1.
concorde sendromu biraz karışık, aslında duygusal açıdan epey karışık bir durum. kısaca sonlandırmak gerekirken devam etmek şeklinde açıklansada altında pek çok farklı neden yatıyor.
bireyin gerekenden fazla çaba, emek,zaman, enerji, para harcadığı bir şeyin sonucunun mutsuzlukla, başarısızlıkla ya da zararla sonuçlanacağını bildiği halde ondan vazgeçmemesi ve sürdürmekte ısrarcı olmasının en büyük nedeni kaybeden kişi olmama isteği bana göre. böylece kişi kaybeden olmamak için caba sarfederken daha çok kaybettiğinin farkına varmıyor haliyle.
günlük yaşantımızda "ona çok emek verdim" "ona yıllarımı verdim" "bunun için o kadar da para harcadım" "çok zaman ayırdım" vs gibi ifadeleri çok sık duyarız.ya da hiç giymediğimiz yıllarca dolabın bir köşesinde bekleyen kıyafetimizi çok para verdiğimiz için elden çıkaramayız.iste bu laflar tam olarak concorde sendromu denilen durumla ilgili.
bu duruma ikili ilişkilerde de çok sık rastlarız. harcanan zaman verilen emek mutsuz bir ilişkiye devam etmede büyük bir yeri var. çünkü işlerin düzeleceğini umut etmek ilişkinin kötüye gidişini kabul etmekten daha kolaydır. umut insanın motivasyonunu hayata bakışını güçlü tutarken gerçekçi olmayan umut davranışı olumsuz durumun daha kötü olmasına neden olur.
uzun lafın kısası bugün olmayan yarın da olmayacaktır,bugün kötü olan yarın da kötü olacaktır. para verdiğimiz için ayağımızı sıkan ayakkabıyı giymektense onu çıkarıp atmak her zaman daha iyidir. kendimize saygı duyup kendimize sarılabildikten sonra gerisi çorap söküğü gibi gelir.
bireyin gerekenden fazla çaba, emek,zaman, enerji, para harcadığı bir şeyin sonucunun mutsuzlukla, başarısızlıkla ya da zararla sonuçlanacağını bildiği halde ondan vazgeçmemesi ve sürdürmekte ısrarcı olmasının en büyük nedeni kaybeden kişi olmama isteği bana göre. böylece kişi kaybeden olmamak için caba sarfederken daha çok kaybettiğinin farkına varmıyor haliyle.
günlük yaşantımızda "ona çok emek verdim" "ona yıllarımı verdim" "bunun için o kadar da para harcadım" "çok zaman ayırdım" vs gibi ifadeleri çok sık duyarız.ya da hiç giymediğimiz yıllarca dolabın bir köşesinde bekleyen kıyafetimizi çok para verdiğimiz için elden çıkaramayız.iste bu laflar tam olarak concorde sendromu denilen durumla ilgili.
bu duruma ikili ilişkilerde de çok sık rastlarız. harcanan zaman verilen emek mutsuz bir ilişkiye devam etmede büyük bir yeri var. çünkü işlerin düzeleceğini umut etmek ilişkinin kötüye gidişini kabul etmekten daha kolaydır. umut insanın motivasyonunu hayata bakışını güçlü tutarken gerçekçi olmayan umut davranışı olumsuz durumun daha kötü olmasına neden olur.
uzun lafın kısası bugün olmayan yarın da olmayacaktır,bugün kötü olan yarın da kötü olacaktır. para verdiğimiz için ayağımızı sıkan ayakkabıyı giymektense onu çıkarıp atmak her zaman daha iyidir. kendimize saygı duyup kendimize sarılabildikten sonra gerisi çorap söküğü gibi gelir.
devamını gör...
2.
(bkz: batık maliyet yanılgısı)
devamını gör...
3.
bireyin yoğun çaba, zaman, enerji, para harcadığı bir şeyin neticesinin mutsuzlukla, başarısızlıkla ya da zararla sonuçlanacağını bildiği halde ondan vazgeçmemesi ve sürdürmekte ısrarcı olması durumuna deniyor.
beğenilmeyen kitabı bitirmeye çalışmak
hasta olduğun halde bilet yanmasın diye konsere gitmek.
çok para verilen bir eşyadan vazgeçememek concorde yanılgısı'na örnek verilebilir.
beğenilmeyen kitabı bitirmeye çalışmak
hasta olduğun halde bilet yanmasın diye konsere gitmek.
çok para verilen bir eşyadan vazgeçememek concorde yanılgısı'na örnek verilebilir.
devamını gör...