1.
2006 yılı abd yapımlı beethoven'ın hayatındaki bir dönemi konu alan 1 saat 44 dakika 2 saniyelik bir filmdir. türkçeye ise beethoven'ı anlamak olarak çevrilmiştir.
başrollerde ed harris ve
diane kruger yer alıyor. yönetmen koltuğu ise agnieszka holland'a ait.
9. senfoni'nin ilk prömiyeri için gerekli notaların temize çekilmesi için beethoven'a bir yardımcı gereklidir ve beethoven bu yardımcının yani anna holtz'un kadın olmasından başta hiç hoşlanmaz, kadınların müzikten anlayamayacağını, bunun erkek işi olduğunu tekrar etse de, daha sonra anna holtz'dan hoşlanır.
çünkü anna holtz beethoven'ın el yazması taslakta bilerek yaptığı bir hatasını bulur ve beethoven bu genç kızın dürüstlüğünden etkilenir, kaba saba bir adam olan beethoven, anna holtz'u tanıdıktan sonra adeta değişir.
prömiyerde ona yardım eder ve beethoven'ın işitme kaybının orkestra şefliği yaparken en aza indirgenmesi için elinden geleni yapar.
ve film diğer gelişmelerle devam eder..
çok spoiler vermemek adına kalan bilgileri vermeyi doğru bulmuyorum.*
başrol oyuncusunun beethoven'a olan benzerliği karşısında şaşırmamanın mümkün olmadığını söyleyebilirim, filmde sarı ışık hâkimdi, o dönemi en iyi sarı renk anlatabilirmiş gibi, kostümler, müzikler, dekor, prodüksiyon, oyunculuklar, gayet iyiydi.
orkestra sahnesinde etkilenmemek mümkün değil, sanki gerçek beethoven oynuyor ve çalıyor zannettim.*
türkçeye beethoven'ı anlamak olarak çevrilen bu filmi, herkese rahatlıkla tavsiye eder, filmden birkaç ekran görüntüsü paylaşarak tanımımı burada bitiririm.*
en vurucu replik ise'' tanrı bana bu yeteneği verdi, sonra da beni sağır etti!!'' repliğidir nazarımda. filmin müziği beethoven'a aittir.
başrollerde ed harris ve
diane kruger yer alıyor. yönetmen koltuğu ise agnieszka holland'a ait.
9. senfoni'nin ilk prömiyeri için gerekli notaların temize çekilmesi için beethoven'a bir yardımcı gereklidir ve beethoven bu yardımcının yani anna holtz'un kadın olmasından başta hiç hoşlanmaz, kadınların müzikten anlayamayacağını, bunun erkek işi olduğunu tekrar etse de, daha sonra anna holtz'dan hoşlanır.
çünkü anna holtz beethoven'ın el yazması taslakta bilerek yaptığı bir hatasını bulur ve beethoven bu genç kızın dürüstlüğünden etkilenir, kaba saba bir adam olan beethoven, anna holtz'u tanıdıktan sonra adeta değişir.
prömiyerde ona yardım eder ve beethoven'ın işitme kaybının orkestra şefliği yaparken en aza indirgenmesi için elinden geleni yapar.
ve film diğer gelişmelerle devam eder..
çok spoiler vermemek adına kalan bilgileri vermeyi doğru bulmuyorum.*
başrol oyuncusunun beethoven'a olan benzerliği karşısında şaşırmamanın mümkün olmadığını söyleyebilirim, filmde sarı ışık hâkimdi, o dönemi en iyi sarı renk anlatabilirmiş gibi, kostümler, müzikler, dekor, prodüksiyon, oyunculuklar, gayet iyiydi.
orkestra sahnesinde etkilenmemek mümkün değil, sanki gerçek beethoven oynuyor ve çalıyor zannettim.*
türkçeye beethoven'ı anlamak olarak çevrilen bu filmi, herkese rahatlıkla tavsiye eder, filmden birkaç ekran görüntüsü paylaşarak tanımımı burada bitiririm.*
en vurucu replik ise'' tanrı bana bu yeteneği verdi, sonra da beni sağır etti!!'' repliğidir nazarımda. filmin müziği beethoven'a aittir.
devamını gör...