çok uzun yazınca çok anlamlı olmuyor

uzun yazılmış metni içi dolu zannedip okumaya başlayıp, okumayı bitirdikten sonra söylenilen söz.

bir şey biliyormuş gibi bir edayla yazarlar o yazıları, okudukça kelime haznesi daralır

bir konuyu türlü kelimelerle hatta 10 cümleyle betimliyorsa gerçekten sıkıcı oluyor böyle insanları şovenist olarak görüyorum fakat hiç sıkmadan yazan ve bilgisini paylaşan insanlar da var ki onların yazıları genelde anlamlı oluyor işte bu yüzden çok uzun yazınca çok anlamlı olmuyor önermesi pek doğru kalmıyor.

az olsun öz olsun.

aynen.*

bazen bu hataya düştüğümü düşündüğüm durum. ama ilgimi çeken şeyler hakkında istemsizce uzun yazmaya başlıyorum sonra yavaşça bazı cümleleri silmeye çalışıyorum. ne diyeyim derdimi bir cümleyle anlatabilecek kadar gelişir umarım kalemim.

asla anlam veremediğim şey. ne gerek var aynı cümleleri kelimelerin yerini değiştirerek tekrar etmeye

herkes için doğru olmayan önermedir. yazmak için yazanlar zaten kendilerini belli ediyor. ancak kendini, düşüncesini daha iyi ifade edebilmek için uzun yazmaktan çekinmeyen insanlar için aynısını söyleyemeyeceğim. herkesin tarzı farklıdır. bazıları az ama öz yazar, bazıları dayar döşer ama yine de kendini okutur. uzun diye ön yargıyla yaklaşılmamalı. ne geliyorsa zaten başımıza, okumaya üşenmekten geliyor.

bunun hikayeler için geçerli bir yöntemi vardır kill your darlings adında. anlatmak istediğin şeyi en kısa ve en vurucu biçimde anlatamıyorsan insanları etkileyemez, ilgilerini çekemezsin.

katıldığım başlıktır.
şimdi yazıyı bir nehir gibi düşünürsek kısa cümleler yazıyı hızlandırıyor daha akışkan oluyor böylelikle.
süratli okunuyor.
murat menteş bir podcastte böyle demişti.

kısa ve öz .

açıklanması gereken bilimsel konular için geçersiz olan cümle.

mesela kuantum köpüğü konusunu hiç bilmeyen ama çok merak eden birine anlattığınızı düşünün:
- şimdi uzay - zaman dokusu dediğimiz...
- uzay - zaman dokusu ne?
- işte einstein, hatta ondan önce de minkowski tanımlamış ya bla bla bla... işte o yüzden sanal parçacıklar evrenden...
- sanal parçacık ne?
...

bazı şeyler -siz isteseniz bile- kısa kesilemiyor.

aslında doğrudur. ama biz o kadar alışmışız ki anlaşılmamaya sürekli aptala anlatır gibi anlatma gereği duyuyoruz.

anlamı kelimelere bölünce kelime başına anlamı azalacaktır.

değişir diyerek mukabelede bulunabileceğim genelleme. değişir abiy.

katıldığım bir söz. bazen bir cümlenin altında, nice anlamlar yatar..

az kelimeyle çok iş yapmakta değil mi tüm maharet? "kelime israfı"na ne gerek var yürekten edilecek bir çift kelamın etkisi dururken.

mümkündür. zaten yazmak da ruhun o anki durumuna göre şekillenen bir şey. mesela gün oluyor bir cümleyle demek istediğini yazabiliyorsun, gün oluyor yazdıkça yazasın geliyor. bana öyle oluyor. bu demek değildir ki uzun yazdıklarım bilgi içerikli, çok anlamlı şeyler. hayır. tam aksine ben kısa yazdıklarımı daha anlamlı buluyorum. ama işte o yazma ihtiyacı var ya ruhumdan çıkıp kelimelere dökülünce tutamıyorum, yakalayamıyorum. okunuyor mu bilmem ama bana iyi geliyor. zaten ben de sadece kendim için yazıyorum. hani varya "tanım kim için?" sorunsalı, işteo ben de sadece "benim içindir. mesela bugün akşamdan itibaren berbat şeyler yaşadım. yaşadıklarımı yazasım yok. zaten gerek de yok. ama deli gibi yazmak istiyorum. sanki yazmazsam bu gece bitmeyecek, uyuyamıycam. ne yazdığımın bir önemi yok. buraya kadar birileri okudu mu bilmem ama birilerinin okumasına da gerek yok. sadece yazasım var. ihtiyacim var. şu an yazdıklarımla hissettillerimin alakası yok ama her harf bana iyi geliyor. bunları başka başlığa yazsam daha doğru olurdu belki ama bilmem başlamış bukundum bir şekilde bu başlıkta.
konuşarak ya da başka bir şey yaparak çozülmeyecek şeyler için yıllardır yaptığım tek şey yazmak. uzun uzun yazmak. anlamlı ya da değil, sadece yazmak. saatlerce yazmak. bir küçük terapi yöntemi.
midem bulanıyor. üzülünce bulanır hep. çok üzgünüm çok. başım da ağrıyor. ben yazmayı tercih ediyorum.
planlı bir şey değildi aslında. ilk kelimeden sonra oldu her şey. tutamadım. hala binlerce harf uçuyor gözlerimin önünde. buraya farklı kombinasyonlarla düşecek harfler. düşsünler, yarına kalmasın bir şeyim.

kısa yazınca tarihe geçmiyor diyen arkadaş buraya tarihe geçecek ne yazacak?gerçekten merak ettiğimden soruyorum.

istediğiniz kadar yazın efendim çünkü her okuyucunun yoğurdu yeme şekli başka. siz yazarken keyif almıyorsanız zaten okuyan da keyif almayacaktır.