theo'ya mektuplar kitabında geçen bir haykırıştır. aslında herkesin dilinden ya da içinden muhakkak geçmiştir bu cümle. her şeyin üzerinize geldiği, kendinize sığamadığınız ve içinizdekileri anlamlandıramadığınız bazı zamanlar olur. çok şey yapmak istersiniz ama hiç gücünüz yoktur. bağırmak istersiniz cümleler boğazınızda tıkanıp kalır, boğulacak gibi hissedersiniz. işte o anlarda bu cümle hayatınızda yer edinir. yani benim hayatımda fazlasıyla yer ediniyor maalesef. amacım asla isyan etmek değil tabi ki. sadece cevaplandıramadığım sorular için dönüp dolaşıp gelebileceğim tek yer bu cümle oluyor. kendimi toparlayıp yürümek için çabaladıkça, kaldırıma oturup derin derin nefes almamı gerektiren düşünceler, güzel olan hiçbir şeyin olmaması, sevgi dağıttıkça acınası derecede sevgisiz kalmak...
durup dururken gözlerimi dolduran bir şey var, ve ben bunun ne olduğunu bir türlü bulamıyorum. hıçkırarak ağlamak geliyor içimden. her şeyi tek başıma halledebilirim diyerek kibirleniyorum ama omuzlarımın bu kadar yükü kaldıramayacağının da farkındayım. kendime gerçekten çok acıyorum.
isyan etmiyorum, ama haykırmazsam da boğulacakmışım gibi:

"daha ne kadar sürecek bu tanrım?"
devamını gör...
pes etme !
devamını gör...
tüm sinir olduklarımın kafasını koparana kadar.
devamını gör...
sıcaklar hakkında değil mi bu yakarış? çok haklı bir yakarış. daha ne kadar sürecek tanrım bu eziyet, buharlaşıp yanına gelmemizi istiyorsan da açık açık söyle.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"daha ne kadar sürecek bu tanrım" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim