çocukluk arkadaşının kafasını kalorifer peteğine çarptırmak
başlık "hristiyanismail" tarafından 30.10.2021 14:40 tarihinde açılmıştır.
1.
çok küçükken böyle bir işe imza atmıştım birden aklıma geldi. ismi mehmet olan bu arkadaşım bana bir eşek şakası yapmış ve buz gibi eliyle benim enseme patlatmıştı. ben de o dönem 6-7 yaşlarındayım. nasıl sinirlendiysem çocuğa sarıldım ve kalorifer peteğinin üzerine fırlattım. petek ile kafanın buluşmasından çıkan ses “şşşrrrrnnnnnoooooaaaaaaaffffffffffsssssttttşşşşttttt” gibi bir sesti. o arkadaşımı o günün sonrasında hiç görmedim. belki de hayatı kaymıştır o olaydan sonra bilmiyorum.
devamını gör...
2.
nabtin abdi..
devamını gör...
3.
ben de sandalyede arkadaşımı döndürürken kulağını yırtmıştım. olabilir böyle şeyler
devamını gör...
4.
daha beterlerini yaptığımdan bana pek anlam ifade etmeyen iş.
misafirliğe gelmiş bir komşu çocuğu vardı mesela. adını bile unutmuyorum: batı*. top oynuyorduk bütün mahallenin çocukları. bu batı topa bir vurdu, top yandaki yokuş aşağı sokaktan inerek gözden kayboldu. "git al, sen attın" dedim. sırıtarak "bana ne" demeye başladı. bana? bana diyor bunu bak! nasıl der?!
2 kez söyledim yok, 3 söyledim yok... 4 söyleme huyu da bende yok o zamanlar. bunu alırsın, apartmana döverek sokarsın (kız dayağından n'olcak falan demeyin, çok fena dövüyordum herkesi), ite kaka misafirliğe geldiği evin kapısına kadar çıkarırsın, sonra hızını alamazsın ve merdivenden aşağı itersin. tam 18 basamak... çocuk tencere kapağı gibi tangır tungur sağa sola çarparak aşağıya kadar düştü. ölmeye ölmedi, ağzı burnu birbirine girdi sadece. o ara kapı açıldı. ev sahibinin yüreğine iniyordu emanet çocuğu o halde gördüğü için.
top ne oldu hatırlamıyorum. ben nasılsa batı'yla top gibi oynayıp rahatlamıştım.
bu sadece biri.
birini de * öyle bir tırmalamıştım ki tırnaklarımın içinden etleri çıktı çocuğun. benimle ilkokulda küstü, lisede barıştı.
korkunç bir çocuktum ben. tam da "nasıl bir çocuğunuzun olmasını istemezdiniz?" sorusunun cevabıydım.
misafirliğe gelmiş bir komşu çocuğu vardı mesela. adını bile unutmuyorum: batı*. top oynuyorduk bütün mahallenin çocukları. bu batı topa bir vurdu, top yandaki yokuş aşağı sokaktan inerek gözden kayboldu. "git al, sen attın" dedim. sırıtarak "bana ne" demeye başladı. bana? bana diyor bunu bak! nasıl der?!
2 kez söyledim yok, 3 söyledim yok... 4 söyleme huyu da bende yok o zamanlar. bunu alırsın, apartmana döverek sokarsın (kız dayağından n'olcak falan demeyin, çok fena dövüyordum herkesi), ite kaka misafirliğe geldiği evin kapısına kadar çıkarırsın, sonra hızını alamazsın ve merdivenden aşağı itersin. tam 18 basamak... çocuk tencere kapağı gibi tangır tungur sağa sola çarparak aşağıya kadar düştü. ölmeye ölmedi, ağzı burnu birbirine girdi sadece. o ara kapı açıldı. ev sahibinin yüreğine iniyordu emanet çocuğu o halde gördüğü için.
top ne oldu hatırlamıyorum. ben nasılsa batı'yla top gibi oynayıp rahatlamıştım.
bu sadece biri.
birini de * öyle bir tırmalamıştım ki tırnaklarımın içinden etleri çıktı çocuğun. benimle ilkokulda küstü, lisede barıştı.
korkunç bir çocuktum ben. tam da "nasıl bir çocuğunuzun olmasını istemezdiniz?" sorusunun cevabıydım.
devamını gör...