"the meeting of two personalities is like the contact of two chemical substances: if there is any reaction, both are transformed." sözünün sahibi isviçreli psikiyatrist. aynı zamanda freud'un da öğrencisidir ve analitik psikolojinin kurucusudur.
devamını gör...
psikanalizin devamlılığını sağlayan ve freud'un takipçisi olan psikoterapist. her ne kadar yasak aşkıyla anılsa da psikoloji bilimine katkıları çok fazladır. hayatının dönüm noktası, freud ile yollarının kesişmesi oldu.
jung kişiliğin tamamına verdiği psişe adıyla bilinç ve bilinçdışı duyguların hepsini bir arada topladı. bilinç ve bilinçdışının yanında camiasında yepyeni bir kavramdan söz etti ki bu kavram "kolektif bilinçdışı"dır.
örümcekten ya da daha önce hiç tecrübe etmediğimiz durumlardan korkmamızı ortak bilinçdışına örnek gösterdi ve buna arketip adını verdi. jung, yaşamının büyük bölümünde bu arketipleri araştırdı ve arketiplerin bazılarına ayrı bir önem verdi. bunlar persona, anima/animus, gölge ve ben'dir.
analitik psikolojide persona, toplumun onayını sağlamak için insanın dış dünyaya karşı taktığı maskedir. anima erkeğin içindeki kadın ruhunui; animus ise kadının içindeki erkek ruhunu temsil eder. gölge, insanın hayvani yönünü içerir. evrim tarihinden bize miras kalmıştır ve genel olarak ilişkilerimizi etkiler. ben ise, kişiliği örgütleyen öğedir. bir nevi, egonun karşılığıdır.
analitik psikoloji dipsiz bir kuyu bunlar da sadece özetin özeti olabilecek bilgiler. hazır üzerine çalışıyorken buraya da bırakayım belki merak eden birileri vardır dedim *
devamını gör...
carl gustav jung (1875-1961)

analitik psikolojinin kurucusudur.
insanı, insan olmak hakkında yorumlamaya sürükleyen şeyler eninde sonunda insanın sadece kendisini yorumlaması olacaktır, düşüncesinden yola çıkan eserleri vardır.

‘’yaşamım bir anlamda, yazdıklarımın özünü oluşturuyor. kişiliğim ve yazma biçimim bir bütün. tüm düşüncelerim ve çabalarım aynı zamanda ‘ben’im. bu nedenle, özgeçmişim ‘ben’in yalnızca küçük bir parçası."

jung, psikiyatri kökenli ruhun bir çözümleyicisi gibidir. bilinçdışının dinamik ve imgesel görüntülerini inceleyen, dönüşümlere yol açan bir bilim insanıdır.

jung, ‘’ruh’’ tanımını genişletmiş, bilincin karanlıklarına saygı duymuş, aydınlığa giden sürecin karanlıktan geçtiğini savunmuştur.
devamını gör...
lisedeyken aldığım anılar, düşler, düşünceler isimli otobiyografisini hala okumadığım psikiyatr. bir hocam sürekli kendisinden bahseder kitaplarını okursak büyük aydınlanma yaşayacağımızı söylerdi. dinlemedik kendisini ama geç olsun güç olmasın mottosuyla otobiyografisinden başlayarak kitaplarını okumaya gidiyorum.
devamını gör...
din ve rüya sembolizm'ini inceleyerek, bilinç altına ruhani bir içgüdü kaynağı olarak bakmıştır. içe dönüklük ve
dışa dönüklük ayrımını ilk o yapmıştır.
devamını gör...
orta yaşı 30-35 yaş aralığında tanımlayan, bu dönemde bireylerin kurdukları reel ilişkilerde kayıplar yaşaması ve/veya üretkenliklerinin durağanlaşması durumlarında gelişimsel krizlere ve derin depresyonlara sürüklendiklerini ileri süren freud selefi psikiyatr.
bu dönemimde bir değil iki kayıp yaşamış tanımlı bir kaos beslenicisi olarak, kendimi daha üretken bulduğum problemli dönem performanslarımı sürdürmemi anlamlandırmış olmana müteşekkirim bro. bu konudaki soru ve sorunumun cevabını buldum en azından.
next!
devamını gör...
1875 doğumlu isçivreli psikiyatrist, akademik kariyerinin erken döneminde freud’la çalışmış olmakla birlikte ileride onunla yollarını ayırmıştır.
devamını gör...
freud yahudi asıllı bir nörolog olduğu için psikanalizin devamı, gelecek nesillere aktarılması adına jung'u kilit bir noktada görüyordu. zira jung hem almandı hem de psikiyatri ekolünden geliyordu. fakat aralarında libido yüzünden başlayan ve jung'un giderek klasik psikanalizden kopmasıyla sonlanan enteresan bir ilişki gelişti. freud manevi oğlu olarak tanımladığı jung ile yüz yüze gelmeyi bırakın, mektuplaşmayı bile sonlandırdı. tabii yaşamının son dönemlerinde yazdığı uygarlığın huzursuzluğu eserinde yaşam içgüdüsünü tekil bir içgüdü olarak tanımlamayı bırakarak, karşısına en az onun kadar baskın olan ölüm içgüdüsünü yerleştirmesi libido hususundaki görüşlerinin farklılaştığını gösteriyor olsa da tekrardan bir araya gelmeleri mümkün olmadı bu ikilinin. jung psikoterapiye katkılarını yadsımamak ile birlikte günümüzde daha çok kişilik tipolojisi ile anılır.
devamını gör...
psikoloji dünyasında ve pozitif bilimciler tarafından en çok yanlış anlaşılan kuramcılardan birisi... jung kültür gibi karmaşık bir mekanizmaya sahip tek canlı olan insanın kolektif bilinçdışını anlayabilmek için farklı mitolojilerdeki arketipleri çözümledi, buysa onu okültizm ve ezoterizm gibi alanlarla tanışmaya itti, ve bu sebeple meşrulaşma gayesi güden çoğu okültist ve mistik için jung bir mihenk taşı haline geldi. ama bu insanların ve bazılarının ısrarla anlamak istemediği şey, jung'un düşünce yapısının metaforik olmasıydı. jung okült olaylara ve mistik fenomenlere karşı her zaman sınırını korudu, asla bu fenomenlerin gerçekten anlatıldığı gibi olduğunu düşünmedi, fakat okült fenomenlerin psikolojisini ve patolojisini anlamaya cürret eden sayılı, hatta bildiğim kadarıyla tek kişi olduğundan bir mistik olmakla suçlandı. jordan peterson iki yıl önce matt dillahunty ile yaptığı bir tartışmada bu konuya kısaca değiniyor, hayatında belki de hiç jung okumamışsın, bir iki köşe yazısı ve eleştiriye bakarak jung bir mistikti diyorsun, kusura bakma ama bu çok saçma...
devamını gör...
bugün psikiyatrinin düşmanı olan yaşam koçluğu, reiki, new age gibi insanın mantığını bulamaç haline getirip kalın barsağına indiren pek çok uygulamada bu dayının nedensel bir payı vardır.

evet freud ve onun çarşamba psikanaliz derneği'nin de bilimin pozitif omurgasına oturmayan kuramları ve uygulamaları vardı.

ama bilim yapma arzusu ve hedefi içerisinde hataya düşmek ya da gözlemi kusurlu çıkarıma ilerletmek ile, düzayak bilimin aksine deparlayıp çağdaş şamanlık yapmak arasında da tabii ki fark vardır. tabi bu söylediklerim jung'u olmadığı bir şeye indirger. fakat şunu unutmamalı; bazı olgular vardır ki bilimle bunları ancak çürütebilirsiniz. meşrutiyet kazandıramaz ya da onu sahip olmadığı pozitif bir zemine oturtamazsınız. gözlemlediğiniz şey size kendi tabiatından çok da uzakta bir çıktı veremez.

benzer bir çaba da islâmî camiada var. namaz kılmanın metabolik faydası, dua etmenin beyin dalgalarını "olumlu" etkilediği vs. mevzuya dair vur-kaç tarzda açıklamalar.

bu iki anlamda da şarlatanlıktır. birincisi, iman ve ibadet bunu tartışmaz. ibadet etmek kişiye fayda vermek zorunda değildir zira oradaki eylemle memnun etmeye çalışılan şey kişinin kendisi değildir. buraya pozitif mercekle bakmak, inancı ait olmadığı bir yerde konumlama çabasıdır. kitleselleşme adına atılmış komik adımlardır bunlar.

ikincisi ise aynı denklemin tersinden, bilim tarafından geçerlidir. derdin metabolizmanı geliştirmekse, bunun yan etki olarak elde edileceği muğlak bir pratik yerine doğrudan ampirik çıktıları olan denenmiş ve kanıtlanmış metotlara yönelmek merkezde olmalıdır. çünkü etki etmeye çalışılan şey ölçülebilir ve eşya evreninde işleyen bir sistemdir. bundan daha dışarılıklı bir boyut kurup, ölçülemez ve soyut bir denklemin işletilmesi imkansızdır.

sözün özü, jung'un kasten "dur şu bilime çomak sokayım." dediğini zannetmiyorum. ama bilimsel operasyon yürütmeye çalıştığı saha bu kadar bilimden uzak olunca, armut dalından uzağa düşmemiş ve kendisi iyi ihtimalle felsefecilerin daha yaygın olarak ise kuvars kristalinde mutluluk arayanların referansı haline gelmiştir.
devamını gör...
kitaplarını okumakla mutlu olduğum, zamanın ötesinde bir insandır. non foras ire, in interiore homine habitat veritas! sözüne kitabında rastlayınca vahiy gelmiş gibi sevindiğim adam.
devamını gör...
“yalnızlık, insanın çevresinde insan olmaması demek değildir. insan kendisinin önemsediği şeyleri başkalarına ulaştıramadığı ya da başkalarının olanaksız bulduğu bazı görüşlere sahip olduğu zaman kendisini yalnız hisseder.” diyen gönlümüzün dedesi.
devamını gör...
gece düşleri yoluyla en eski kaynaklarla temas kurulabileceği kanısında olan kişi, analitik psikolojinin kurucusu.
devamını gör...
freud ile aralarındaki ilişkiyi (bkz: a dangerous method) filminde görebilirsiniz.
devamını gör...
psikolojinin efsane ismidir. çalışmaları (bkz: freud)un aksine bilim çevreleri tarafından kabul görmüştür
devamını gör...
sigmund freud'un ancak getir götürünü yapar dediğim, analitik psikolojinin kurucusudur.**
devamını gör...
sigmund freud ile işbirliği yapan daha sonra,cinselliğin önemlilik derecesi üzerinde anlaşmazlığa düşerek ayrılmışlardır.
devamını gör...
"kendi kalbine bakamayanın yaşamı bulanıktır; kendi yüreğine bakabilme cesareti gösterenler gönlünün muradını keşfedenlerdir. dışarıya bakan rüya görür, hayal dünyasında kaybolur; içeriye bakan uyanır, kendini keşfeder." *
devamını gör...
freud’un rüyalarını analiz etmiştir ve rüyaların içeriğini freud’dun ölümünden sonra soranlara; bazı şeyler hayattan uzun sürer diyerek respecti kapmış büyücü, falcı, medyum, psikolog karışımı bir dayıdır.

kaçak çelikhan tütünü içer.
devamını gör...
hastalarına karşı çok şefkatli davranırmış hatta bi tanesine* oral yaptırdığı söyleniyo..
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"carl gustav jung" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim