1.
yani öyle bir kariyeri var ki nereden başlayacağımı bilemiyorum.
önce bir takım biyografik bilgiler; 1933 doğumlu, yunan asıllı, fransa vatandaşı yönetmen kendisi. tam adı konstantinos gavras. politika, din, toplumsal baskı, işkence, kilise, cunta, karanlık yapılanmalar, rejim eleştirileri... infial yaratmaktan hiç korkmadan öyle konularda öyle işlere imza attı ki zannediyorum demokratik(!) tek bir ülke yoktur ki filmlerini yasaklamamış olsun.
costa-gavras'ın farklı farklı isimlerle anılsa da en yaygın olarak yves montand trilogy adıyla bildiğimiz bir politik/gerilim üçlemesi var. filmler sırasıyla z (film) (1969), the confession (1970) ve stage of siege (1972) isimleriyle gösterime girdi. üçünde de italyan asıllı fransız aktör ve şarkıcı yves montand'ı izlediğimiz için üçleme, oyuncunun adıyla anılıyor sıklıkla. yönetmen bu üç farklı filmiyle, çarpıcı gerçekliğin, cesur anlatım dilinin ve yedinci sanatın, politik duruş ve bir şeylerin yanlış gittiği savusunun anlatımında ne denli estetik(!) bir enstrüman olarak kullanabileceğinin öfkeli ama bir o kadar da kararlı bir kızıllıkla mıhlanabileceğinin dersini verdi adeta dünya sinema izleyicisine. kendisiyle aynı kaygıyla sanat yapan birkaç muadil yönetmen örneği daha verebiliriz. ya da uzun uzun missing (film)'den amen'den music box'tan bahsedebiliriz ama bunu özellikle de şu ayı pek bir şeylerin farkına varmadan kapatmak için bir oyalanma unsuru olarak kullanıp yazayım ben farklı zamanlarda, olur mu öyle?
yönetmen palme d'or, altın ayı, oscar, bafta da dahil olmak üzere çok sayıda ödüle sahip. türkiye'ye sıklıkla gelen, yılmaz güney ile oyuncunun aktif yıllarında oldukça yakın dostluk kurmuş bir isim aynı zamanda. hatta öyle ki istanbul film festivalinin özel konuğu olarak davet edildiği döneme denk gelen emek sineması protestolarında biber gazı yemesiyle dünya basınında haber yapılmasının ardından dönemin başbakanına çağrı yapabilecek kadar ilgili türkiye entelektüel yaşam dinamikleriyle.
the pianist, schindler’s list falan politik sinema ise sizin için, muhtemeldir ki ne anlatıyor bu değişik diyeceğiniz bir isim kısacası costa-gavras. iyi ki var, iyi ki tanımışız.
önce bir takım biyografik bilgiler; 1933 doğumlu, yunan asıllı, fransa vatandaşı yönetmen kendisi. tam adı konstantinos gavras. politika, din, toplumsal baskı, işkence, kilise, cunta, karanlık yapılanmalar, rejim eleştirileri... infial yaratmaktan hiç korkmadan öyle konularda öyle işlere imza attı ki zannediyorum demokratik(!) tek bir ülke yoktur ki filmlerini yasaklamamış olsun.
costa-gavras'ın farklı farklı isimlerle anılsa da en yaygın olarak yves montand trilogy adıyla bildiğimiz bir politik/gerilim üçlemesi var. filmler sırasıyla z (film) (1969), the confession (1970) ve stage of siege (1972) isimleriyle gösterime girdi. üçünde de italyan asıllı fransız aktör ve şarkıcı yves montand'ı izlediğimiz için üçleme, oyuncunun adıyla anılıyor sıklıkla. yönetmen bu üç farklı filmiyle, çarpıcı gerçekliğin, cesur anlatım dilinin ve yedinci sanatın, politik duruş ve bir şeylerin yanlış gittiği savusunun anlatımında ne denli estetik(!) bir enstrüman olarak kullanabileceğinin öfkeli ama bir o kadar da kararlı bir kızıllıkla mıhlanabileceğinin dersini verdi adeta dünya sinema izleyicisine. kendisiyle aynı kaygıyla sanat yapan birkaç muadil yönetmen örneği daha verebiliriz. ya da uzun uzun missing (film)'den amen'den music box'tan bahsedebiliriz ama bunu özellikle de şu ayı pek bir şeylerin farkına varmadan kapatmak için bir oyalanma unsuru olarak kullanıp yazayım ben farklı zamanlarda, olur mu öyle?
yönetmen palme d'or, altın ayı, oscar, bafta da dahil olmak üzere çok sayıda ödüle sahip. türkiye'ye sıklıkla gelen, yılmaz güney ile oyuncunun aktif yıllarında oldukça yakın dostluk kurmuş bir isim aynı zamanda. hatta öyle ki istanbul film festivalinin özel konuğu olarak davet edildiği döneme denk gelen emek sineması protestolarında biber gazı yemesiyle dünya basınında haber yapılmasının ardından dönemin başbakanına çağrı yapabilecek kadar ilgili türkiye entelektüel yaşam dinamikleriyle.
the pianist, schindler’s list falan politik sinema ise sizin için, muhtemeldir ki ne anlatıyor bu değişik diyeceğiniz bir isim kısacası costa-gavras. iyi ki var, iyi ki tanımışız.
devamını gör...
2.
32. istanbul film festivali yaşam boyu başarı ödülü'nü almıştır. son filmi olan le capital / kapital’de küresel güç odaklarının bankalarla birlikte hareket ettiğini anlatması düzene çekidüzen fikrinin devam edeceğinin işaretidir.
devamını gör...