Daylight - Normal Sözlük

1.

taylor swift'in yedinci stüdyo albümü olan lover'da yer alan sekizinci parça ve son şarkıdır daylight.

daylight, yaşamınıza bir şekilde aydınlık getiren ve bir önceki ilişkilerinizdeki gerçek aşkı bulduğunu varsaymasının ne kadar yanlış olduğunu kişinin yüzüne tokat gibi çarpıyor.
geçmişteki ilişkilerinde birçok şansızlıklar ve çıkmazlara takıldığını lâkin şimdikisevgilisiyle olan mutluluklarının nasıl gerçek olduğuna ışık tutmakta.

taylor daha önceki ilişkilerindeki aşkların yaşadığı şehirler kadar zalim olduğunu belirtiyor. tüm herkesin ışıkta daha da fena gözüktüğünü, aslında bu metofor; her şey ışıkta ortaya çıkar, sakladığı sırları ve kötü tarafı ve taylor çevresindekilerinin o ışık sayesinde daha da fena göründüğünü anlıyor.
birine aşık olduğunuz anda onun kötü tarafalrını her şeyini bilirsin, içsel tartışmalarını ve taylor sevgilisine o kadar büyük bir aşk besliyor ki kendisini gösterince korkup kaçmasından korkuyor.

bazı affedilmeye şeyleri olduğunun farkında taylor. hayatta her şeyi doğru dürüst yapamayacağına, bazen yanlış kararlar verceğini ve insanları incitmek istemesede, bazen öyle çok incitiyor ki ve bu da yaşamına affedilemediği şeyler olarak geçiyor.
şimdiki hayatının aşkına doğruları antalacağını ve yalan söylemeyip ona asla elveda demeyeceğini içten içe hep biliyor. doğruyu söylemek ilişkinin temel yapı taşıdır. güven ve sadakat olmazsa ilişkinin bir tarafı hep korkularla dolu olur.

taylor'ın gözleri sevgilsinin üzerinde ve başka hiç kimseyle ilgilenmesine gerek yok çünkü gözleri bir tek onu görüyor. sevgilisinden başka hiçbir şeyi düşünmek veya kafa patlatmak istemiyor.
bu iki yerden şunu anlıyoruz ki bu yaşadığı ilişki onun için değerli, başka kimselere gözü görmüyor ya da kafasına sorun edeceği bir şeyler olsun istemiyor.
tüm düşünceleri hep sevgilisiyle dolu olsun istiyor. 20 yıldır karanlık gecelerde uyuduğunu söylüyor, sanırım hayatının 20 yılının çok fazla gereksiz kişilerle doldurmuş olması biraz üzücü.
şimdi ise yanında çok âşık olduğu sevgilisi var, artık o karanlık geceleri atlattı çünkü hayatına gün ışığı gibi doğan bir sevgiliye sahip.

yazı tura gibi bir durumda, şans hep aslında şansızlığın kapısını açık bırakır çünkü tek bir seçme hakkın vardır, ve sonunda ise istediğin çıkmayınca seninle dalga geçerler. şaanssızlığınla çevrende alay konusu olursun.
taylor, onun iyiliğini düşen kişileri kırarak onlarda yaralar açmış, hayatında bulunan ve onun kötülüğünü isteyen insanlara ise güvenini vermiş. burada (bkz: kanye west) ve (bkz: karlie kloss) bahsediyor.
ayrıca eski şirketi olan big machine'nin sahibinden. taylor'ın haberi olanmadan scooter'a tüm şirketini ve taylor'ın tüm albümlerinin haklarıyla birlikte 500.000.000 $ satılmıştı.
açık bir ormanlık alanda, pis dumanı solumuş. burada demek istediği sahip olduğu olumsuz ilişkiyi ortadan kaldırmaya çalışırken, sonunda onların olumsuzluklarını içine çekti.
sorunun köklerini kesip atmak için derinlere indi ve bunun sonuncunda büyük bir yangından çıkan dumanla dışarı adım attı.
sevgilisinin birçok olmusuzlukla yüzleştiğini sakinleşmek bile istemdiğini, aşırı dramtik bir aşk hayatı olduğunu bazen sinirle bitirdiğinden söz ettiğini de unutmayalım.
taylor ve sevgilisi, pelerinleri ve savaş bıçaklarını bir kenara fıralatıyolar artık bir şeylerle savaşmak ve saklamak zorunda değiler.
yani burada şu 2016 yılından beri basından uzak tutuğu ilişkisinini, artık göstermekte daha da cesur. kimseden korkusu yok, yanında ona sabahları ortya çıkan gün ışığı gibi olan hayatının aşkı olduktan sonra.

kafasında hep sevgilisiyle tümüyle birlikte oldukları zamanları hayal ediyor.
bir zamanlar aşkın siyah ve beyaz olduğuna inanmış bu ilişkisi ise tom hiddleston ile birkaç ay çıktığı zamanda, getaway car'la belirtmişti bu siyah ve beyaz meteforunu.
ama şimdi aşkının, gün ışığı rengi olan altın sarısı olduğunu fark etmiş.
bir zamanlar aşkın yakıcı bir kırmızı renk olduğuna inanmış, ama şimdi aşkın gün ışığı rengi olan altın sarısı olduğuna inanıyor.
gün ışığı gibi bir renkte işte bu yaşadığı aşk.

devamını gör...

(4) (1)