1.
dünyayı kendi algıları kadar sanan insandır. etraflarını da kendi bildiklerinden ibaret sanırlar.
devamını gör...
2.
tartışmayın bu tarz insanlarla ya siniriniz bozulur yada ağzınız
devamını gör...
3.
düşünmektense biat etmeyi tercih eder. biat etmek dedim çünkü inanmak için de düşünmek gerekir
devamını gör...
4.
dar görüşlü işte. ne demişler; kurbağalar gökyüzünü kuyunun ağzından gördükleri kadar zannederlermiş.
devamını gör...
5.
katlanamadığım insandır hele üniversite mezunu olanlarının ağzının ortasına kürekle vurmak istediğim insandır. yaşadığı yerden çıkmaya fırsat bulamamış, çevresinde hep aynı tipte kimselerin olduğu insanları anlıyorum bir yere kadar. ama üniversitede o kadar farklı görüşte, kimlikte insan varken, elin de kitap tutuyorken bir zahmet çık şu dünyandan.
devamını gör...
6.
bir insandır. evet, katlanılamaz derecede sinir bozucudur fakat bunu yazarken bile benim dar görüşlü olmadığımın garantisi var mıdır?
görüşlülük kavramını referans alacağımız bir nokta var mıdır da bu insan dar görüşlü, o insan ileri görüşlü diyebiliyoruz? insanların yaşama ilişkin temel kabulleri farklıdır sadece. kimse dar ya da ileri görüşlü değildir. herkesin görüşü kendi ölçüsünde mantıklıdır.
hepimizin dünyaya baktığı bir pencere vardır. kimisi buğulu, kimisi cam gibi nettir; kimisi dar bir penceredir, kimisi ise geniş. penceremizi, edindiğimiz tecrübeler ve bilgi birikimimiz değiştirir. fakat, herkes kendi penceresi ölçüsünde bir görüşlülüğe sahiptir ve o görüş onun için normaldir, mantıklıdır.
görüşlülük kavramını referans alacağımız bir nokta var mıdır da bu insan dar görüşlü, o insan ileri görüşlü diyebiliyoruz? insanların yaşama ilişkin temel kabulleri farklıdır sadece. kimse dar ya da ileri görüşlü değildir. herkesin görüşü kendi ölçüsünde mantıklıdır.
hepimizin dünyaya baktığı bir pencere vardır. kimisi buğulu, kimisi cam gibi nettir; kimisi dar bir penceredir, kimisi ise geniş. penceremizi, edindiğimiz tecrübeler ve bilgi birikimimiz değiştirir. fakat, herkes kendi penceresi ölçüsünde bir görüşlülüğe sahiptir ve o görüş onun için normaldir, mantıklıdır.
devamını gör...
7.
toplumumuzun %70'ini oluşturan insan topluluğu. açıkçası uzak durulması gereken bir kesim.
devamını gör...
8.
9.
dar görüşlü kişiler görünce onlarla iletişime girmek benim için çok düşük bir ihtimal oluyor. onların fikirlerini genişletmek isterim tabii ki ama yıllar yılı yaşayıp da bakış açısını genişletmek için hiçbir fırsatını değerlendirmemiş birine benim bir şeyler anlatıp onu geliştirmem bence çok da sağlıklı olmaz. ancak onu düşünmeye teşvik edebilirim, o da birkaç cümleyle hallolur sanıyorum. en azından kendime biçtiğim görevi başarmış olurum.
devamını gör...
10.
attır. *
devamını gör...
11.
ıdrak hudutlari daha genis olanin, dar olan icin kullanabilecegi ifade. gunumuzde ise carpitilarak, geleneksel yasantiyi surdurmekten yana olan insanlari asagilamak icin de kullanilabiliyor.
kendini gunumuz sartlarinda genis goruslu zanneden, bir de bakmissiniz ki her dayatilana uyum sagladigi icin hicbir ideal ve degeri olmayan bir mahlukata donusmus. dikkatli olmakta fayda var.
kendini gunumuz sartlarinda genis goruslu zanneden, bir de bakmissiniz ki her dayatilana uyum sagladigi icin hicbir ideal ve degeri olmayan bir mahlukata donusmus. dikkatli olmakta fayda var.
devamını gör...
12.
"dar görüşlü" bence yanlış bir kalıp. bunun yerine "eğitimsiz" sıfatını kullanmak daha uygun geliyor bana. insan "dar görüşlü" olamaz çünkü hepimiz içine doğduğumuz topluma adapte oluyoruz. margaret mead der ki " insanlar kültürsüz olarak doğarlar, içine doğdukları toplum ve şartlar onlara kültürü verir."
dolayısıyla, kişi hayatının bir noktasında içinde yaşadığı şeye uyumlanarak bir vizyon geliştirir. bağnaz bir aileye doğmuş olmak gayet normal bir durumdur( türkiye şartlarında) fakat gerçekten etrafı gözlemleyerek, insanlarla iletişim halinde kalarak, verilen veya dayatılan davranış biçimlerinin yanlış olduğunu anlamak zor değildir. insan, kendi deneyimleri odaklı bakış açısını ve düşünce biçimini değiştirebilir. işte tam bu noktada, değiştirmeme konusundaki inat bence eğitimsizlikten kaynaklanıyor. insan neden kendi özüne faydası olacak bir şeyi elinin tersi ile sürekli itsin ki? dolayısıyla seküler bir eğitim ( her açıdan objektif ve liberal bir eğitim sisteminden bahsediyorum. edebiyattan tutun geometriye, geometriden yabancı dillere kadar her şeyi aldığınız bir eğitim hayatı) almak gerekiyor. bunun sonucunda ortaya çıkacak birey, objektif, öz saygısı yüksek ve adaleti tam kararında bir vatandaş olarak evrilmiş oluyor.
din eğitimine karşı değilim. şahsen bende aşırı seküler bir ailede büyüdüm ve bütün hayatım objektif hatta daha çok inkilap tarihinde var olan ilkelerin ışığında eğitim almakla geçti. dedemin kara kuvvetlerinden emekli olması ve tüm hayatımın orduevlerinde geçmesi illa ki etken olmuştur ama babaannem ve dedemin vizyonu, inanılmaz seküler evlatlar yetişmesine sebep olmuş. babam, babaannemlerin ilk çocuğu mesela. almanca fen- edebiyat mezunu bir adamdır. amcalarım , halam keza tüm aile zıpkın gibi fakat aynı zamanda evde herkes namaz kılıyor. bence anlatmak istediğim olguyu en iyi özetleyen bu cümle oldu.
"sekülerler dinsizdir, dini inancı güçlü olanlar, seküler olamaz" diye bir denklem yoktur. bunu iddia eden herkese, ben ve tüm soyumuz kapı gibi anti-tezdir. bu temelsiz ayrıştırma maalesef akp iktidarı ile hayatımıza sokuldu çünkü akp'nin iktidar kalabilmesi için, toplumun ayrıştırılması gerekiyordu. bizi gerçek olmayan bir iddia ile böldüler. atatürk ve atatürk idealizmini paylaşan bizler dinsiz, akp hükümetine oy veren herkes " mükemmel dindarlar" oldular.
din, tanrı ile birey arasındaki "özel " bir bağdır. herkesin tanrı ile sevgi ilişkisi kendisine özeldir ve bu sevgi ilişkisi "inanç, ibadet ve bağlılık" olarak tanımlanır. bunun, toplumun düzeni için ortaya çıkartılmış bir "siyasi yönetme" biçimi ile alakası tam olarak nedir? din ile siyaset birbirinden o kadar bağımsızdır ki, zamanında atatürk tarafından birbirinden ayrı tutulmuştur. siyaset, toplumun huzurlu yaşayabilmesi için ortak kararların alınmasını sağlayan toplumsal bir araçken, din bireyseldir. din, senin tanrı ile arandaki özel bağdır. bu kimseyi ilgilendirmez ve bağlamazda. maalesef, bu bilinci olmayan insanlar yıllardır müthiş şekilde yönetildiği, yönlendirildiği hatta manipule edildiği için, şu an herkes birbirine düşman bu ülkede. giydiğimiz kıyafetten, gittiğimiz mekanlara kadar her şey için, birbirimizi kötülüyoruz. yazık.. bu sosyal çöküşün düzelmesi 1 nesil alacak.
değişmesi için, önce farkına varmak gerekiyor. umarım herkes varır.
dolayısıyla, kişi hayatının bir noktasında içinde yaşadığı şeye uyumlanarak bir vizyon geliştirir. bağnaz bir aileye doğmuş olmak gayet normal bir durumdur( türkiye şartlarında) fakat gerçekten etrafı gözlemleyerek, insanlarla iletişim halinde kalarak, verilen veya dayatılan davranış biçimlerinin yanlış olduğunu anlamak zor değildir. insan, kendi deneyimleri odaklı bakış açısını ve düşünce biçimini değiştirebilir. işte tam bu noktada, değiştirmeme konusundaki inat bence eğitimsizlikten kaynaklanıyor. insan neden kendi özüne faydası olacak bir şeyi elinin tersi ile sürekli itsin ki? dolayısıyla seküler bir eğitim ( her açıdan objektif ve liberal bir eğitim sisteminden bahsediyorum. edebiyattan tutun geometriye, geometriden yabancı dillere kadar her şeyi aldığınız bir eğitim hayatı) almak gerekiyor. bunun sonucunda ortaya çıkacak birey, objektif, öz saygısı yüksek ve adaleti tam kararında bir vatandaş olarak evrilmiş oluyor.
din eğitimine karşı değilim. şahsen bende aşırı seküler bir ailede büyüdüm ve bütün hayatım objektif hatta daha çok inkilap tarihinde var olan ilkelerin ışığında eğitim almakla geçti. dedemin kara kuvvetlerinden emekli olması ve tüm hayatımın orduevlerinde geçmesi illa ki etken olmuştur ama babaannem ve dedemin vizyonu, inanılmaz seküler evlatlar yetişmesine sebep olmuş. babam, babaannemlerin ilk çocuğu mesela. almanca fen- edebiyat mezunu bir adamdır. amcalarım , halam keza tüm aile zıpkın gibi fakat aynı zamanda evde herkes namaz kılıyor. bence anlatmak istediğim olguyu en iyi özetleyen bu cümle oldu.
"sekülerler dinsizdir, dini inancı güçlü olanlar, seküler olamaz" diye bir denklem yoktur. bunu iddia eden herkese, ben ve tüm soyumuz kapı gibi anti-tezdir. bu temelsiz ayrıştırma maalesef akp iktidarı ile hayatımıza sokuldu çünkü akp'nin iktidar kalabilmesi için, toplumun ayrıştırılması gerekiyordu. bizi gerçek olmayan bir iddia ile böldüler. atatürk ve atatürk idealizmini paylaşan bizler dinsiz, akp hükümetine oy veren herkes " mükemmel dindarlar" oldular.
din, tanrı ile birey arasındaki "özel " bir bağdır. herkesin tanrı ile sevgi ilişkisi kendisine özeldir ve bu sevgi ilişkisi "inanç, ibadet ve bağlılık" olarak tanımlanır. bunun, toplumun düzeni için ortaya çıkartılmış bir "siyasi yönetme" biçimi ile alakası tam olarak nedir? din ile siyaset birbirinden o kadar bağımsızdır ki, zamanında atatürk tarafından birbirinden ayrı tutulmuştur. siyaset, toplumun huzurlu yaşayabilmesi için ortak kararların alınmasını sağlayan toplumsal bir araçken, din bireyseldir. din, senin tanrı ile arandaki özel bağdır. bu kimseyi ilgilendirmez ve bağlamazda. maalesef, bu bilinci olmayan insanlar yıllardır müthiş şekilde yönetildiği, yönlendirildiği hatta manipule edildiği için, şu an herkes birbirine düşman bu ülkede. giydiğimiz kıyafetten, gittiğimiz mekanlara kadar her şey için, birbirimizi kötülüyoruz. yazık.. bu sosyal çöküşün düzelmesi 1 nesil alacak.
değişmesi için, önce farkına varmak gerekiyor. umarım herkes varır.
devamını gör...
13.
dar görüşünden dolayı kaçırdığı fırsatları hiçbir zaman fark edemeyecektir.
devamını gör...
14.
güvercin gibidir.
bu insanla tartışmak, güvercinle satranç oynamak gibi. taşları dağıtıp tahtanın ortasına sıçar ve oyunu kazandığını ilan eder. siz de hiçbir şey yapamazsınız.
(ben bu alegoriyi bi yerden çaldım. ama nereden çaldığımı hatırlamıyorum)
bu insanla tartışmak, güvercinle satranç oynamak gibi. taşları dağıtıp tahtanın ortasına sıçar ve oyunu kazandığını ilan eder. siz de hiçbir şey yapamazsınız.
(ben bu alegoriyi bi yerden çaldım. ama nereden çaldığımı hatırlamıyorum)
devamını gör...
15.
kimi dar kimi geniş görüşlü diye sınıflandırıyoruz bilmiyorum açıkçası. bilmek de istemiyorum çünkü bir sınıflandırma girişimi içerisindeysek bizler de dar görüşlü olmuyor muyuz? gene kendi görüşümüze göre bir kesimi dışarda bırakmış oluyoruz. ayrıca bu sınıflandırma merakı nereden geliyor ki? herkesin görüşü kendine desek ve herkes birbirinin görüşüne saygı duysa, beğenmediğimiz görüşlere de önem vermesek mesela. onlar da varlığını sürdürüp gitseler ama bir sınıflandırma kaygısına girmesek olmaz mı?
devamını gör...