roman / türk klasikleri / edebiyat
puan ver

öne çıkanlar | diğer yorumlar

yaşar kemal'in akçasazın ağaları isimli iki seriden oluşan kitabının ilkidir. bir diğer için:

(bkz: yusufçuk yusuf)

yaşar kemal'in birçok eserini ve bu kitabı okumuş birisi olarak söylemem gerekiyor ki bu kitapta farklı bir yaşar kemal kalemi görüyorsunuz. üstelik büyük ustanın zalimliği, zulmü ve kan davasını anlattığı müthiş bir eserdir.

kitaptan herkesin bildiği o meşhur cümleyi bırakıyorum: "demirin tuncuna insanın piçine kaldık..."

ve şu anda bu entryi yazarken kitabı elime aldım, altını çizdiğim yerlerden en çok beğendiğimi yazıyorum (19. baskı sayfa 72): "ölümü bilmeyen hiçbir şeyi bilmez. ölümü bilmeyenler yaşıyor da sayılmazlar. ya ölüm olmasaydı, ya ölüm korkusu olmasaydı? usandırıcı bir şey... ölüm olduğu için biraz daha çok yaşamak istiyoruz. ölüm olmasaydı..."
devamını gör...
romanda, uzun yıllar kan davalı olan derviş bey ile mustafa bey , hayatları boyunca hiç karşılaşmadıkları halde, yaşlı duruma geldiklerinde de birbirlerini daha fazla merak etmeye, daha çok düşünmeye, karşılıklı iyilik dolu hisler geliştirirler.
devamını gör...
yaşar kemal'in tüm kitaplarını daha doğrusu tüm romanlarını ve bazı diğer kitaplarını okudum ama ne bu kitabu bitirmeye gücüm yetti ne de bunu bitiremediğim için akçasazın ağaları'nı tamamlayabildim.

insanların, doğal olarak da kendimin, ölümden bu kadar korkmasıyla yüzleşmeyi kaldıramıyorum galiba, sanırım henüz o kadar olgunlaşamadım belki 40'larımı görürsem tekrar denerim.
devamını gör...

o iyi insanlar, o güzel atlara bindiler, çekip gittiler.


kitap bu cümleyle başlayıp bu cümleyle bitiyor.
yaşar kemal tarafından yazılan kitap benim de yaşar kemal'in okuduğum ilk kitabı aynı zamanda.

tahminlerime göre roman 1940'lı yıllarda geçiyor.* romanda sarıoğlu ile akyollu adlı iki büyük aile arasında yüzyıllardır süren kan davası anlatılıyor.
bu dava o kadar büyük bir dava ki araya kim girerse girsin, kaç kişi ölürse ölsün bir türlü çözülemiyor. iki aileden birisi yok olmadan bu dava bitmeyecek. durum o kadar vahim.

ve bu kan davasının büyük ihtimalle son nesli olan sarıoğlu derviş bey ile akyollu mustafa bey arasında yaşanan savaş anlatılırken aynı zamanda bu iki ailenin çevresinde geçmişte ve şu anda yaşanan kan davası ile bağlantılı olaylar anlatılmış.

kitabın içinde yaşanan olaylar ile ilgili buraya bir şey yazmak istemiyorum. çünkü kitabı okumadan buraya yazdıklarımın anlaşılması biraz zor ve romanda kan davası yaşayan beylerin aileleri, köylüleri vs. gibi farklı kişiler ve olaylar da detaylıca anlatılmış.*

yaşar kemal kitabı yazarken çokça betimleme kullanmış. ilk başta bazı yerlerde odaklanmakta zorlandım ancak bu galiba ilk defa yaşar kemal romanı okumamdan kaynaklı. biraz daha okuyunca okuduklarımı daha kolay anlayabildim ve okudukça romanın içinde buldum kendimi. yani okurken romanı yaşadım ve 570 sayfalık kitap aktı gitti.

kitabın içinde karakterlerin sadece yaptıkları değil iç dünyası da detaylıca anlatılmış. örneğin iki kan davalı ağanın karşı karşıya geldiği yaklaşık 20 sayfalık bir bölümde, bütün bölüm boyunca karakterler neredeyse hiç konuşmuyor. bölüm, sadece onların iç sesleri, kendi düşünceleriyle geçiyor. bu da kitabın okunurluğunun artmasını sağlamış bana göre.

aynı zamanda kitapta dönemin toplumsal yapısı, yaşayan insanların kafa yapılarına da yer verilmiş. öyle ki köylülerin büyük bir kısmı çoğunlukla onlara işkence eden, onları zor şartlarda köle gibi karın tokluğuna çalıştıran ağaların başlarından gitmelerini istemiyorlar. yönetilmeye alışmışlar. ya da cumhuriyetin ilanından sonra yerleşik hayata geçen zengin ağaların nasıl birbirini, diğer köylüleri öldürerek, diğer ağalarla, askerle iş birliği yaparak, bataklıkları kurutarak toprak sahibi oldukları, nasıl zenginleştikleri, verimli arazileri nasıl sahiplenme yarışına girdikleri anlatılmış. yani bunlar romanda geçiyor ancak bu gibi durumlar, geçmişte de ülkemizde çokça yaşanmış gerçek olaylar.

kitap hakkında diyeceklerim bu kadar. güzel kitap yani, okumakta tereddüt eden varsa okusun. okumaya başladıysanız ilk sayfalar biraz sarmadıysa da okumaya devam edin, ilerleyen sayfaları daha keyifli bana göre.
devamını gör...
"o iyi insanlar, o güzel atlara bindiler, çekip gittiler."

herkese tanıdık gelen giriş cümlesine sahip eser. bu cümle, yalnızlık ve derin bir hüzün içerdiği için, ortak duygulara sahip insanlar tarafından kolayca benimsenmiştir.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"demirciler çarşısı cinayeti" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim