1.
bir pulp parçası. çünkü sözleri ingiltere'nin sınıfsal ayrımına eşsiz örnek. ha şimdi yaşını başını almış beni bu sözler niye etkiliyor? bizde kesin sınıfsal ayrımlar mı var? gecenin bu vakti bu soruyu cevaplayamayacağım.
devamını gör...
2.
solist bi de "common people.. . like me" diyerek toplumsal ayrımcılığı iyice pekiştirir.
pis.
pis.
devamını gör...
3.
black mirror 7. sezon 1. bölümünün ismi. (bkz: sıradan insanlar)
black mirror geri dönmüş, mükemmel bir bölüm. cloud teknolojisi eleştirisi üzerinden günümüzdeki bağımlılıklarımızı, kapitalizmi, dar gelirli bir çift üzerinden bu kadar güzel özetleyebilirlerdi. respect!
yengem reklam alırken son sahnede dağıldım, o neydi öyle ya.
black mirror geri dönmüş, mükemmel bir bölüm. cloud teknolojisi eleştirisi üzerinden günümüzdeki bağımlılıklarımızı, kapitalizmi, dar gelirli bir çift üzerinden bu kadar güzel özetleyebilirlerdi. respect!
yengem reklam alırken son sahnede dağıldım, o neydi öyle ya.
devamını gör...
4.
black mirror 7. sezon 1. bölüm olan common people gerçekten eski ruhunu eksiksiz, hatta fazlasıyla geri getirmiş diyebiliriz. ağustos sıcağında izlerken bile insanın içini üşütmesi, buram buram gerginlik veren tedirginliği ve alt metinleriyle birlikte bence 7. sezona müsmükemmel bir başlangıç yaptı.
bölüm, düşük ile orta arası bir gelir seviyesine sahip, yeni evlenmiş bir ailenin etrafında şekilleniyor. erkek bir şantiyete kaynakçılık yaparken, karısı ilkokul öğretmeni ve lüks olmasa da başlarda tatlı mı tatlı bir hayatları olduğunu görüyoruz.
ve bizi hikayeye sokan o olay yaşanıyor; adamın karısı pat diye bayılıyor. hastaneye kaldırıldığında ve gerekli tetkikler yapıldığında bir daha ayılamama ihtimalinden söz ediliyor. ancak adamımız karısının muzdarip olduğu rahatsızlığa oldukça etkili çözüm sunan bir teknoloji şirketi olduğununu öğreniyor ve şirket yetkilileriyle görüşüyor. başlarda her şey çok güzel ve pürüzsüz gözüktüğünden adamımız anlaşmayı yapıyor ve karısı ameliyat olup iyileşiyor. işte tam hikayemiz burada açılmaya başlıyor.
benim şahsen çok beğendiğim ve yer yer üzülüp, yer yer düşündüğüm bir bölüm oldu.
bölümün en büyük mesajı bence kapitalist sistemin acımasızlığı ve zor durumda kalan bir insanın yapabilecekleri idi. kapitalist sistem, bölümdeki teknoloji şirketi. başlarda ne kadar iyi niyetli ve yardımsever gözüküyor. adamın karısını beynine bir şey yerleştirerek adeta ölüyken diriltiyor ve karşılığında ameliyat ücreti bile talep etmiyor. sadece aylık pek yüksek olmayan bir ücret karşılığında. yani sana köprüyü geçene kadar dayı diyor ama geçtikten sonrası fecaat. ilk zamanlar güzel geçiyor ama maalesef kısa sürüyor çünkü artık köprüyü geçtiler ve sisteme bağımlılar. sistem de onlara ilk kırbacı şöyle şaklatıyor; eğer common üyeliğinizi plus’a çıkartmazsanız reklam izletirsiniz. evet izletirsiniz. bulunduğu ortamda şirketin verebileceği bir reklam durumu söz konusu olduğunda beyindeki çipi onu algılıyor ve onu kullanarak kişinin kendisini reklam süresince şuursuz bırakacak şekilde onun ağzından reklam veriyor. öğretmenimiz de bir süre ayaklı reklam panosu gibi gezdikten sonra bulunduğu okuldan uyarı alıyor haliyle ve zar zor şekilde plus’ı alıyorlar. alıyorlar alıyorlar ama normal üyelik bile bütçelerini zorlarken ve neredeyse her gün mesai yaparlarken plus üyeliği almak için ne yapıyorlar. işte sistemin bir acımasızlığı daha; zorda kaldığında para için normalde aklının ucundan geçmeyecek şeyleri yapma durumu. ana karakterimiz de böyle bir işe girişiyor ve günümüzdeki livesex tarzında, izleyenlerin komutları ve onların eğlenmeleri için kendisine işkence ediyor. bir gün idrarını içerken diğer gün dilini fare kapanına sıkıştırıyor. kalipalist şirketimiz karakterimizin boynundaki urganı sıktıkça o da işkencenin boyutunu arttırıyor ve bir gün maskesini çıkartması karşılığında çok yüklü bir miktar teklif edildiğinde maskesini de çıkartıyor ve karakterimizi tanıyan bir izleyicisi kendisini iş yerinde ifşa ediyor ve bir takım olayların sonucunda işinden de oluyor. filmin sonunda ise çocuk hayalleri olan çiftimiz şirketin 15 dakikalık plus paketini almak için bebek beşiklerini satıyorlar. yani hayallerini satıyorlar ve kadın plus paketinden aldığı rahatlıkla artık zamanının geldiğini söyleyip kocasına kendisin öldürtüyor.
yani şimdi akıllara şu soru da geliyor; maden sonu tekrardan ölümle sonuçlanacaktı. o kadar eziyet neden çekildi?
veya sonucunun bu şekilde olacağını bilseniz bile sevdiğinizle bir süre daha geçirmek için bunu göze almaz mıydınız?
velhasıl, çok beğendiğim bir bölümdü. umarım devam bölümleri de en az bu kadar kalitelidir..
bölüm, düşük ile orta arası bir gelir seviyesine sahip, yeni evlenmiş bir ailenin etrafında şekilleniyor. erkek bir şantiyete kaynakçılık yaparken, karısı ilkokul öğretmeni ve lüks olmasa da başlarda tatlı mı tatlı bir hayatları olduğunu görüyoruz.
ve bizi hikayeye sokan o olay yaşanıyor; adamın karısı pat diye bayılıyor. hastaneye kaldırıldığında ve gerekli tetkikler yapıldığında bir daha ayılamama ihtimalinden söz ediliyor. ancak adamımız karısının muzdarip olduğu rahatsızlığa oldukça etkili çözüm sunan bir teknoloji şirketi olduğununu öğreniyor ve şirket yetkilileriyle görüşüyor. başlarda her şey çok güzel ve pürüzsüz gözüktüğünden adamımız anlaşmayı yapıyor ve karısı ameliyat olup iyileşiyor. işte tam hikayemiz burada açılmaya başlıyor.
benim şahsen çok beğendiğim ve yer yer üzülüp, yer yer düşündüğüm bir bölüm oldu.
bölümün en büyük mesajı bence kapitalist sistemin acımasızlığı ve zor durumda kalan bir insanın yapabilecekleri idi. kapitalist sistem, bölümdeki teknoloji şirketi. başlarda ne kadar iyi niyetli ve yardımsever gözüküyor. adamın karısını beynine bir şey yerleştirerek adeta ölüyken diriltiyor ve karşılığında ameliyat ücreti bile talep etmiyor. sadece aylık pek yüksek olmayan bir ücret karşılığında. yani sana köprüyü geçene kadar dayı diyor ama geçtikten sonrası fecaat. ilk zamanlar güzel geçiyor ama maalesef kısa sürüyor çünkü artık köprüyü geçtiler ve sisteme bağımlılar. sistem de onlara ilk kırbacı şöyle şaklatıyor; eğer common üyeliğinizi plus’a çıkartmazsanız reklam izletirsiniz. evet izletirsiniz. bulunduğu ortamda şirketin verebileceği bir reklam durumu söz konusu olduğunda beyindeki çipi onu algılıyor ve onu kullanarak kişinin kendisini reklam süresince şuursuz bırakacak şekilde onun ağzından reklam veriyor. öğretmenimiz de bir süre ayaklı reklam panosu gibi gezdikten sonra bulunduğu okuldan uyarı alıyor haliyle ve zar zor şekilde plus’ı alıyorlar. alıyorlar alıyorlar ama normal üyelik bile bütçelerini zorlarken ve neredeyse her gün mesai yaparlarken plus üyeliği almak için ne yapıyorlar. işte sistemin bir acımasızlığı daha; zorda kaldığında para için normalde aklının ucundan geçmeyecek şeyleri yapma durumu. ana karakterimiz de böyle bir işe girişiyor ve günümüzdeki livesex tarzında, izleyenlerin komutları ve onların eğlenmeleri için kendisine işkence ediyor. bir gün idrarını içerken diğer gün dilini fare kapanına sıkıştırıyor. kalipalist şirketimiz karakterimizin boynundaki urganı sıktıkça o da işkencenin boyutunu arttırıyor ve bir gün maskesini çıkartması karşılığında çok yüklü bir miktar teklif edildiğinde maskesini de çıkartıyor ve karakterimizi tanıyan bir izleyicisi kendisini iş yerinde ifşa ediyor ve bir takım olayların sonucunda işinden de oluyor. filmin sonunda ise çocuk hayalleri olan çiftimiz şirketin 15 dakikalık plus paketini almak için bebek beşiklerini satıyorlar. yani hayallerini satıyorlar ve kadın plus paketinden aldığı rahatlıkla artık zamanının geldiğini söyleyip kocasına kendisin öldürtüyor.
yani şimdi akıllara şu soru da geliyor; maden sonu tekrardan ölümle sonuçlanacaktı. o kadar eziyet neden çekildi?
veya sonucunun bu şekilde olacağını bilseniz bile sevdiğinizle bir süre daha geçirmek için bunu göze almaz mıydınız?
velhasıl, çok beğendiğim bir bölümdü. umarım devam bölümleri de en az bu kadar kalitelidir..
devamını gör...
5.
buradaki abimiz, frequently asked questions about time travel filmindeki, gülüşü insanın içini ısıtan ray'dir. çok da süper sevindim bu adamı yeniden gördüğüme. harika oynamış. onlyfans türü sitelere dokundurma da şahaneydi. fena çarpıp yeniden izlenen bölümlerden oldu kendileri.
devamını gör...