chp’li belediyeye çiftçiye elektriği bedava verin önerisi
başlık "sailoreee" tarafından 23.02.2022 11:12 tarihinde açılmıştır.
1.
haber detayı
rize'de chp'li fındıklı belediyesi'ne, akp belediye meclis üyeleri olarak ‘çiftçilerin elektriği bedava kullanmasına’ ilişkin önerge verdiklerini söyleyen akp rize il başkanı ishak alim, bu önergenin sümen altı yapıldığını öne sürdü. chp genel başkanı kemal kılıçdaroğlu'nun "elektriği bütün çiftçilere bedava vereceğiz" sözlerini hatırlatan alim, "alacağın belediyede elektriği bedava vereceksin. fındıklı kazanılmış. orada da çiftçilerimiz var. tarım ve çay çiftçisi. elektriği bedava verin” dedi.
rize'de chp'li fındıklı belediyesi'ne, akp belediye meclis üyeleri olarak ‘çiftçilerin elektriği bedava kullanmasına’ ilişkin önerge verdiklerini söyleyen akp rize il başkanı ishak alim, bu önergenin sümen altı yapıldığını öne sürdü. chp genel başkanı kemal kılıçdaroğlu'nun "elektriği bütün çiftçilere bedava vereceğiz" sözlerini hatırlatan alim, "alacağın belediyede elektriği bedava vereceksin. fındıklı kazanılmış. orada da çiftçilerimiz var. tarım ve çay çiftçisi. elektriği bedava verin” dedi.
devamını gör...
2.
elektriğe yüzde 127 zam yapan bir zihniyete bak sen. gerçekten hala bunlara oy verene saygım yok.
kılıçdar akla ve mantığa uygun, son yılların en iyi şeyini söyledi. akp ise buna kudurdu. çünkü tarım bu sayede iyiye gidecek. öyle olursa bop sekteye uğrar. yandaşlar semiremez vs.
gerçekten inanılmaz ya. gelin hep birlikte bunu yapalım demek yerine, suçlar gibi, yaftalar gibi chp üzerine oynuyorlar hala.
kılıçdar akla ve mantığa uygun, son yılların en iyi şeyini söyledi. akp ise buna kudurdu. çünkü tarım bu sayede iyiye gidecek. öyle olursa bop sekteye uğrar. yandaşlar semiremez vs.
gerçekten inanılmaz ya. gelin hep birlikte bunu yapalım demek yerine, suçlar gibi, yaftalar gibi chp üzerine oynuyorlar hala.
devamını gör...
3.
oksijeni bedava kullanıyorsanız hükümetimiz sayesinde de diyebilirler yarın öbür gün.
devamını gör...
4.
popülist söylemler. türkiye piyasasında bir şey ucuz ise bilin ki onu birilerinin parasıyla sübvanse ediyorlardır, yani vergilerimizle.
tarım ile geçimini sağlayan dört kişilik bir ailenin 1 yıllık yaşam giderleri için en az 150 bin metrekare (150 dekar, 15 hektar) alanda bitkisel üretim yapmalıdır. bu kadar büyük araziyi ekmek, sulamak, gübrelemek ve ilaçlamak için ne kadar çok masraf yapılıyor haberiniz var mı?
en yüksek fiyatlı tarım girdileri mazot ve gübredir.
1. mazot: brent petrol fiyatları 100 dolares olduğu için küresel petrol krizi var. krizin sebebi petrol rezervlerinin tükenmesi değil. covid-19 pandemisi ve ardından 2021 süveyş kanalı krizi navlun ağını sekteye uğradı. deniz yoluyla kargo taşıma fiyatları da arttı. türk hava yolları son iki yıldır kargo taşımacılığıyla ayakta duruyor. thy'nin kadrosu ise kartal imam hatipli akplilerden oluşuyor. rizeli akp'li meclis üyeleri seslerini chpli rize belediye başkanına çıkaracaklarına thy'nin yakıt masrafını konuşmalılar.
2. gübre: gübre konusunda dünya devi rusya'dır. çünkü azot-fosfor-potasyum gübresi üretimi (npk kompoze gübre) için kullanılan proses çok büyük enerji gerektiriyor. rusya, yer altı doğalgaz rezervien sahip olduğu için bütün bu prosesin gerektirdiği enerjiyi karşılayabiliyor. ancak türkiye'nin böyle bir jeolojik mirası yok. bu nedenle bitkisel üretimde en önemli girdimiz kompoze gübrelerdir. ne hikmetse gübretaş 'ın başına da akpli tayfa çökmüş.
arkadaşlar akp'nin çökmediği yer mi var? küresel bir güç türkiye cumhuriyeti'nin bütün can damarlarını birer birer akp kıskacıyla bağlıyor.
gübre üretiminde yenilenemez ve sürdürülebilir olmayan kaynaklardan biri de fosfat kayası. bu bir jeolojik oluşum. dünya'da yüksek saflıkta fosfat kayası afrika kıtası'nda bulunuyor. kongo'da falan. cumhurbaşkanı o yüzden afrika ülkelerine gidiyor. çünkü gübre üretiminde kimyasal azot çevrimine gerek kalmadan toprağa azot bağlayan bitki-bakteri interaksiyonları keşfedildi. bazı bakteriler biyolojik aktivite olarak havadaki azotu toprağa bağlayabiliyor. bu sayede petrol-doğalgaz enerjisine gereksinim olmadan toprağı azotça zenginleştirmek mümkün. bunlar antik dünya'da da biliniyordu: baklagiller. ancak ne hikmetse küresel bir güç tüm halklara bunu unutturdu. eskiden tarlaya bir mahsül ekmeden önce ön bitki olarak baklagil ekilirdi. sonra baklagiller unutuldu ve çiftçi gübre şirketlerine kurban edildi.
şimdi diyorsunuz ki çiftçiye elektriği, mazotu, gübreyi parasız verelim. böyle birşeyi yaparsanız hem stokları eritirsiniz hem de emtia karaborsaya düşer, hem de çiftçilerin masrafını şehirliler üstlenmiş olur. çiftçi köyünde para harcamıyor ki. çiftçiden %18 kdv alamazsın ki. ekmeğini kendisi yapar, yoğurdunu kendisi yapar, sobasını kendisi yakar, mantarını dağdan meyvesini bağdan toplar. bu yüzden yastık altında en çok altını olanlar çiftçilerdir. ekranlarda görüp hiç üzülmeyin şunların haline. 'yandık bittik, tomatis tarlada 15 kuruş bazarda 15 lira yiğenim' diyen amcalar alnı secdeye değiyor diye akp'ye oy verdiler. akp bunlara göz kırpsın yine gidip oy verecekler, acımayın.
geçtiğimiz yıllarda üç harfli marketler ucuzluklarıyla piyasayı ele geçirdi, mahalle esnafını çökertti. siz de biliyorsunuz bu 'ucuz fiyat politikasıyla piyasaya penetrasyon' stratejisini kimlerin finanse ettiğini. örneğin bim a.ş. 'nin kurucusu tayyip erdoğan'ın danışmanı yahudi cüneyt zapsu'dur. (internette yahudi kökenli deniyor da yahudilikte öyle birşey yok. ya yahudisindir ya dinden çıkmış sapkının tekisin)
yaşadığımız krizler birer hastalık ise doğru teşhis hayat kurtarır. yanlış teşhis ile başlanan tedavi bir işe yaramaz. patolojik akp ve ucube başkanlık sistemi gitmelidir, nokta.
yukarıda anlattığım küresel güç tek başıan abd, rusya, çin falan değil. matruşka gibi şirket içine şirket açan karaparasını aklamaya çalışan soyguncu örgütler. bu küresel ağ öyle büyük ki hack faaliyetleriyle şimdiye dek ifşa olanlara bakıldığında buz dağının altını siz tahmin edin.
(bkz: panama belgeleri) (bkz: wikileaks belgeleri) (bkz: suisse secrets)
yenilenebilir enerji fonları pandemiden önce gayet ucuzdu. bize yenilenebilir enerji teknolojilerini 'ucuz' diye pazarlamıyorlar mıydı? bilim insanları hep 'ucuz' ve 'sürdürülebilir' diye raporlar yayınlamadılar mı? şimdi bakıyorsun bir sürü maliyet sayıyorlar: maden, teknik bilgi, yazılım lisansı, tasarım lisansı bla bla bla.
tarım ile geçimini sağlayan dört kişilik bir ailenin 1 yıllık yaşam giderleri için en az 150 bin metrekare (150 dekar, 15 hektar) alanda bitkisel üretim yapmalıdır. bu kadar büyük araziyi ekmek, sulamak, gübrelemek ve ilaçlamak için ne kadar çok masraf yapılıyor haberiniz var mı?
en yüksek fiyatlı tarım girdileri mazot ve gübredir.
1. mazot: brent petrol fiyatları 100 dolares olduğu için küresel petrol krizi var. krizin sebebi petrol rezervlerinin tükenmesi değil. covid-19 pandemisi ve ardından 2021 süveyş kanalı krizi navlun ağını sekteye uğradı. deniz yoluyla kargo taşıma fiyatları da arttı. türk hava yolları son iki yıldır kargo taşımacılığıyla ayakta duruyor. thy'nin kadrosu ise kartal imam hatipli akplilerden oluşuyor. rizeli akp'li meclis üyeleri seslerini chpli rize belediye başkanına çıkaracaklarına thy'nin yakıt masrafını konuşmalılar.
2. gübre: gübre konusunda dünya devi rusya'dır. çünkü azot-fosfor-potasyum gübresi üretimi (npk kompoze gübre) için kullanılan proses çok büyük enerji gerektiriyor. rusya, yer altı doğalgaz rezervien sahip olduğu için bütün bu prosesin gerektirdiği enerjiyi karşılayabiliyor. ancak türkiye'nin böyle bir jeolojik mirası yok. bu nedenle bitkisel üretimde en önemli girdimiz kompoze gübrelerdir. ne hikmetse gübretaş 'ın başına da akpli tayfa çökmüş.
arkadaşlar akp'nin çökmediği yer mi var? küresel bir güç türkiye cumhuriyeti'nin bütün can damarlarını birer birer akp kıskacıyla bağlıyor.
gübre üretiminde yenilenemez ve sürdürülebilir olmayan kaynaklardan biri de fosfat kayası. bu bir jeolojik oluşum. dünya'da yüksek saflıkta fosfat kayası afrika kıtası'nda bulunuyor. kongo'da falan. cumhurbaşkanı o yüzden afrika ülkelerine gidiyor. çünkü gübre üretiminde kimyasal azot çevrimine gerek kalmadan toprağa azot bağlayan bitki-bakteri interaksiyonları keşfedildi. bazı bakteriler biyolojik aktivite olarak havadaki azotu toprağa bağlayabiliyor. bu sayede petrol-doğalgaz enerjisine gereksinim olmadan toprağı azotça zenginleştirmek mümkün. bunlar antik dünya'da da biliniyordu: baklagiller. ancak ne hikmetse küresel bir güç tüm halklara bunu unutturdu. eskiden tarlaya bir mahsül ekmeden önce ön bitki olarak baklagil ekilirdi. sonra baklagiller unutuldu ve çiftçi gübre şirketlerine kurban edildi.
şimdi diyorsunuz ki çiftçiye elektriği, mazotu, gübreyi parasız verelim. böyle birşeyi yaparsanız hem stokları eritirsiniz hem de emtia karaborsaya düşer, hem de çiftçilerin masrafını şehirliler üstlenmiş olur. çiftçi köyünde para harcamıyor ki. çiftçiden %18 kdv alamazsın ki. ekmeğini kendisi yapar, yoğurdunu kendisi yapar, sobasını kendisi yakar, mantarını dağdan meyvesini bağdan toplar. bu yüzden yastık altında en çok altını olanlar çiftçilerdir. ekranlarda görüp hiç üzülmeyin şunların haline. 'yandık bittik, tomatis tarlada 15 kuruş bazarda 15 lira yiğenim' diyen amcalar alnı secdeye değiyor diye akp'ye oy verdiler. akp bunlara göz kırpsın yine gidip oy verecekler, acımayın.
geçtiğimiz yıllarda üç harfli marketler ucuzluklarıyla piyasayı ele geçirdi, mahalle esnafını çökertti. siz de biliyorsunuz bu 'ucuz fiyat politikasıyla piyasaya penetrasyon' stratejisini kimlerin finanse ettiğini. örneğin bim a.ş. 'nin kurucusu tayyip erdoğan'ın danışmanı yahudi cüneyt zapsu'dur. (internette yahudi kökenli deniyor da yahudilikte öyle birşey yok. ya yahudisindir ya dinden çıkmış sapkının tekisin)
yaşadığımız krizler birer hastalık ise doğru teşhis hayat kurtarır. yanlış teşhis ile başlanan tedavi bir işe yaramaz. patolojik akp ve ucube başkanlık sistemi gitmelidir, nokta.
yukarıda anlattığım küresel güç tek başıan abd, rusya, çin falan değil. matruşka gibi şirket içine şirket açan karaparasını aklamaya çalışan soyguncu örgütler. bu küresel ağ öyle büyük ki hack faaliyetleriyle şimdiye dek ifşa olanlara bakıldığında buz dağının altını siz tahmin edin.
(bkz: panama belgeleri) (bkz: wikileaks belgeleri) (bkz: suisse secrets)
yenilenebilir enerji fonları pandemiden önce gayet ucuzdu. bize yenilenebilir enerji teknolojilerini 'ucuz' diye pazarlamıyorlar mıydı? bilim insanları hep 'ucuz' ve 'sürdürülebilir' diye raporlar yayınlamadılar mı? şimdi bakıyorsun bir sürü maliyet sayıyorlar: maden, teknik bilgi, yazılım lisansı, tasarım lisansı bla bla bla.
devamını gör...