1.
türkiye'nin eğitim alanındaki ilk sivil toplum kuruluşudur. ayrıca huzurevi projeleri de geliştirmektedir. eğer bağış yapmak isterseniz darüşşafaka sitesinden bağış yapabilirsiniz.
devamını gör...
2.
"şefkat evi" anlamına gelen kelime.
devamını gör...
3.
sultan abdülaziz döneminde kurulmuş, yetim, yoksul çocukları eğitmeyi şiar edinmiş eğitim yuvası. öğretmeni olmayı en çok istediğim okul.
aziz nesin, berna moran, ahmet rasim gibi nice değerli insanımızı yetiştirmiş, yurdumuza kazandırmıştır. kazandırmaya da devam edecektir.
aziz nesin, berna moran, ahmet rasim gibi nice değerli insanımızı yetiştirmiş, yurdumuza kazandırmıştır. kazandırmaya da devam edecektir.
devamını gör...
4.
30 mart 2022'de 159. yaşını kutlayan kuruluş.
bağış yapmak ya da fitre vermek isterseniz, telefonda kullandığınız banka uygulamalarından bağış sekmesi altında kolaylıkla yapabilirsiniz.
bağış yapmak ya da fitre vermek isterseniz, telefonda kullandığınız banka uygulamalarından bağış sekmesi altında kolaylıkla yapabilirsiniz.
devamını gör...
5.
öksüz, yetim ya da kimsesiz çocuklara kucak açan yuva. depremzede çocukları da alıyorlarmış. bugün sosyal medyada bir kampanya gördüm. bir çocuğun yıllık masrafını karşılamak için başlatmışlar. üç çocuğun masrafları karşılandı bile. mükemmel bir sivil toplum kuruluşu.
devamını gör...
6.
diyanet fetvasının içinde depremzede evlatlıkla evlenilebilir cümlesi olan bir ülkede el üstünde tutulması gereken yuvadır.
devamını gör...
7.
4. ve 5. sınıfı burada okudum. sonra derslerim çok iyi olmasına rağmen ailemi özledim diyerek edirne'ye döndüm. içimi büyük bir acı kaplamıştı döndüğümde. böyle kolej kalitesi olan bir yerden tek bir bahçesi olan ve tek bir binadan ibaret olan kadri paşaya dönmek benim içimi burkmuştu. arkadaşlarımla aram hiç iyi olmadı döndükten sonra. gittin, kalsaydın neden geri geldin der gibiydi hepsi de birkaçı hariç. her neyse istanbul'da yaşamak zordu. darüşşafaka'da mükemmel anılarım geçti. yemeklerini yapan şirket profesyoneldi. temizlik şirketi de öyle. eğitimi çok kaliteliydi. bir keresinde e-biko isimli yarışmaya katılarak ankara'ya gitmiştik okuldan öğretmenler ve arkadaşlarla. öğretmenleri kendini çok geliştirmişti. haftada 40 ders vardı ve 24 saati ingilizceydi bu derslerin. hiçbir zaman ingilizce çalıştığımı hatırlamıyorum oradan geldikten sonra ama devlet okullarında hep ingilizce sınavlarımdan yüksek aldığım bir gerçek o atılan temelden sonra. kalsaydım almanca-fransızca gibi extra diller öğrenebilirdim ve büyük ihtimal şuan başarılı bir üniversiteden mezun, iş sahibi de olurdum ama hayırlısı böyleymiş diyip geçiştiriyorum işte.
devamını gör...