1.
sinemanın 'sanat' olduğunu kanıtlayan yönetmen
devamını gör...
2.
bugün doğum günü olan kanadalı filmcidir. 1943 doğumludur. yani kendisi artık 81 yaşında. ne diyeyim, daha çok yaşasın üstat.
john carpenter'dan sonraki favori yönetmenimdir. 1967 senesinde toronto üniverstesi'nden mezun olmuştur. 1966-70 seneleri arasında filmciliğe yönelik büyük bir ilgi geliştirmiştir ve kendini bu yola kanalize ederek birçok kısa film ve deneysel film çekmiştir. ticari amaçlı ilk filmini ise 1975'te çekmiştir usta isim. 1977 çıkışlı rabid filmiyle birlikte ise artık kültleşen işlere imzasını atmaya başlamıştır kanadalı isim. ticari olarak ciddi başarıya ulaşan ilk işi ise 1981 tarihli scanners filmidir. ana akıma iyiden iyiye yaklaşmaya başladığı yapım olarak ise, bir stephen king uyarlaması olan ve 1983'te gösterime giren the dead zone filmi gösterilir. the fly remake'indeki büyük başarısından sonra, 1988'de gösterime sokulan dead ringers filmiyle de eleştirmenlerden büyük övgülerle birlikte kanada sinema ve televizyon akademisi'nden 10 tane de genie ödülü toplamıştır usta sinemacı. yönetmenin 90'lardaki filmleri, kendisinin çok yönlülüğünü ve genişleyen vizyonunu ortaya çıkardığı için takdir edilse de eleştirmenlerin çoğunluğunun beğenisini toplayamamıştır ve gişede iyi iş yapamamıştır. 1999 tarihli existenz filmi iyi kritikler alarak bunu kısmen kırsa da, gişede yine zarar etmiştir.
21. yüzyıla geldiğimizde “body horror" denen kendisine has tarzından uzunca süre vazgeçen yönetmen, yine de psikolojik ve davranışsal ekstremlikleri temaları yapmaktan geri durmamıştır. 2005 çıkışlı, başrolünde viggo mortensen bulunan a history of violence, yönetmenin en iyi işlerinden biri olarak gösterilir. cronenberg ve mortensen, bundan sonra da çeşitli filmlerde birlikte çalışmışlardır: eastern promises (2007), a dangerous method (2011) ve crimes of the future (2022).
kaynak: www.britannica.com/biograph...
bu arada oğlu brandon cronenberg de yaşıtım sayılır ve bayağı ses getiren işler yapmaya başladı. bakalım babası gibi sinema dünyasına bu denli büyük bir damga vurabilecek mi oğlu da...
david cronenberg'ün the fly (1986) isimli filmini ufakken izlemiştim ve hem çok sevmiştim hem de dehşete düşmüştüm bazı sahnelerinde; bilek güreşi sahnesi mesela aklımdan silinmeyecek şekilde zihnime kazındı. bu film, birçoklarınca "orijinalinden daha iyi yeniden çevrim"lerden biridir ki böylesi bir tabloya gerçekten nadiren rastlanıyor. yani izleyiciler tarafından "remake"lere ekseriyetle ne gözle bakıldığını siz de biliyor olmalısınız...
sonrasında da üstadın birçok filmini izlemiş oldum; existenz'in yeri bende çok ayrıdır. onu da çıktığı zamanlarda (en geç 2000-2001'dir) izlemiştik abimle ve manyağı olmuştuk. bu filmi çok tırt bulanlar da çok ve bazısına göre cronenberg, videodrome'dan sonra burada kendisini tekrar etmiştir ancak ben buna katılmıyorum; "kendi ayaklarının üzerinde durabilen" bir film bence, existenz.
sinemacının aşağı yukarı 50 sene içerisinde çektiği/yönettiği tüm filmler bilgisayarımda mevcut ancak bir türlü oturup bunları aradan çıkarabilecek bir mod'da hissedemedim kendimi. bunların bir kısmını izlemiştim elbette. spider (2002) filmi de çok özel sahi, bu yönetmenin. yani ikinci defa izlemem sanırım ama bu da direkt akla kazınan dramatiklikte bir filmdi o yüzden tekrar seyretmeme de gerek yok zaten. son filmi crimes of the future'u izledim çıktığı zamanlarda (2022). biraz hayal kırıklığına uğramıştım ancak bu belki de, benim o aralar bu kadar diyalog ağırlıklı bir filmden keyif alacak bir modda olmamamla da alakalı olabilir; bir kere daha izlemeyi düşünüyorum bu filmi, kendimi uygun ruh halinde hissettiğimde. ayrıca bu film, yönetmenin existenz'den sonra, bilim kurgu ve korku temellerine dönüş yaptığı filmi olma niteliğini taşıyor yani arada neredeyse çeyrek asır var; bu süre zarfında böylesi başka film çekmemiş david cronenberg. bu arada cronenberg'ün 1970 çıkışlı, crimes of the future isminde bir filmi daha var fakat bu sanırım sadece isim benzerliği. onu da er geç izleyeceğim ve aralarında bir paralellik kurulabilip kurulamayacağını görürüm hem. "body horror" diye adlandırılan tarzına dönmüş üstat, 1999'dan sonra bu 2022 filmiyle. hatta 8 senelik bir boşluktan sonra da ilk yönetmenlik yaptığı iş bu. iyi de etmiş bu işi bırakmamakla ama umarım yeniden izlediğimde beğenirim ben de bu filmini. favori yönetmenim john carpenter da, 13 sene mi ne ara verdikten sonra john carpenter's suburban screams mini-dizisiyle yönetmenliğe dönmüştü ve o da maalesef beni çok tatmin etmemişti. yine de film çeksinler bu adamlar ya. yani çok büyük üstatlar gerçekten de. tırt filmler/diziler çekseler bile bundan sonra, bendeki kredileri sonsuz. *
bu arada cronenberg, epey sayıda film ve dizide oyunculuk yapmış da bir isim. nightbreed'deki dr. philip k. decker tiplemesi mükemmeldi mesela. *

doğum günün kutlu olsun david!
john carpenter'dan sonraki favori yönetmenimdir. 1967 senesinde toronto üniverstesi'nden mezun olmuştur. 1966-70 seneleri arasında filmciliğe yönelik büyük bir ilgi geliştirmiştir ve kendini bu yola kanalize ederek birçok kısa film ve deneysel film çekmiştir. ticari amaçlı ilk filmini ise 1975'te çekmiştir usta isim. 1977 çıkışlı rabid filmiyle birlikte ise artık kültleşen işlere imzasını atmaya başlamıştır kanadalı isim. ticari olarak ciddi başarıya ulaşan ilk işi ise 1981 tarihli scanners filmidir. ana akıma iyiden iyiye yaklaşmaya başladığı yapım olarak ise, bir stephen king uyarlaması olan ve 1983'te gösterime giren the dead zone filmi gösterilir. the fly remake'indeki büyük başarısından sonra, 1988'de gösterime sokulan dead ringers filmiyle de eleştirmenlerden büyük övgülerle birlikte kanada sinema ve televizyon akademisi'nden 10 tane de genie ödülü toplamıştır usta sinemacı. yönetmenin 90'lardaki filmleri, kendisinin çok yönlülüğünü ve genişleyen vizyonunu ortaya çıkardığı için takdir edilse de eleştirmenlerin çoğunluğunun beğenisini toplayamamıştır ve gişede iyi iş yapamamıştır. 1999 tarihli existenz filmi iyi kritikler alarak bunu kısmen kırsa da, gişede yine zarar etmiştir.
21. yüzyıla geldiğimizde “body horror" denen kendisine has tarzından uzunca süre vazgeçen yönetmen, yine de psikolojik ve davranışsal ekstremlikleri temaları yapmaktan geri durmamıştır. 2005 çıkışlı, başrolünde viggo mortensen bulunan a history of violence, yönetmenin en iyi işlerinden biri olarak gösterilir. cronenberg ve mortensen, bundan sonra da çeşitli filmlerde birlikte çalışmışlardır: eastern promises (2007), a dangerous method (2011) ve crimes of the future (2022).
kaynak: www.britannica.com/biograph...
bu arada oğlu brandon cronenberg de yaşıtım sayılır ve bayağı ses getiren işler yapmaya başladı. bakalım babası gibi sinema dünyasına bu denli büyük bir damga vurabilecek mi oğlu da...
david cronenberg'ün the fly (1986) isimli filmini ufakken izlemiştim ve hem çok sevmiştim hem de dehşete düşmüştüm bazı sahnelerinde; bilek güreşi sahnesi mesela aklımdan silinmeyecek şekilde zihnime kazındı. bu film, birçoklarınca "orijinalinden daha iyi yeniden çevrim"lerden biridir ki böylesi bir tabloya gerçekten nadiren rastlanıyor. yani izleyiciler tarafından "remake"lere ekseriyetle ne gözle bakıldığını siz de biliyor olmalısınız...
sonrasında da üstadın birçok filmini izlemiş oldum; existenz'in yeri bende çok ayrıdır. onu da çıktığı zamanlarda (en geç 2000-2001'dir) izlemiştik abimle ve manyağı olmuştuk. bu filmi çok tırt bulanlar da çok ve bazısına göre cronenberg, videodrome'dan sonra burada kendisini tekrar etmiştir ancak ben buna katılmıyorum; "kendi ayaklarının üzerinde durabilen" bir film bence, existenz.
sinemacının aşağı yukarı 50 sene içerisinde çektiği/yönettiği tüm filmler bilgisayarımda mevcut ancak bir türlü oturup bunları aradan çıkarabilecek bir mod'da hissedemedim kendimi. bunların bir kısmını izlemiştim elbette. spider (2002) filmi de çok özel sahi, bu yönetmenin. yani ikinci defa izlemem sanırım ama bu da direkt akla kazınan dramatiklikte bir filmdi o yüzden tekrar seyretmeme de gerek yok zaten. son filmi crimes of the future'u izledim çıktığı zamanlarda (2022). biraz hayal kırıklığına uğramıştım ancak bu belki de, benim o aralar bu kadar diyalog ağırlıklı bir filmden keyif alacak bir modda olmamamla da alakalı olabilir; bir kere daha izlemeyi düşünüyorum bu filmi, kendimi uygun ruh halinde hissettiğimde. ayrıca bu film, yönetmenin existenz'den sonra, bilim kurgu ve korku temellerine dönüş yaptığı filmi olma niteliğini taşıyor yani arada neredeyse çeyrek asır var; bu süre zarfında böylesi başka film çekmemiş david cronenberg. bu arada cronenberg'ün 1970 çıkışlı, crimes of the future isminde bir filmi daha var fakat bu sanırım sadece isim benzerliği. onu da er geç izleyeceğim ve aralarında bir paralellik kurulabilip kurulamayacağını görürüm hem. "body horror" diye adlandırılan tarzına dönmüş üstat, 1999'dan sonra bu 2022 filmiyle. hatta 8 senelik bir boşluktan sonra da ilk yönetmenlik yaptığı iş bu. iyi de etmiş bu işi bırakmamakla ama umarım yeniden izlediğimde beğenirim ben de bu filmini. favori yönetmenim john carpenter da, 13 sene mi ne ara verdikten sonra john carpenter's suburban screams mini-dizisiyle yönetmenliğe dönmüştü ve o da maalesef beni çok tatmin etmemişti. yine de film çeksinler bu adamlar ya. yani çok büyük üstatlar gerçekten de. tırt filmler/diziler çekseler bile bundan sonra, bendeki kredileri sonsuz. *
bu arada cronenberg, epey sayıda film ve dizide oyunculuk yapmış da bir isim. nightbreed'deki dr. philip k. decker tiplemesi mükemmeldi mesela. *

doğum günün kutlu olsun david!
devamını gör...
3.
devamını gör...
4.
body horror türünün kralıdır.
doğum günü kutlu olsun.
doğum günü kutlu olsun.
devamını gör...
5.
videodrome* ve existenz'daki* ileri görüşlülüğü hala tüylerimi diken diken eden adam. fly'ın da bu şekilde karşılık bulacağı zamanlar gelecektir.* ileri görüşlülük derken, gelecek böyle olacak diye tahmin etmek değil de, insan doğasını ve teknolojinin modern toplum üzerindeki etkisini çarpıcı bir derinlikle analiz edebilme ve hikayeleştirebilme yeteneği.
devamını gör...