canlı ders esnasında yaşanan trajikomik olaylar

pandemi dolayısıyla eğitim kurumlarının uzaktan eğitime geçmesiyle birlikte 7'den 70'e herkesin az ya da çok tanık olduğu durum. açık unutulan kamera ve mikrofonlar mı dersiniz, çocuğuna yiyecek bir şeyler getirme bahanesiyle göz ucuyla öğretmeni kontrol eden veliler mi, ders anlatılırken arka planda size eşlik eden müge anlı'nın sesi mi... saymakla bitmez.

ilk canlı dersimde bir öğrencim "ooo öğretmenim, kamerayı dolandır bakam da evini gezelim görelim." demişti.*

bir başka canlı dersimde başka bir öğrencim çoraplarını çıkarıp kamera karşısında koklamış ve " öğretmenim ben bugün banyo yapayım." dedi.* çorabı koklayarak banyo zamanının geldiğini bilmeyen de ne bileyim.*

canlı dersteki tek canlının kendisini olduğunu fark ettiği an öğretmenin yaşadığı duyguya trajedi denir.

mikrofonu açık kalan arkadaşımın bağıra bağıra farklı odadaki kardeşiyle muhabbet etmesi ve çok kibar olan hocamızın bir süre bekledikten sonra kızı uyarmadan dersi anlatmaya devam etmesi.

yatarken kameram açılmıştı .

bir soruya cevap verdikten sonra mikrofonunu açık unuttu ve sonra annesine "sucuğklu yap anne yumurtayı" diye bağırdı ve "en zor soru da bana geliyor" diye yakındı...
edit: hoca çocuğa sucuğklu *adı* diye sesleniyor...

henüz yaşamadığım umarım yaşamam dediğin olay türleri

sürekli sözünü kesen arkadaşa hoca tamam lan ben susuyorum sen konuş deyip mikrofonunu kapatmıştı. birkaç dakika öylece müthiş bir sessizlik olduktan sonra hoca döndü ve hiçbir şey olmamış gibi derse devam ettik.

arkadan duyulan seslerdir. en son duyulanı: bırak lan dersi haydi gel şu kahvaltını yap ifadesidir. afiyet olsun efendim.

sosyoloji dersinde birisi mikrofonu açık unutup " yeter lan ben karl marx mıyım **** koyim her boku niye bilmek zorundayım" demişti.

pandemi döneminde yaygınlaşan internet üzerinden eğitim bazı eğitimcileri zor duruma soktu. zoom'da ders yaparken kamerayı açık unutan bir öğretmen karısının göğüslerini öpmeye başlayınca canlı yayında rezil oldu.

kolombiya'da bir katolik okulunda görev yapan fizik öğretmeni ruben dario parras, zoom üzerinden ders verdi. bir süre sonra derse ara veren öğretmen bu sırada kamerasını kapatmayı unuttu.

kamerasını kapattığını düşünen öğretmen yanına gelen eşinin bluzunu kaldırıp göğüslerini öptü. o sırada derste olan herkes öğretmenin eşinin göğüslerini öptüğü anlara şahit oldu.

öğretmenin bu davranışı karşısında bazı öğrencilerin güldükleri duyuldu. durum nedeniyle özür dileyen öğretmen, yaptığı açıklamada eşinin bir şeye ihtiyacı olup olmadığını sormak için odaya geldiğini belirtip, "o sırada kameranın kapalı olduğunu sandığım için eşimin göğüslerini öptüm. bu davranışımdan dolayı herkesten özür dilerim." dedi.

kuzenim* ilk zamanlar alışıncaya kadar derse bizde giriyordu. bir keresinde odama girmem gerekti. kapının kadrajda olmadığını sanıyordum. kapıyı biraz açıp o aradan yatağıma uçup kitaplıktan cüzdanımı alacak aynı şekilde sessizce çıkacaktım.

zihnimdeki görevimiz tehlike müziği eşliğinde;
*kapıyı yavaşça açtım.
*aradan süzüldüm.
*yatağa bir kaleci gibi uçuş yaptım.
*tam uçuş esnasında boyumu hesaba katmadığımdan ayağım kapıya çarptı kapı "gümmm!!" diye duvara tosladı.
*daha beteri, tüm sınıf benim ne yaptığımı en baştan beri görüyormuş.*

sınav olurken aynı anda zoom'dan görüntü ve ses açık bir şekilde denetleniyoruz. ses geldiği zaman sizin görüntünüz yeşil bir çerçeveyle öne çıkar. evde giriyorum sınava. yengem odamın kapısını açıyor beni kahvaltıya çağırmak için. türkü söyleyerek giriyor içeriye. sesi de baya dik. "zembilfiiroooş lawike feqiire..." arkadan da babannemin sesi. yan odada kaldığı için bana komşu diye sesleniyor. "qomşi qomşi di gel kehvalti yaap".. bütün motivasyonumun içine ettiler. diğer öğrencilerin güldüğünü duyuyorum. hoca da "annesi sınavı bitsin gelsin olur mu?" dedi. yengem hala bağırıyor "haaa sınavın vardii?" yani odadan çıkıp kapıyı kapatmaya niyeti yok.. ay allahım o gün tırnaklarımla elimi kanattım sinirden.

hoca şimdi başlayacağız dedi, 5 dakikadır ses seda yok, sindirim problemleri yaşıyor sanırım.

ben yaşamadım ama şu miktofonu açık unutup sevişen kız bence bu işin zirvesi, top noktası. hoca da garibim bas bas bağırıyor "miktofonun açık kalmış merveeeee" diye.

küfürler buna da dahil mi? sorusunu merak ettiren olay.