hiç bi zaman kürtlerden ve alevilerden vs. bu ülkenin parçası olan herhangi bir kesimden nefret etmedim. etrafımda sürekli kürtler de oldu alevilerde. bu durum beni hiç rahatsız etmedi. ama özellikle son yıllarda arapları çevremde istemiyorum. evet kardeşim istemiyorum zorunda mıyım ? neymiş ülkesinde savaştan kaçıyormuş, savaş dünyanın en kötü şeyi ama oy bile vermediğim bi hükümetin yanlış ve kontrolsüz göçmen politikası yüzünden aynı kültüre sahip olmadığım insanlarla birlikte olmak istemiyorum. bu adamların gelip babasının çiftliği gibi benim şehrimin sokaklarında gezip, kadınlara bakıp hatta taciz etmelerini istemiyorum. gittikleri herhangi bir mekanda gürültülü sesle konuşup çevrelerine rahatsızlık veriyolar, sokaklarda 4-5 kişilik gruplar halinde yürüyüp, köşe başlarında dikilip milleti kesiyolar, yolda yürürken kadınları gözetleyip videoya alıyorlar. edebiyle gelip, onu savaştan, talibandan, esad'dan vs. kurtaran bu ülkenin vatandaşlarına minnet ve saygı duyması gerekirken saygısızlık ve terbiyesizliği en üst noktada yapıyorlar. kusura bakmayın bu zihniyette gelecekse bu insanlar gönderelim ülkelerine geri kafasına bomba düşse bile umrumda değil. suriyeli,afgan,pakistanlı hepsi gitsin istemiyorum. gerçi suriye şuan inanılmaz bi yer gibi görünüyor dışardan, ellerindeki tüm bağnaz radikal islamcıları bize çaktılar kendileri miss gibi takılıyor gibi.
işletim sistemlerinin aralarında bazı büyük farklar olsa da (uygulama geliştirilebilirlik, birinin çalıştırdığını ötekinin çalıştırmaması vs.) özellikle çıkan son m işlemcilerle birlikte apple diğer markalara göre çıtayı baya kaldırdı. bunda tabi macos işletim sisteminin kapalı ekosistemi ve gerçekten ve gerçekten inanılmaz stabil olması beni tekrar mac tarafına çekmiş durumda. 2.7ghz 8gb ram ve 256gb ssd li bir early 2015 macbook pro kullanıyorum. bataryasının ömrü bitti ben bunu değiştireyim artık derken yeni m2 işlemcili bir tane almaya karar verdim ee ona para biriktirirken de bataryasını değiştireyim dedim ve bataryasını değiştirdikten sonra alet tekrar ilk günkü gibi hızlı çalışmaya devam ettim. hayretler içindeyim ama yenisini de alacağım kurtuluş yok ilgilenenler dm kutumu turuncuya boyayabilir. sonuç olarak oyum apple'a.
beni pandemiden sonra yaşamak accaip zorluyor, yaşımın da getirdiği sorumluluklarla beraber, abi durmadan bi şey yapmak zorundayım. karnım acıkıyor yemek yemek istemiyorum ama yemek zorundayım, çişim geliyor tuvalete gitmek zorundayım, en fenası bunların hepsi için para kazanmak zorundayım ne kadar kazanırsam kazanayım yetmiyor. çıldıracağım yau... durmadan kendimi bunu yapmak zorndayım diye hissediyorum bi mal gibi yatamıyorum...
"aşk karşındaki seni sevmese de vardır" kalıbına katılmayacağım, sonsuza kadar bunu yaşayamazsınız eğer yaşıyosanız acı çekmekten hoşlanıyosun ki bu ruhsal bi problemdir. seni sevmeyen senle olmak istemeyen birini sürekli bekleyemezssin bu seni çürütür... en büyük aşklar bile biter. aşk kalıbına çok takılmamak lazım aşk dediğin şey bazısı için 1 gecelik seks, bazısı için bir ömür yürüyeceğin yol arkadaşı olur. bu noktada bir gecelik takılan insana da sen aşık değilsin diyemezsin, bir ömür yürüyecek olana da abarttın diyemezsin.
tabipler elbette iş bıraksın sektörde oluşan aşırı şiddet sorununa tepkilerini göstermek için iş bırakmak vs. her türlü eylem hakları. ama bu sağlık personeline şiddet olayının dışında ülkede şiddet olayları var. biz diyoruz ki sağlık personeline şiddet olmasın adam gidiyo yolda "bana yol vermedi"diye adam bıçaklıyo kime ne anlatıyoz acaba ?
her babayiğidin harcı değildir, zira viski lezzetli olsa da fazlası fena çarpar... bu arada 35lik herhangi bir içki şişesine bir şişe denmez. bir şişe 70liktir. 35lik içtiyseniz yarım şişe sayılır raconda.
adettendir diye öyle denir zaten. derdime derman olmayacak insana iyi değilim deyip hem onun hem kendi vaktini çalmak istemem.. derman nerdeyse ona anlatmak lazım.
"kopyalar ne kadar kuru ve tatsızsa, taklitler o kadar canlı ve sevimliydi. sonuç olarak realist romanlar, yazarların suratları kadar tekdüze, şaşırtıcılıktan yoksun, ve aslında gerçek dışı şeylerin anlatıldığı kitaplardı. çünkü bir mucize olan gerçeğin ta kendisi şaşırtıcı ve hayranlık uyandırıcı iken, aynı gerçeği anlatan bir realist romandaki hemen her şeyin bu kadar tek düze, bu kadar aşina ve bu kadar alışılmış olması başka nasıl açıklanabilirdi? dünyadaki her şey bir mucizeyken insan nasıl hayret etmeden durabilirdi?"
çocukken hiç bi şeyimin kıymeti yoktu benim için herşeyimi, oyuncaklarımı,bisikletimi vs. arkadaşlarımla paylaşırdım, çünkü onlarsız tek başıma oynayınca bi kıymeti yoktu o şeylerin. büyüdükçe bu duygumu kaybettim hatta çok para verdiğim bi telefona köle oldum resmen. malımızın kölesi olduk resmen.
ülkede herkes eğitim olayının üniversitede olduğunu sanıyor. oysa bir çok çeşidi var, herkes üniversite okumak zorunda değil. şunu bi anlamalıyız ki para kazanmak için, diğerlerinden saygı görmek vs. için yıllarca üniversite peşinde koşuyoruz ama iş tam tersine dönüyor.
tamam ya benim son noktaydı. ırkçıysam da ırkçıyım ulan. ben böyle herifleri istemiyorum ülkemde. gitsin ülkesinde geberiyo mu? asıyolar mı? nooluyosa olsun. kendi ülkemizdeki kelle meraklıları bitti bunlar başladı bi de.
normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz.
Daha detaylı bilgi için çerez ve
gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.
online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.