orijinal adı: flatliners
90'ların gerilim filmlerinin en başarılarından biri olan joel schumacher filmidir. konu olarak birbirinden karakter ve hikaye olarak farklı 5 öğrencinin ölüme yaklaşımını, bilimsel öğeler kullanarak bunu deneyimlemelerini anlatıyor.
90'ların gerilim filmlerinin en başarılarından biri olan joel schumacher filmidir. konu olarak birbirinden karakter ve hikaye olarak farklı 5 öğrencinin ölüme yaklaşımını, bilimsel öğeler kullanarak bunu deneyimlemelerini anlatıyor.
yönetmen:
joel schumacher
oyuncular:
kiefer sutherland
julia roberts
kevin bacon
william baldwin
oliver platt
kimberly scott
joel schumacher
oyuncular:
kiefer sutherland
julia roberts
kevin bacon
william baldwin
oliver platt
kimberly scott
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "dıbırış" tarafından 23.04.2021 07:10 tarihinde açılmıştır.
1.
ilk olarak 1990 yılında çekilen, ardından 2017'de farklı bir kardo ile yeniden çekilen, ölüm anını ve fizyolojik olarak bedeni hayat ile ölüm arasında tutup etkilerini araştıran bir grup genci konu alan gerilim filmi.
devamını gör...
2.
flatliners, gerilim/bilim kurgu türünün kült örneklerinden bir tanesi. çekildiği tarih ve ele aldığı konu itibarıyla zamanının ötesinde bir film. özellikle karakterlerin işleniş biçimi, korkuları, hırsları, çocukluk travmaları ve tüm bunların yaptıkları deneye olan etkisi muazzam bir şekilde işlenmiş. benim için nelson ve david karakterlerinin yeri ayrıdır. iki muazzam zekanın farklı karakter özellikleri taşımaları sebebiyle yaşadıkları sinir harbi bence filmin lokomotif noktası. bu iki karakterin çizginin ötesine geçmekten ziyade yarattıkları zihinsel ve duygusal çizgi, filmin en büyük başarısı.
mevzu ölümden sonra yaşananlar(!) olsa da, filmin verdiği mesaj ya da benim filmden aldığım mesaj tamamen yüzleşme üzerineydi. ne halt yerseniz yiyin, hangi dine mensup olursanız olun, -cesur, korkak, narsist, yardımsever- hangi karakter özelliklerini taşırsanız taşıyın, yediğiniz nanelerle yüzleşin mesajını inceden inceye alıyorsunuz. nelson'un mezarlık sahnesi muazzamdır. hele o ağaca tüneyişi yok mu? vallahi billahi o adama bile acır hale geliyorsunuz bir yerden sonra. halüsinasyonların veriliş biçimi, mekan seçimleri falan gerilim ögelerini ciddi anlamda kuvvetlendiriyor. filmi nelson-david karşıtlığı üzerinden izlemek, yukarıda da söylediğim gibi filmin en keyifli yanı. o ayrıntıyı es geçmemek lazım.
yeni versiyonu için çok fazla bir şey söyleyemeyeceğim zira beğenmedim. uzun uzadıya da yazmak istemiyorum. tekrar çekilen filmlerde bu sıkıntıyı her daim yaşıyorum. taklitler genelde asıllarını yaşatıyor. 1990 yapımı olan filmi, bu türü seviyorsanız ve izlemediyseniz kesinlikle izleyin derim.
ölmek için güzel bir gün! * kötü de olabilir tabi. izleyin görün.
mevzu ölümden sonra yaşananlar(!) olsa da, filmin verdiği mesaj ya da benim filmden aldığım mesaj tamamen yüzleşme üzerineydi. ne halt yerseniz yiyin, hangi dine mensup olursanız olun, -cesur, korkak, narsist, yardımsever- hangi karakter özelliklerini taşırsanız taşıyın, yediğiniz nanelerle yüzleşin mesajını inceden inceye alıyorsunuz. nelson'un mezarlık sahnesi muazzamdır. hele o ağaca tüneyişi yok mu? vallahi billahi o adama bile acır hale geliyorsunuz bir yerden sonra. halüsinasyonların veriliş biçimi, mekan seçimleri falan gerilim ögelerini ciddi anlamda kuvvetlendiriyor. filmi nelson-david karşıtlığı üzerinden izlemek, yukarıda da söylediğim gibi filmin en keyifli yanı. o ayrıntıyı es geçmemek lazım.
yeni versiyonu için çok fazla bir şey söyleyemeyeceğim zira beğenmedim. uzun uzadıya da yazmak istemiyorum. tekrar çekilen filmlerde bu sıkıntıyı her daim yaşıyorum. taklitler genelde asıllarını yaşatıyor. 1990 yapımı olan filmi, bu türü seviyorsanız ve izlemediyseniz kesinlikle izleyin derim.
ölmek için güzel bir gün! * kötü de olabilir tabi. izleyin görün.
devamını gör...