ceren damar şenel

çankaya üniverstesi hukuk fakültesin de araştırma görevlisi olarak görev yaparken, kopya çekerken yakaladığı öğrencisi (bkz: hasan ismail hikmet) tarafından önce silahla vurulup ardından 17 bıçak darbesi ile öldürülen genç bir akademisyen.. gündemi takip edenler dava sürecinde yaşananları ve sanık avukatı'nın çok çirkin iftiralar içeren savunmasını hatırlayacaklardır.

sanık hasan ismail hikmet’in avukatı vahit bıçak’ın -başlıkta adı geçen- maktule hakkında “sanığın yüzme sporu yaparak geliştirdiği vücuduna, maktule ilgi duymaya başlamıştır”, “maktule, danışmanlığını yürüttüğü öğrencisi ile cinsel ilişkiye girerek, görevini istismar etmiş, öğrencisi üzerinde hiyerarşi ve otorite yetkisini kötüye kullanmıştır”, “sanık, danışmanı olan araştırma görevlisi maktulenin cinsel talebine boyun eğmek zorunda kalmıştır”, “zorlama yoluyla gerçekleşen kaçınılmaz tecavüz eylemine boyun eğmek zorunda kalmıştır”, “çocuklar üniversiteye beyinlerini geliştirmek için gelmektedirler. fantezileri olan akademik personelin fantezilerini giderme aracı olarak gençlerimiz kullanılamaz” gibi tepki çeken ifadelerinin ardından damar’ın ailesi; ankara cumhuriyet başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunmuş, savcılık da avukatların görev suçları sebebiyle soruşturulmalarında izin almak için adalet bakanlığı’na başvurmuş. sonuç ise bakanlık, yargılamaya izin vermiş. [kaynak]

ölünün yüzüne değil, arkasından konuşmak; kolaydır. bu ve bunun gibi mesleklerini ahlaksızca gerçekleştiren kişilere hukukun balyozu hiçbir statü gözetilmeksizin indirilmelidir. bu yargılamanın sonucunda savunduğu o sanık gibi kendisi de hapse girer de çıkamaz.

şu ifadeleri ve sanığın kendini savunma şekli utanç verici ya, iyi ki bizim mahkemelerde jüri falan yok, buna inanan çıkar.. hapse girsin de çıkamasın..

bugün ölüm yıldönümüdür. geçtiğimiz günlerde de katilinin aldığı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yargıtay tarafından onaylandı. elbette ailesinin acısını dindirmez bu karar ama adaletin uygulanması bir nebze teselli olmuştur.