1.
sürekli sakarlık yapıp hiç bir şey kırmayan iş arkadaşımın içinde bulunduğu durumu tarif etmek için kullandığı kalıp. *
devamını gör...
2.
loto, milli piyango gibi şeylerde hiç şanslı değilimdir ama işe yaramayan konularda anormal şanslı olabiliyorum.
lisedeyken bi kolyem vardı. zinciri de metaldi, ucu da. ranzanın ikinci katında yatıyordum. odanın da karşısında, yerde sırt çantam var. çantanın böyle 1-2 santimlik bi boşluğu var ama delik gibi, yarık gibi değil. yani sadece kolyenin girebileceği kadar bir yer. yatarken ve sol elimle kolyeyi öylesine oraya fırlattım ve tam oradan, tüm zinciriyle birlikte çantaya girdi kolye. şok geçirdim bayağı. yani milyon kere atsan girmez, öyle bir ihtimal. hem de sağlağım ama yatarken sol elimle ve sol kolumun üzerine yatarken sallamıştım. hahahs.
frp oynadığımız ilk gün. 2000'ler başları. sapan silahını kullanan bir druid'im. attack zarlarında 4 kere üst üste 20 attım, d20 zarıyla. sonra da 6'da 5 oldu. hepimiz hayretler içinde kaldık. sayısalcı arkadaşlar, milyonlarda bi falan ihtimal dediler.
arkadaşımın portatif elektronik bi aleti vardı. onda bi oyun varmış. 1'den 1000'e kadar bir rakam tahmin ediyorsun. sonra alet "aşağı" veya "yukarı" diyor. gene tahmin ediyorsun falan. asansördeydik. arkadaş, bi sayı söyle dedi. 451 mi ne, bişey salladım. direkt tutmuş. arkadaşım senelerce en fazla iki kerede bilebilmiş ben ilk denememde ilk seferde tutturdum. hahahs.
ilk defa poker oynuyorum ama yol parasına. yani kumar sayılmaz. kuralları bir kağıda yazdı arkadaş, ben de öğrendim. başladık. ilk elde elime floş royal geldi. ben bunun inanılmaz bir şey olduğunu bilmiyordum ama kağıttan okuduğum kadarıyla en iyi el olduğunu anladım. o bir artırdı ben 3 falan derken, arkadaşım sonunda pes etti. onda kare as varmış. sende ne olabilir ki yani? dedi. elimi bi açtım, inanamadı arkadaşım. hahahs.
aklıma ilk gelenler bunlar.
tanım: bazılarının sahip olduğu şeydir. mesela annemin bir öğretmen arkadaşı, 80'lerde gazete çekilişlerinden sürekli hediye kazanırdı. renkli televizyon, buzdolabı vs. yani bize bir kere bile öyle bişey çıkmadı mesela.
lisedeyken bi kolyem vardı. zinciri de metaldi, ucu da. ranzanın ikinci katında yatıyordum. odanın da karşısında, yerde sırt çantam var. çantanın böyle 1-2 santimlik bi boşluğu var ama delik gibi, yarık gibi değil. yani sadece kolyenin girebileceği kadar bir yer. yatarken ve sol elimle kolyeyi öylesine oraya fırlattım ve tam oradan, tüm zinciriyle birlikte çantaya girdi kolye. şok geçirdim bayağı. yani milyon kere atsan girmez, öyle bir ihtimal. hem de sağlağım ama yatarken sol elimle ve sol kolumun üzerine yatarken sallamıştım. hahahs.
frp oynadığımız ilk gün. 2000'ler başları. sapan silahını kullanan bir druid'im. attack zarlarında 4 kere üst üste 20 attım, d20 zarıyla. sonra da 6'da 5 oldu. hepimiz hayretler içinde kaldık. sayısalcı arkadaşlar, milyonlarda bi falan ihtimal dediler.
arkadaşımın portatif elektronik bi aleti vardı. onda bi oyun varmış. 1'den 1000'e kadar bir rakam tahmin ediyorsun. sonra alet "aşağı" veya "yukarı" diyor. gene tahmin ediyorsun falan. asansördeydik. arkadaş, bi sayı söyle dedi. 451 mi ne, bişey salladım. direkt tutmuş. arkadaşım senelerce en fazla iki kerede bilebilmiş ben ilk denememde ilk seferde tutturdum. hahahs.
ilk defa poker oynuyorum ama yol parasına. yani kumar sayılmaz. kuralları bir kağıda yazdı arkadaş, ben de öğrendim. başladık. ilk elde elime floş royal geldi. ben bunun inanılmaz bir şey olduğunu bilmiyordum ama kağıttan okuduğum kadarıyla en iyi el olduğunu anladım. o bir artırdı ben 3 falan derken, arkadaşım sonunda pes etti. onda kare as varmış. sende ne olabilir ki yani? dedi. elimi bi açtım, inanamadı arkadaşım. hahahs.
aklıma ilk gelenler bunlar.
tanım: bazılarının sahip olduğu şeydir. mesela annemin bir öğretmen arkadaşı, 80'lerde gazete çekilişlerinden sürekli hediye kazanırdı. renkli televizyon, buzdolabı vs. yani bize bir kere bile öyle bişey çıkmadı mesela.
devamını gör...