sözlüğün küfürsüz formatta olması sanırım ilk defa şu an sıkıntı çıkartacak bana. kısaca hiçbir şey yolunda gitmiyor dostlarım, sosyal yetersizliğim daha çok canımı sıkmaya başladı bu son zamanlarda. seneye üniversite sınavım var, yani bu kısmen rahat olabileceğim son seneydi. ben bunu boş geçirdim arkadaşlar. "ziro fimeyl interakşın" ile geçirdim bu yılı. neyse şu an bir film izliyorum, lars and the real girl adı. bayağı güzel ilerliyor. ryan gosling oynuyor zaten ve ana karakterde kendimi gördüm. muhtemelen yakın gelecekteki ben o şekilde olacak.

geçen gün konuşacaktım bir tane kızla, kalbim gitmemi söylüyor fakat bacaklarım yürümeyi reddediyordu. oturup o şekilde bekledim sonra gitti zaten kız. ama beklerken kafamda bir sürü senaryo kurdum. hepsinde üzülen taraf ben oluyordum bu yüzden denemedim sanırım.

durun durun, çok garip bir şeyden bahsedeceğim. geçen aylarda bir post attım insta'ya ve ara ara bakıyorum, yani profilime girince karşıma çıkıyor işte. şöyle bir durum var ama, bir gün bakıyorum "lan ne güzel çıkmışım" diyorum; başka bir gün bakıyorum ve baktıkça kusasım geliyor adeta. silmemek için zor tutuyorum kendimi. sizde de oluyor mu bu tarz durumlar?

müzik zevkim falan da garipleşti, agresifleştim bir de. kediyle bile kavga ediyorum evde öyle bir noktaya geldim artık. dün mesela hiç ortaya çıkmadı, akşama kadar uyudu nerede uyuduğunu bilen yok. biz seni akşama kadar saklan diye mi besliyoruz maymun? bir de hasta olup duruyor sürekli, kendime bu kadar para harcamıyorum vallahi. kediyi belki güzel kızları etkiler diye aldım 2 sene önce. görevinde başarısız oldu...*

ama güzel bir olay yaşandı, nasıl oldu bilmiyorum ama kısa bir süreliğine ufak bir yurtdışı ziyaretim olacak. erasmus ile gideceğim, 1 hafta ama sadece. şans dileyin oradan birisini bulayım da kapağı atayım yurtdışına. bu avrupa gerçekten çok ilginç, dağda gerilla olsam almak için yarışırlar beni ama işimde gücümde öğrenci adamım, karıncayı bile incitmedim. gitsem şimdi almanya'ya havaalanında tutuklayıp geri postalarlar beni buraya. bir de deport yeriz hayatta almazlar bir daha. turizm sektörüne de atılabilirim belki, oradan da bir turist bulup kaçmam gerek en kötü çünkü gidişat çok kötü dostlarım.

bir de fal konusuna gelelim. normalde zerre inanmam bu tarz şeylere fakat inanmak istediğim şeyleri söyleyince inanasım geliyor. şöyle örnek vereyim:
bir falcı bana dese ki "sen türkiye'de sefalet içinde öleceksin." hadi lan oradan der geçerim, ama aynı falcı "2 yıla almanya'ya atıyorsun kapağı" dese benden mutlu ve bağnaz bir adam göremezsiniz arkadaşlar. bence göreceli olan tek şey zaman değil, birçok şey göreceli. aynı falcı aynı uydurma şeyleri söylüyor fakat duymak istediğime inanıyorum. bu insan psikolojisi gerçekten çok ilginç.

bir de size ufak bir hikaye anlatacağım, simyacı'da gördüm bunu.
çoban ve simyacı çölde ilerliyorlar. (çoban ispanyol, simyacı ise arap) gece oluyor çadır kurmaları gerekiyor, kuruyorlar. sonra simyacı bir anda şarap çıkarıyor, bir kadeh kendisine bir kadehse bizim çocuğa uzatıyor. çoban bir şaraba bakıyor bir simyacıya bakıyor. diyor ki:
"ya sizin inancınıza göre bunu içmek kötü bir şey değil mi?" simyacı bir anda gülümsüyor:
"kötülük, insanın ağzına girende değil, ağzından çıkandadır"
lan söze bakın lan! ne kadar doğru değil mi? hayata bakış açımı bile değiştirdi vallahi bu kitap.

bir de film önerisi yapayım bitireyim, 80 yapım blade runner ve blade runner 2049 filmlerini izlemenizi öneririm. vurdulu kırdılı aksiyon sevmeyen beni bile ekran başına kilitlemeyi başardı. harika bir yapımdı. ayrıca ciddi ciddi 40 sene sonra devam filmi yapmışlar, takdir edilesi gerçekten!

son olarak sizin mental durumlar nasıl dostlar?
devamını gör...
delirme kardeşim. yazını okudum. çok net bir gençsin. aklın başında farkındalığın oldukça yüksek.
rahat ol. kendine eziyet etme.
devamını gör...
boşuna okumayın, tamamen psikolojik iç çatışma ve yapılan aptallıklar yüzünden delirmemek için zor tuttuğum karışık ruhsal durumu anlatıyor.
okuma(ciddiyim kayda değer sana fayda sağlayacak bir yazı değil)

bu a**ğumun üniversitesinin ders ve sınav tarihlerini verdiği tablo yüzünden ve kendi sayfasındaki duyurular kısmındaki isim benzerliginden ikisini karıştırmışım beyinsiz aklım yüzünden.
bunun üzerine akıllı yönetim gitmiş 2 yıldır olmayan şekilde pazar gününe yani bugüne! sınav koymuş, ve bilin bakalım ne sınavı? benim geçme olasılığının en yüksek olduğu 2 sınavdan biri olan genel biyoloji lab
( geçen sene 90 aldım ama bacağım kırıldığından finale giremedim hiç bir dersin ve tüm dersler kaldı,ondan önceki senede corona olduğum için kalmıştı tüm dersler yani 3.kez alacam)
kafayı yemek üzereyim, etrafı kırmamak için klavyeden sinirimi atmaya çalışıyorum. ya hadi ben gerizekalınin tekiyim, whatsapp taki konuşmalara da bakmadım (aklımı seveyim) siz 2 senedir pazartesi başlatıp bu seneye özgü pazar gününe çekme isteğini kim verdi aq. zaten depresyondayım , hayata dönmeye çalışıyorum ölü gibiyim, şimdi bunun üzerine ne yapayım ben. s*kt** etmekle olmuyor çünkü 2.kez alttan alıyordum zaten dersi,şimdi 3. kez alttan almış olacam. komple s**tir edip bir daha sınava hazırlansam da bir şey değişmeyecek çünkü zaten istediğim bölüm, sorun bolumde değil sorun benim 1 sınıf derslerini üst üste gelen olaylar ve benim yaptığım aptallıklar yüzünde 2.sinifta başlayamadım ve bunun sonucunda alan derslerimi (botanik-zooloji) alamamak ve sevmediğim kimya,fizik,(bu ikisinin temel lab dersleri var birde) matematik vs görmem. yani yine başka sayısal bölüme(veterinerlik gibi) gitsem her türlü yine bu lanet dersleri vermek zorundayım a**, esit agirlitan anca psikoloji var ama iyi psikoloji eğitimi veren sayılı, ki ekstra sosyal ve edebiyat(en son 10.sinifta gördüm 5 seneyi geçmiştir) çalışmam lazım, üstüne yine matematik çözmem lazım sinavda, ayrıca bunları en iyi şekilde yapmam lazım. kafayı yiyecem yemin ediyorum kafayı yiyecek, buraya kadar okuyan başka bir işsiz, meraklı yada benim gibi karmaşık ruh haline sahip birey okuma azmini takdir ediyorum, zamanını çaldığım içinde üzgünüm ama başta belirttim okumayın diye.
devamını gör...
ramak falan uğraştırma, dümdüz delir bence. rahatlarsın en azından.
bu arada yazıyı tam okumadım ama akademik sancılar gibi duruyor, iki kapak gaviscon iç geçer.
devamını gör...
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

mentalimi toparlayacak nadide ortam yemin ederim. bir zaman makinesi olsaydı tam olarak bu ana dönmek isterdim ve hiç pişman olmazdım. seren serengil yancı olmuş. ibrahim tatlıses şarkıya girmeden önce taşları dikkatli dikkatli diziyor. mehmet ali erbil ise tam bir troll; boş boş oynuyor taşlarla. tek sıkıntı 101 yerine düz okey oynamaları ama olsun, ortam on numara. bazen sadece yerdeki merinos halı olmak istersin ya, işte öyle bir şey.
devamını gör...
bu delirmeni, resmiyete dökebilirsin.*
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
eskiden böyle düşünürdüm ama artık deli miyim acaba diye sorguluyorum. dengesiz bir insanım. ama dışarıdan değil. üçüncü bir kişi dışarıdan bakınca bende bir anormallik göremez. ama ah o içimiz var ya, o içimiz. bazen bu dünyaya hayran oluyorum. iyi ki yaşıyorum, yaşamak ne güzel nutukları çekiyorum. bir çiçeğin açması gözlerimi dolduruyor. sevinç kesiliyorum tamamen. işin kötüsü hepsinde de samimiyim. sonra sanki o ben ben değilim gibi yatıp bir daha uyanmamak istiyorum bazen. çünkü acı çekerek ölmekten bile korkarım. mutsuzken bile canım tatlıdır. lanet olsun bu yaşamak mı diyorum. sanki iki tane ben var gibi. hayatı sevdiği için ağlayan ve bu dünyada var olduğu için ağlayan. birini içimden söküp atmayı çok isterdim. böyle bölünmüş hissetmemek için. deli gibi olmamak için.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"delirmeme ramak kaldı" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim