1.
bir hüseyin nihal atsız şiiridir. mussolini'nin rodos'a asker yığması ve izmir'i tehdidi üzerine yazılmıştır.
ey benito musolini! ey gayet yüce,
italyanlar başvekili muhterem düce!
duydum ki, yelkenleri edip de fora
gelecekmiş orduların yeşil bosfora.
buyursunlar... bizim için şavaş düğündür;
din arab'ın, hukuk sizin, harp türk'lüğündür.
açlar nasıl bir istekle koşarsa aşa
türk eri de öyle gider kanlı savaşa.
hem karadan, hem denizden ordular indir!
çarpışalım, en doğru söz süngülerindir!
kalem, fırça, mermer nedir? birer oyuncak!
şaheserler süngülerle yazılır ancak!
çağrı beg'le tuğrul beg'in kurduğu devlet
ıtalyalı melezlerden üstündür elbet;
bizim eski uşakları al da yanına
balkanlardan doğru yürü er meydanına;
çelik zırhlı kartalları göklere saldır...
fakat zafer sizin için söz ve masaldır...
dirilerek başınıza geçse de sezar
yine olur anadolu size bir mezar...
diye devam eder.
edit: copy paste düzeltmeleri.
ey benito musolini! ey gayet yüce,
italyanlar başvekili muhterem düce!
duydum ki, yelkenleri edip de fora
gelecekmiş orduların yeşil bosfora.
buyursunlar... bizim için şavaş düğündür;
din arab'ın, hukuk sizin, harp türk'lüğündür.
açlar nasıl bir istekle koşarsa aşa
türk eri de öyle gider kanlı savaşa.
hem karadan, hem denizden ordular indir!
çarpışalım, en doğru söz süngülerindir!
kalem, fırça, mermer nedir? birer oyuncak!
şaheserler süngülerle yazılır ancak!
çağrı beg'le tuğrul beg'in kurduğu devlet
ıtalyalı melezlerden üstündür elbet;
bizim eski uşakları al da yanına
balkanlardan doğru yürü er meydanına;
çelik zırhlı kartalları göklere saldır...
fakat zafer sizin için söz ve masaldır...
dirilerek başınıza geçse de sezar
yine olur anadolu size bir mezar...
diye devam eder.
edit: copy paste düzeltmeleri.
devamını gör...
2.
içim öyle senle
dolu ki
başkasını alamıyorum dediğim kişi bana ;
nereye böyle bileyim söyle demişti
aşk hayatım da ilk emekli olma kararı aldığım zaman
dolu ki
başkasını alamıyorum dediğim kişi bana ;
nereye böyle bileyim söyle demişti
aşk hayatım da ilk emekli olma kararı aldığım zaman
devamını gör...
3.
@brigadier ukdesi.
bir etkinliğe katılması için kişilere ya da kurumlara gönderilen yazı. gerçi davetiye deyince akla ilk gelen şey -en azından benim için- düğün davetiyesidir. yalnız o işte iyi para var. şöyle altın varaklı falan.
üye olunacak web sayfaları veya uygulamalara kayıt için de kullanılan bir sistemdir ayrıca. vakti zamanında torrent siteleri için davetiye dilendiğimiz çok oldu. sonra parayı bulunca her şeyi orijinal alır olduk. *
bir etkinliğe katılması için kişilere ya da kurumlara gönderilen yazı. gerçi davetiye deyince akla ilk gelen şey -en azından benim için- düğün davetiyesidir. yalnız o işte iyi para var. şöyle altın varaklı falan.
üye olunacak web sayfaları veya uygulamalara kayıt için de kullanılan bir sistemdir ayrıca. vakti zamanında torrent siteleri için davetiye dilendiğimiz çok oldu. sonra parayı bulunca her şeyi orijinal alır olduk. *
devamını gör...
4.
ayrıca, benito musolini'nin 2.dünya savaşı öncesi ve sırasında türkiye'den sürekli taleplerde bulunması ve yapılmaması durumunda tehdit etmesi nedeniyle, hüseyin nihal atsız tarafından kendisine cevaben yazdığı şiirdir.
ey benito musolini! ey gayet yüce,
italyanlar başvekili muhterem düce!
duydum ki, yelkenleri edip de fora
gelecekmiş orduların yeşil bosfora.
buyursunlar... bizim için şavaş düğündür;
din arab'ın, hukuk sizin, harp türk'lüğündür.
açlar nasıl bir istekle koşarsa aşa
türk eri de öyle gider kanlı savaşa.
hem karadan, hem denizden ordular indir!
çarpışalım, en doğru söz süngülerindir!
kalem, fırça, mermer nedir? birer oyuncak!
şaheserler sungtilerle yazılır ancak!
çağri beg'le tuğrul beg'in kurduğu devlet
italyalı melezlerden üsttündür elbet;
bizim eski uşakları alda yanına
balkanlardan doğru yürü er meydanına;
çelik zırhlı kartalları göklere saldır...
fakat zafer sizin için söz ve masaldır...
dirilerek başınıza geçse de sezar
yine olur anadolu size bir mezar.
belki fazla bel bağladın şimal komşuna,
biz güleriz cermenliğin kuduruşuna,
tanıyoruz atilla'dan beri cermeni,
farklı mıdır prusyalı yahut ermeni?
senin dostun cermanyaya biz nemşe deriz,
bir gün yine bec onünde düğün ederiz.
söyle, kara gömlekliler etmesin keder;
olum-dirim savaş bir gün mukadder!
gerçi bugün eskisinden daha çok diksin;
fakat yine biz osmanli, sen venediksin!
tarihteki eski roma hoş bir hayaldir,
hayal bütün insanlarda olan bir haldir.
bu hayaller zamanları hızla asmalı,
gök türklerle romalılar karşııaşmalı!
görmüyorsan gönılumüzün içini, korsun!
kılıçlarımız kınlarından çıkmayagörsün!
top sesleri, bomba sesi bize saz gelir;
17'ye karşı 44 milyon az gelir.
arnavud'u yendim diye kendini avut,
yiğit türkle bir olur mu soysuz arnavut?
kayalara çarpmalıdır korkunç türküler!
dalmalıdır gövdelere çeıik süngüler!
sert dipçikler ezmelidir nice başları!
ecel kuşu ayırmalı arkadaşları!
en yiğitler serilmeli en önce yere!
kızıl kanlar yerde taşıp olmalı dere!
ülkü denen nazlı gelin erde şan ister!
büyük devlet kurmak icin büyük kan ister.
damarında var mi senin böyle bol kanın?
türkün kanı bir eşidir lavlı volkanın!
tarihteki eski roma hoş bir hayaldir,
kurulacak yeni roma boş bir hayaldir,
karşısında olmasaydi şanli 'türk budun'
belki gerçek olacaktı bir gün umudun,
insan oğıu ümitlerle dolup taşmalı,
aryalarla turanlılar karşılamalı.
tabiatın yürüyüşü belki yavaştır;
hız verecek biricik şey ona savaştır!
keskin olur ıikörlerden ayranla kımız,
karnera'yı yere serer tekirdağ'lımız.
yurdumuzun çok tarafı olsa da kuru
makarnadan kuvvetlidir yine bulguru...
biz guleriz façyo'ların felsefesine,
dayanır mı kırkı bir tek türk efesine?
bizim yanık fuzuli'miz engin biz deniz!
karşisinda bir göl kalır sizin dante'niz!
bizler ulu bir çınarız, sizler sarmaşik!
'generaller 'paşalarla atamaz aşık! ..
ey italyan başvekili! ey musolini!
iki ırkın kabarmalı asırlık kini...
hesabınıi göreceğiz elbette yarın
yedi yüzlü, yedi dilli ıtalyan'ların!
ırkınızı hiçe saydı hazreti fatih.
biraz daha yasasaydi hazreti fatih
ne venedik kalacakti, ne floransa...
hoş geldiniz diyecekti bize fransa!
haydi, hamle kafirindir... ilkönce sen gel
ecel ile zaman bize olmadan engel!
burda tanklar yürümezse etme çok tasa;
sungtilerle çarpışmadır şavaşta yaşa.
olma boyle sinsi çakal, yahut engerek!
bozkurt gibi, kartal gibi doğüşmek gerek!
kılıç arslan öldü sanma, yaşıyor bizde!
atila'nin ateşi var içimizde!
kanije'nin gazileri daha dipdiri!
sınırdadir pilevne'nin kırk bir askeri!
edirne'de sükrü paşa bekliyor nöbet!
dumlupınar denen şeyi bilirsin elbet!
şehitlerden elli milyon bekaçisi olan
asılmaz bir kayadır bu ebedi vatan!
ey benito musolini! ey gayet yüce,
italyanlar başvekili muhterem düce!
duydum ki, yelkenleri edip de fora
gelecekmiş orduların yeşil bosfora.
buyursunlar... bizim için şavaş düğündür;
din arab'ın, hukuk sizin, harp türk'lüğündür.
açlar nasıl bir istekle koşarsa aşa
türk eri de öyle gider kanlı savaşa.
hem karadan, hem denizden ordular indir!
çarpışalım, en doğru söz süngülerindir!
kalem, fırça, mermer nedir? birer oyuncak!
şaheserler sungtilerle yazılır ancak!
çağri beg'le tuğrul beg'in kurduğu devlet
italyalı melezlerden üsttündür elbet;
bizim eski uşakları alda yanına
balkanlardan doğru yürü er meydanına;
çelik zırhlı kartalları göklere saldır...
fakat zafer sizin için söz ve masaldır...
dirilerek başınıza geçse de sezar
yine olur anadolu size bir mezar.
belki fazla bel bağladın şimal komşuna,
biz güleriz cermenliğin kuduruşuna,
tanıyoruz atilla'dan beri cermeni,
farklı mıdır prusyalı yahut ermeni?
senin dostun cermanyaya biz nemşe deriz,
bir gün yine bec onünde düğün ederiz.
söyle, kara gömlekliler etmesin keder;
olum-dirim savaş bir gün mukadder!
gerçi bugün eskisinden daha çok diksin;
fakat yine biz osmanli, sen venediksin!
tarihteki eski roma hoş bir hayaldir,
hayal bütün insanlarda olan bir haldir.
bu hayaller zamanları hızla asmalı,
gök türklerle romalılar karşııaşmalı!
görmüyorsan gönılumüzün içini, korsun!
kılıçlarımız kınlarından çıkmayagörsün!
top sesleri, bomba sesi bize saz gelir;
17'ye karşı 44 milyon az gelir.
arnavud'u yendim diye kendini avut,
yiğit türkle bir olur mu soysuz arnavut?
kayalara çarpmalıdır korkunç türküler!
dalmalıdır gövdelere çeıik süngüler!
sert dipçikler ezmelidir nice başları!
ecel kuşu ayırmalı arkadaşları!
en yiğitler serilmeli en önce yere!
kızıl kanlar yerde taşıp olmalı dere!
ülkü denen nazlı gelin erde şan ister!
büyük devlet kurmak icin büyük kan ister.
damarında var mi senin böyle bol kanın?
türkün kanı bir eşidir lavlı volkanın!
tarihteki eski roma hoş bir hayaldir,
kurulacak yeni roma boş bir hayaldir,
karşısında olmasaydi şanli 'türk budun'
belki gerçek olacaktı bir gün umudun,
insan oğıu ümitlerle dolup taşmalı,
aryalarla turanlılar karşılamalı.
tabiatın yürüyüşü belki yavaştır;
hız verecek biricik şey ona savaştır!
keskin olur ıikörlerden ayranla kımız,
karnera'yı yere serer tekirdağ'lımız.
yurdumuzun çok tarafı olsa da kuru
makarnadan kuvvetlidir yine bulguru...
biz guleriz façyo'ların felsefesine,
dayanır mı kırkı bir tek türk efesine?
bizim yanık fuzuli'miz engin biz deniz!
karşisinda bir göl kalır sizin dante'niz!
bizler ulu bir çınarız, sizler sarmaşik!
'generaller 'paşalarla atamaz aşık! ..
ey italyan başvekili! ey musolini!
iki ırkın kabarmalı asırlık kini...
hesabınıi göreceğiz elbette yarın
yedi yüzlü, yedi dilli ıtalyan'ların!
ırkınızı hiçe saydı hazreti fatih.
biraz daha yasasaydi hazreti fatih
ne venedik kalacakti, ne floransa...
hoş geldiniz diyecekti bize fransa!
haydi, hamle kafirindir... ilkönce sen gel
ecel ile zaman bize olmadan engel!
burda tanklar yürümezse etme çok tasa;
sungtilerle çarpışmadır şavaşta yaşa.
olma boyle sinsi çakal, yahut engerek!
bozkurt gibi, kartal gibi doğüşmek gerek!
kılıç arslan öldü sanma, yaşıyor bizde!
atila'nin ateşi var içimizde!
kanije'nin gazileri daha dipdiri!
sınırdadir pilevne'nin kırk bir askeri!
edirne'de sükrü paşa bekliyor nöbet!
dumlupınar denen şeyi bilirsin elbet!
şehitlerden elli milyon bekaçisi olan
asılmaz bir kayadır bu ebedi vatan!
devamını gör...
5.
sonu gelmeyen renkli kağıt parçası. daha evvel bir davetiye ve aynı zamanda baskı merkezinde çalışmış biri olarak diyebilirim ki koca bir muamma. elde yüzlerce deniz kabuğuyla gelip bunları da oraya ekleyin diyen mi istersiniz, klasik (elite) için gelip çiçekli böcekli (iklim) seçip giden mi?*
günün birinde başıma geleceğini biliyordum ama bu sorun olmaz seçer geçerim diyordum. sonuna kadar sadeci bir vatandaşım. bordo zarf içine beyaz zemin hadi en fazla çerçeve gold bir davetiye iş görür deyip klasiklerden bir kaç modeli damat beye attım. nasılsa seçmez diyerekten 3 5 tane de çiçekli böcekli fırlattım ve o gidip şu zaman şeritli doğumdan tanışma evlilik teklifi isteme bilmem ne tarihlerinin yazılı olduğu özel hayat ifşasının hadsafhada bulunduğu seçeneği sevdi.
sinirimden ku du ru yo rum.
günün birinde başıma geleceğini biliyordum ama bu sorun olmaz seçer geçerim diyordum. sonuna kadar sadeci bir vatandaşım. bordo zarf içine beyaz zemin hadi en fazla çerçeve gold bir davetiye iş görür deyip klasiklerden bir kaç modeli damat beye attım. nasılsa seçmez diyerekten 3 5 tane de çiçekli böcekli fırlattım ve o gidip şu zaman şeritli doğumdan tanışma evlilik teklifi isteme bilmem ne tarihlerinin yazılı olduğu özel hayat ifşasının hadsafhada bulunduğu seçeneği sevdi.
sinirimden ku du ru yo rum.
devamını gör...
6.
genelde düğün nişan sünnet törenlerine davet etmek için kullanılan kart türü.
başkasına vereceğimiz ve belki de çöpe atılacak bir kağıt parçası gibi düşünsek de benim gibi koleksiyonunu yapan, kendi davetiyesini seçmekte çok zorlanan, tasarım ve eşyanın tabiatı ile ilgilenenlerde önem arzeder. her davetiyeyi biriktirmem. ya sevdiğim birisine ait olacak ya da orjinal olacak. biriktirdiğim davetiyeleri arada sırada incelerim. aradan kaç yıl geçtiğini hesaplarım. bana davetiyesini getirdiğinde kendi anne babasının davetiyesini görüp sevinen insanları hatırlıyorum. davetiye biraz o çiftin ve ailenin yapısı hakkında bilgi veriyor bence. aynı zamanda o dönemin toplum yapisina da ipuçları veriyor. kemeralti'nda davetiye matbaalarinin olduğu bir iki pasaj ve nikah sekerlerinin satildigi bir sokak vardir. ne zaman alışverişe çıksam bu dükkanlarda biraz zaman geçirip inceler ve degisimi gozlemlerim.
80'li yıllarda ve 90 'li yılların ilk yarisinda davetiyeler genelde küçük, üstünde gelin damat resmi olan ya da çiçek buketli sade ve beyaz zarf içinde verilirken 90 lı yıllarin ikinci yarısından itibaren ebatları büyümeye, içinde davetiye sahibinin ideolojik ya da dini inancı ile ilgili sözlerin olduğu, farklı yazı fontlarinin kullanıldığı türlere dönüştü. aynı ailenin iki çocuğunun birinde said-i nursi'ye ait bir söz diğerinde nazım hikmetten bir şiir vardı mesela. 2000'li yılların sonuna doğru ise davetiyelerde renk paletleri oluşmaya basladi. bordolar, kırmızılar, maviler hatta siyahlar bile kullanılmaya baslandi. yine aynı dönemde önceki dönemlere göre daha belirgin altın ve gümüş renkli bantlar ve yazılar, mühürlü veya aşırı klasik süslemeleri olan zarflar kullanılmaya baslandi. son 10 yılda ise davetiyede jüt ipi, buğday başağı, dantel gibi objeler, zarf üzerine mühürler, kurdaleler, ferman şeklinde hazirlanip yuvarlanmis, kullanımı sadece o yıla ait moda renkler (örneğin çivit mavi, lavanta ya da kuskonmaz yeşili vb),
çiçekli arajmanlar (ki bunlar gelin çiçeği ya da düğün salonu süslemesi ile uyumlu (b: konsept) tabir edilen davetiyelerde daha ön plana çıkıyor.
eskiden iki direğin arasına çekilen bir elektrik kablosuna bağlanan beş on ampül ışığı altında kuru pasta limonata, çerez ile geçen, kiralık gelinlik ya da yüzyıllarca giyilecek bir damatlık takım elbise ile geciştirilen düğünler bugün mevsime göre mekanın değiştiği, after ile before ile bitmek bilmeyen partilere evrilen bir insta hikayesine dönüştü. düğün pastasından gelin başına, fotoğrafından drone çekimlerine kadar tam bir prodüktörlü yapım haline getirilen düğünler için davetiye yine de yeterince keşfedilmiş değil. buzdolabı süsünden sabununa varan geniş ürün seçenekli nikah sekerleri ile kiyaslanirsa...
günümüz için en güzel davetiye bir kuruma bağışta bulunularak davetli adına sertifika gönderip, davetiye metnini alt kısma eklemek suretiyle sosyal sorumluluk projesine sevdiklerinizi de eklemek olabilir.
koleksiyonumun en sevdiğim örneklerini birakayim. ilk fotograftakiler 80 li yıllara ait. ben en çok orta sıra soldan ikinciyi sevmiştim. zaten koleksiyona da daha küçük bir kızken o davetiye ile başlamıştım. şimdi ki gibi kırtasiyeler de envai çeşit kağıt karton renkli ürün bulamadigim için davetiyeler benim için renkli bir dünyaya açılan kapıydı adeta.
ikinci resim ise son donem örneklerden.
başkasına vereceğimiz ve belki de çöpe atılacak bir kağıt parçası gibi düşünsek de benim gibi koleksiyonunu yapan, kendi davetiyesini seçmekte çok zorlanan, tasarım ve eşyanın tabiatı ile ilgilenenlerde önem arzeder. her davetiyeyi biriktirmem. ya sevdiğim birisine ait olacak ya da orjinal olacak. biriktirdiğim davetiyeleri arada sırada incelerim. aradan kaç yıl geçtiğini hesaplarım. bana davetiyesini getirdiğinde kendi anne babasının davetiyesini görüp sevinen insanları hatırlıyorum. davetiye biraz o çiftin ve ailenin yapısı hakkında bilgi veriyor bence. aynı zamanda o dönemin toplum yapisina da ipuçları veriyor. kemeralti'nda davetiye matbaalarinin olduğu bir iki pasaj ve nikah sekerlerinin satildigi bir sokak vardir. ne zaman alışverişe çıksam bu dükkanlarda biraz zaman geçirip inceler ve degisimi gozlemlerim.
80'li yıllarda ve 90 'li yılların ilk yarisinda davetiyeler genelde küçük, üstünde gelin damat resmi olan ya da çiçek buketli sade ve beyaz zarf içinde verilirken 90 lı yıllarin ikinci yarısından itibaren ebatları büyümeye, içinde davetiye sahibinin ideolojik ya da dini inancı ile ilgili sözlerin olduğu, farklı yazı fontlarinin kullanıldığı türlere dönüştü. aynı ailenin iki çocuğunun birinde said-i nursi'ye ait bir söz diğerinde nazım hikmetten bir şiir vardı mesela. 2000'li yılların sonuna doğru ise davetiyelerde renk paletleri oluşmaya basladi. bordolar, kırmızılar, maviler hatta siyahlar bile kullanılmaya baslandi. yine aynı dönemde önceki dönemlere göre daha belirgin altın ve gümüş renkli bantlar ve yazılar, mühürlü veya aşırı klasik süslemeleri olan zarflar kullanılmaya baslandi. son 10 yılda ise davetiyede jüt ipi, buğday başağı, dantel gibi objeler, zarf üzerine mühürler, kurdaleler, ferman şeklinde hazirlanip yuvarlanmis, kullanımı sadece o yıla ait moda renkler (örneğin çivit mavi, lavanta ya da kuskonmaz yeşili vb),
çiçekli arajmanlar (ki bunlar gelin çiçeği ya da düğün salonu süslemesi ile uyumlu (b: konsept) tabir edilen davetiyelerde daha ön plana çıkıyor.
eskiden iki direğin arasına çekilen bir elektrik kablosuna bağlanan beş on ampül ışığı altında kuru pasta limonata, çerez ile geçen, kiralık gelinlik ya da yüzyıllarca giyilecek bir damatlık takım elbise ile geciştirilen düğünler bugün mevsime göre mekanın değiştiği, after ile before ile bitmek bilmeyen partilere evrilen bir insta hikayesine dönüştü. düğün pastasından gelin başına, fotoğrafından drone çekimlerine kadar tam bir prodüktörlü yapım haline getirilen düğünler için davetiye yine de yeterince keşfedilmiş değil. buzdolabı süsünden sabununa varan geniş ürün seçenekli nikah sekerleri ile kiyaslanirsa...
günümüz için en güzel davetiye bir kuruma bağışta bulunularak davetli adına sertifika gönderip, davetiye metnini alt kısma eklemek suretiyle sosyal sorumluluk projesine sevdiklerinizi de eklemek olabilir.
koleksiyonumun en sevdiğim örneklerini birakayim. ilk fotograftakiler 80 li yıllara ait. ben en çok orta sıra soldan ikinciyi sevmiştim. zaten koleksiyona da daha küçük bir kızken o davetiye ile başlamıştım. şimdi ki gibi kırtasiyeler de envai çeşit kağıt karton renkli ürün bulamadigim için davetiyeler benim için renkli bir dünyaya açılan kapıydı adeta.
ikinci resim ise son donem örneklerden.
devamını gör...
7.
denk gelip sevdiğin bir iki şiirden birisidir. belki duygusal olmadığından seviyorumdur belki başka nedenlerle bilemem.
devamını gör...
8.
9.
hiç sevmem. zaten kazandığım para belli. birde onu düğüne hibe etmek hiç doğru gelmiyor. düşündükçe suratım kabız olmuş gibi buruşuyor. çok saçma değil mi lan.
devamını gör...