstrasyon, martin van maële 1911

1486 yılında cadıların belirlenmesi ve yok edilmesinde cadı avcılarına yardımcı olacak bir kitap yazıldı. kitaba “cadı baltası” (malleus maleficarum – hammer of witches) adı verildi. dominikan tarikatından iki alman keşiş (heinrich kramer and jacob sprenger) tarafından yazılan kitap o devrin en yaygın inanışını yansıtıyordu. bu kitaba göre kadınlar, şeytan için kolay bir avdı. kadının bedeni, şehvet ve büyü birlikte ilişkilendirildi. cadıların nasıl tanınacağı ve nasıl yakalanacağı anlatılıyordu. bu kitapta yazılanlar iki yüzyıl boyunca cadı avcılarına rehberlik etti. acımasızlık ve zulüm içeren bu kitap incil’den sonra en çok okunan kitapdı.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

aslında kurbanlar o kötü günlerde topluma yardımcı olmaya çalışan kadınlardı. köylüler başlarına gelen felaketlerin sorumlusu olarak büyüyü ve kendilerine zarar veren cadının kadın olduğuna inandırıldı. yemeği pişiren, ebelik yapan, hastalıkta şifalı otlarla insanları tedavi eden kadınlar ve geliştirdikleri beceriler onlardan daha çok kuşku duyulmasına neden oldu. kadınlar neden kilise tarafından hedef tahtasına oturtuldu? kilise bilge kadınlardan neden korktu?


kaynağını derin bir korku ve nefretten alan engizisyonun alevleri asla sönmeyecek gibiydi. ilerleyen zamanlarda binlerce kadın korku ve ihanetle tuzağa düşürülecekti. cadı olmak ile suçlanan bir kadın yakalandığında dehşet başlıyordu. 1600’lü yılların sonunda binlerce insan yargılanmak üzere engizisyon mahkemelerine çıkarılıyordu. suçlananlar çırılçıplak soyulup inceleniyordu. şeytana ait izler bulmak üzere uzun iğneler ile acımasızca işkence ediliyordu. gariplik olarak ben ya da doğum lekesi yeterli olmaktaydı. delil bulunduktan sonra itirafta bulunması gerekiyordu, aksi takdirde öldürülemezdi. en korkunç en gelişmiş işkence metotları suçlarını itiraf ettirmek amacıyla tapınak şövalyeleri için geliştirilmişti.

tapınak şövalyelerinin 14.yüzyılda ortadan kaybolmasıyla, büyücü bilge kadınlara yönelik yeniden benzer işkenceler kilise tarafından başlatılmıştır. bu işkencelerin üç ayrı seviyesi vardı ve üçüncü seviye insanlara ölümü getiren işkenceleri içeriyordu. parmak ve bacakları döndürmek için yapılan aletler, baş için kullanılan mengeneler, çivili koltuk gibi dayanılmaz acı veren pek çok korkunç, vahşi işkence aletleri o yıllarda geliştirilmiştir. hatta işkence altında olan cadıların çok tehlikeli olduğu düşünülürdü. cadıların gözlerine bakılmazdı, sahip oldukları şeytani güçlerden korkulurdu. onların gözüne bakarsanız acıya bilirdiniz. getirilen açıklama ise cadının sizi büyülediği biçimindeydi. gerçek ise acıma ve merhamet etme ihtimalini ortadan kaldırmaktı.

işkence acımasızca artarak devam ettirildiğinde, en sonunda ne istenirse söylendi. bu gittikçe büyüyen bir girdabı andırıyordu. cadı olduğuna inanılan birkaç kadın ile başlıyor, sonunda düzinelerce kadının yok edildiği bir vahşete dönüşüyordu. mahkeme tarafından uydurulan iğrenç fantazilere dayalı acı dolu ve korkunç işkencelerden korkanların itiraf edeceği umuluyordu. kader günü geldiğinde suçlu bir vagona konuyor, dar sokaklardan geçirilerek köy meydanına getiriliyordu. burada bir kazığa bağlanıyordu. avrupa’da binlerce kadın yakılarak öldürüldü. nedeni ise içindeki şeytan ancak ve ancak yakılarak yok edilebilirdi. cadı dönemi denen iki yüz yıl boyunca fransa ve almanya’nın köylerinde çok korkunç katliamlar gerçekleşti.

ingilizler cadıyı yüzdürmek denen bir yöntem geliştirmişlerdi. suçlunun iki eli ve ayakları göbeği üzerinde bağlanıp su üzerine bırakılıyordu, eğer sanık su üzerinde kalmayı becerirse onun bir cadı olduğuna inanıp öldürüyorlardı, batar ve boğulursa suçsuz olduğuna inanıyorlardı. ancak her iki durumda da kadın ölüyordu. 16. yüzyılda kendilerini dehşete kaptırmış en tehlikeli olan yer almanya’nın wurzburg şehridir. hakimler en sonunda neredeyse tüm şehir halkının şeytana hizmet ettiğine karar verdi. 600 kişiyi ölümle cezalandırdılar. bunların 19'u rahip 41 ise çocuktu. geriye hiç kadın kalmamıştı. toplamda tüm avrupa’da 60.000 ile 300.000 kişinin yok edildiği iddia edilmektedir.
devamını gör...
kendinden olmayanı ötekileştirme ve sonunda onu bertaraf etme anlamında kullanılan deyimdir. günümüzde de son sürat devam eden “av”dır. sol cenah, sağ cenah, liberal, demokrat hiç farketmez hepsi fırsatını bulduğunda gerçekleştirir bu eylemi.
devamını gör...
günümüzde de varlığını gösteren karabüyü, cadı yakalama işleri, özellikle 17 yy. avrupa'sında doruk noktasındaydı. bunun için özel mahkemeler bile kurulmuştu.
peki bu mahkemeler kişinin ''cadı'' olduğunu nasıl anlıyordu?!

-sağ ayak başparmağınız, sol ayak parmaklarınıza bağlanıyor. sonra göle atılıyorsunuz. eğer vaftiz suyu olan göl sizi redder de, su yüzeyinde kalırsanız; tebrikler cadısınız... artık yakılarak öldürüleceksiniz.
ha eğer suyun dibini boylarsanız tebrikler, cadı değilsiniz. ancak boğularak çoktan öldünüz.

- enteresan nedenlere dayanan cadı infazları vardır efem... bunlardan biri büyük bir ihtimal kısır olan, ursulina de jesus'ün yakılarak öldürülmesi olayıdır. suçlamayı yapan kocası idi: çocuk sahibi olmaktan kaçınmak için kocasının erkekliğini ortadan kaldırmakla suçlandı; yakılrak öldürüldü.

cadılar için bir çok öldürme yöntemi vardı efem. ancak bunlardan ''ateşle yakma'' fikri , özellikle bavyera piskoposunun, cadının kötülüğünün topraktan temizlenmesi için tek şart olduğunun söylenmesi ve telkini gerçekleşmeye başladı.
günümüzde halen cadı avları, ve büyücülük sebebiyle toplum tarından lince uğrayan bir çok kişi vardır.
devamını gör...
nefretlik insanların birini öldürürken aldığı büyük haz..
devamını gör...
(1480-1750) yılları arası dönemde fazlasıyla rastlanıp uygulanan bir ceza ve infaz yöntemi olup bu zaman diliminde 40.000-60.000 arası kişinin cadı avına kurban gittiği rivayet edilir.

kitâb-ı mukaddes adlı eserde ''bir cadının yaşamasına müsamaha göstermeyeceksin" ibâresi yer alır.
cadı avının kadın düşmanlığından kaynaklanan bir arınma gecesi olduğu da düşünülebilir.

cadı avı genellikle kadınlar üstünden yürütülmüştür.
uğursuz ve lanetli olarak görülenler infaz edilmiştir.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel


geçmişte avrupa'da cadılıkla suçlananların yaklaşık dörtte üçü kadındı.

kadın-erkek oranı bölgeler arasında farklılık gösteriyordu.
suçlananların çoğu yoksul ve yaşlı kadınlardı.
suçlananların çoğunun kadın olmasının başlıca nedenleri şunlardı:

havva'nın yasak meyveyi tadarak
 cennetten kovulmaya neden olması
hikâyesi nedeniyle,
kadınların erkeklerden daha zayıf karakterli olduğu, dolayısıyla
 şeytan'a daha kolay kandığı inancı yaygındı.

kaynak
devamını gör...
başarılı bir av gecesiydi,

her yerde olur, normal sözlükte de. geleneksel birincisi bu olsun. her yıl ocak ayının ilk haftası yapalım bence

n'olmuştu; 'yasak elmaya tamah edilebileceği dillendirilince cennetten kovulma'
devamını gör...
-yakalııııııım yakalıııııım
-önce s.......... sonra yakalım..
-sus lan..

yakmaya başlarlar..

-ya önce bir s..........?
-bak dövücem ama ha!!!

(bkz: kötü kedi şerafettin) (bkz: kunilya)
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"cadı avı" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim