evde top oynadığı için çocuğunu azarlayan ve sonrasında çocuğunu depremde kaybeden bir annenin pişmanlığını konu alan kısa film.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "zamansız kelebek" tarafından 20.02.2025 16:20 tarihinde açılmıştır.
1.
birkaç isim tarafından yönetilmiş 4 dakikalık kısa film; 2013 yılında yayınlanmıştır.
çocuğu içerde top oynarken bir eşyayı kırdığı için onu cezalandıran bir annenin çocuğunu depremde yitirmesini konu ediniyor.

depremin bir insanın hayatını ve hayata bakış açısını nasıl etkilediğini, deprem psikolojisiyle yaşamanın ve depremde sevdiklerini yitirmenin nasıl bir acı olduğunu iki yıl önce anlamak zorunda kaldım.
bir anda yok olmayı, çaresizliği, saniyeler içinde her şeyin değişmesini, uyuyup da uykunda molozların altında kalarak ölmeyi depremden öğrendik.
kısa filmin vermek istediği mesaj aslında şuydu;
hiçbir şey sevdiklerinin mutluluğundan daha değerli değildir, vazoyu mu kırdı, bırak kırsın, halıya reçel mi döktü, bırak dökülsün, çamurda top mu oynadı, bırak üstü kirlensin,
onları mutlu eden şeylerin bir cezası olmamalı, hayat kısa ve her an bitebiliyor.
daha sonra onları yitirdiğinde pişman olmaktansa sudan sebeplerle kalp kırmamak gerekiyor.
onlar yok olduğunda yaşanan vicdan azabı en az altında kalınan molozlar kadar ağır olabiliyor.
hiçbir şey sevdiklerinizin varlığı kadar önemli değildir.
çocuğu içerde top oynarken bir eşyayı kırdığı için onu cezalandıran bir annenin çocuğunu depremde yitirmesini konu ediniyor.

depremin bir insanın hayatını ve hayata bakış açısını nasıl etkilediğini, deprem psikolojisiyle yaşamanın ve depremde sevdiklerini yitirmenin nasıl bir acı olduğunu iki yıl önce anlamak zorunda kaldım.
bir anda yok olmayı, çaresizliği, saniyeler içinde her şeyin değişmesini, uyuyup da uykunda molozların altında kalarak ölmeyi depremden öğrendik.
kısa filmin vermek istediği mesaj aslında şuydu;
hiçbir şey sevdiklerinin mutluluğundan daha değerli değildir, vazoyu mu kırdı, bırak kırsın, halıya reçel mi döktü, bırak dökülsün, çamurda top mu oynadı, bırak üstü kirlensin,
onları mutlu eden şeylerin bir cezası olmamalı, hayat kısa ve her an bitebiliyor.
daha sonra onları yitirdiğinde pişman olmaktansa sudan sebeplerle kalp kırmamak gerekiyor.
onlar yok olduğunda yaşanan vicdan azabı en az altında kalınan molozlar kadar ağır olabiliyor.
hiçbir şey sevdiklerinizin varlığı kadar önemli değildir.
devamını gör...