bu ülke fransa ingiltere ve almanya gibi üreten zengin bir ülke değil. ona rağmen memur sayılarımız bu 3 ülke ile aynı sayılarda. peki resmi enflasyonu bile açıklamayan tüik'in verilerine güveniyor musunuz? resmi memur sayısı 4 milyon civarı. 1,5 milyon kolluk kuvveti 1 milyon öğretmen var desen sağlık çalışanları vs zaten 4 milyona yaklaşıyor sayı. diğer memurlukları saymadım bakın. bence ülkedeki memur sayısı toplam 6 veya 7 milyon. ben her zaman devletin güvenlik dış siyaset ve eğitim dışında bütün alanlardan çekilmesini savunuyorum. basit bir örnek adam olmayacak öğrenciye lise sonuna kadar o kadar boş masraf yapılıyor. bu adam gidip sonra memur oluyor. ülkeye 10 kat zarar. soruyorum size eğitim liseye kadar zorunlu da ne bok oluyor daha türkçe okuduğunu anlamayan milyonlarca insan var bu ülkede. en düşük memur maaşı 5 bin tl civarı ülkemizde hangi özel sektör de başlangıç maaşı bu veya ortalama maaş. özel sektörde ortalama maaş son zamlarda 3.800 filandır. bakın türk milleti aç kala kala anlayacak ülkeleri kalkındıran zenginleştiren özel sektördür. aksi ispatlanmış olsaydı rusya kübe ve kuzey kore ekonomik süper güç olurlardı. akp si chp mhpsi yok bu ülke memur zihniyetinden kurtulmadıkça ülke de yüzde 50 enflasyon olmak zorunda.
devamını gör...
ne yapalım,
memurları da bölüp parçalayıp cengiz'e kolin'e mi teslim edelim ?
devamını gör...
ağır ifadeler içeren, özünde her devlet çalışanının finanse edilebilmesi için vergi alınması gerektiğini anlatmak istediğini düşündüğüm yazarın açtığı başlık.
devamını gör...
devlet memurları bu psikolojik baskıdan hiç memnun değil gibi görünüyor. rahatlarını bozduk ya.
gizli işsiz olmak isteyen devlet memurlarımız aslında bir kuruma kardan çok zarar getirirler. özelikle bankacılık sektöründe bir yazılımla iki üç departman kapatılabilir. oysa devlet şirketlere istihdam sağladıkları için vergi indirimi yapar.

hala sistemi anlamıyorsunuz. bizi meşgul etsinler diye onlara para ödüyoruz. bizi meşgul etmeleri için onlardan para alıyoruz. şirketler robot teknolojilerine geçince ne yapacağız? zombi filmlerindeki gibi meclislerin kapılarına dayandığımızda hepimize kurşun sıkacaklar.

büyük şirketler uzaktan çalışma kararları alıyorlar. çalışanlar birbirleriyle iletişim kuramayacaklar. önlerine gelen işi yapıp postalayacaklar. biri belki hawaii adasından çalışacak bir iiran'dan. çalışanlar nasıl örgütlenecek? herkesin maaşı dolarla ödense ne olur peki?

devlet her konuda halkın yanında olmalı öyle değil mi? peki demokratik seçimlerle meclise yolladığımız insanların duygularını ve akıllarını çelen lobiciler ne oluyor o zaman? devlet memurları halk için çalışır, ama işten kovulma korkusuyla patronlarına seslerini çıkartamıyorlar bile. bu zincirin sonundaki kişi kim? yani bir devlet memurunun patronunun patronu halkın seçtiği kişidir.

halk devlet memuru olmak istiyor, devlet halkı kandırmak istiyor, yandaşları memur yapıyorlar, ulusal servet sömürülüyor, kimsede ses yok. cırcır böceği dışında kimsenin sesi çıkmıyor.

evet, devlet memurları. rahatınız kaçmalı, geceleri uyuyamamalısınız. memur maaşıyla dört çocuk yetiştirdiğiniz dönemde değiliz artık. göreviniz saçma sapan kağıt-imza işleri değil. göreviniz halkın çıkarlarını korumak. ama siz kpss çalışmaktan makam sevdasından asıl görevinizi unuttunuz. tweet atsanız işten kovulacaksınız. çok basit. demek ki sana kimsenin ihtiyacı yok. zaten bu sistemden çıkmalısın. sen bu sistemin parazitisin zaten.

öğretmenler, kendilerinden utanmalı. teog, yks, öss, lys derken hem siz hem çocuklar paralize oldunuz. göreviniz çocukları eğitmekse bu ne oluyor? hiç bir çocuk okula gitmek istemiyor. propaganda kitapları ah pardon müfredatı okutup geçiyorsunuz. size taş değdirince "öğretmenler rahata alıştı" dediğimiz için bize nefret kusuyorsunuz. cumhuriyet'in yeni neslini siz yetiştirecektiniz, tebrikler gameboy canberk, oppa sümeyye nur, popçu aleyna ve öakyaj güzeli pelinsudan geçilmiyor ortalık. hemen ailelere suç atacaksanız üstteki paragrafı tekrar okuyun.

ziraat mühendisleri, attınız kapağı devlete oh paşam. puanı düşük diye girebildiğiniz tek sayısal bölüm ziraat fakültesi. vizyonsuz olduğunuz için tarımdaki sorunları meclise çiftçiler taşımak zorunda. sen excell tablosunda bugün kaç kutu ilaç ve bitki besini sattığını yazarken bilimsel literatür sentetik gübrelerin ve ilaçların tarımda verimliliği düşürdüğünü ve üretimde sürdürülebilirliği tehlikeye attığını yazıyor. bak plazalı beyaz yakalara. senin yaptığın işin alasını yapıyorlar köye dönüp. gerçekten ziraat mühendislerine ihtiyaç yok, hepsi gizli işsiz. boşu boşuna para alıyorlar. zaten kendilerine mühendisim demesin onlar ilaç şirketlerinin seyyar satıcıları sadece.

bi cumhuriyetin memurlarına bak, uçurumun kıyısındaki ülkeyi refaha kavuşturdular. dünya'nın örnek aldığı bir ülkeydi türkiye cumhuriyeti.

bi de yeni türkiye'nin memurlarına bak. cacık bile yapılmaz. sizi işten çıkarsalar hapse atarlar diye protesto bile yapamazsınız.

bir ülke battığında komutanlar herkese iş bulur merak etmeyin. konfor alanınıza ve mülkiyetinize müdahale edildiği zaman anlarsınız devletin ne olduğunu.

edit: ben korporatizm fikrini destekliyorum. kapitallerin vahşileşmesi halkı zor duruma sokuyor. ayrıca nüfus kontrol sistemi getirilmesini de savunuyorum. artan nüfus sektörlerde rekabeti teşvik ediyor. rekabet her zaman iyi birşey değildir çünkü bu pasta sonsuz değildir.
devamını gör...
kamu teşekkülleri güvenlik ve sağlık dışında memur istihdamı yaratmamalıdır.
dsi, karayolları v.b kamunun sırtından geçinen, oturduğu yerden 9.000 tl alan niteliksiz ve asalak mühendisler sınava sokulmalı, çoğunluğu fetö ve akp kontejanından seçilen bu tipler ayıklanmalıdır.
devamını gör...
bu başlığa şu acıdan katılabilirim. bizim insanımız rahatı seviyor. bir hayali yok ,vizyon sahibi değil. o yüzden devlete kapak atayım rahatıma bakayım derdinde. işini hakkıyla yapan memurları tenzih ederek söylüyorum bazıları o kadar umursamaz ve faydasız ki. topluma faydası olmayan memurlar var. ve bir şey diyemiyorsun çünkü onların yapacağı şeye muhtaçsın. bir düzenleme getirilmesi gerektiğine inanıyorum. bizim asıl amacımız rahat iş değil topluma fayda sağlamak olmalı.
devamını gör...
bu ülkede yorum yapan herkes memura, özellikle öğretmene sallıyor. ülkenin kanayan yarası üç kuruş zam alan memur mudur yoksa milyon liraları ceplerine indirenler midir? 40 sene çalışıp 20 sene kredilerle ev alan, öğretmen olduğu hâlde özel okula çocuklarını gönderemeyen kişiler midir kanayan yara yoksa hortumcular mı? sen meseleyi çok yanlış anlamışsın diyeceğim başlıktır.
devamını gör...
ülkenin 128 milyar doları hiç olmuş. adam memur diyor herkes özel sektörde çalışsın diyor. diyor da diyor vay maşallah...
devamını gör...
ülkeleri kalkındıran mı yoksa emek sömürüsü yapan mı özel sektördür? baştan aşağı zihniyet sıkıntısı olan bir ülkede her fırsatta "memur, işçi vb. " diyerek okları başka tarafa çevirmek, insanları kutuplaştırıp gerçek sorunlardan uzaklaştırmaktır. birlik olması gereken yerde içerde bütünleşmeyi engelleyecek söylemlere prim verilmemeli. aynı zihniyeti devam ettirip, özel sektöre uyarlayınca her şey düzelecek mi? meselenin özünde adaletsiz bir düzen var. kökten değişmeli özel sektörü de kamusu da... işini iyi yapan insanlar ülkeyi kalkındırır, tek bir kesim değil.
devamını gör...
kısmen katılıyorum. her şeyin özelleşmesinden ziyade var olan sistemler iyileştirilerek de refaha ulaşılabileceğini düşünüyorum.
ben devlette çalışan bir öğretmenim. kpss ve atama saçmalığını herkes az çok biliyor. fazla bilinmeyen ise, o kadar az atama* yapılmasına rağmen bu ülkenin her bir şehrinde yüzlerce öğretmen norm fazlası oluyor. yani aslında ihtiyaç olmayan bir yere atanmış oluyorlar. yine aynı şehirlerde yüzlerce ücretli öğretmen alınıyor. yani aslında ihtiyaç olan öğretmen var.
teknoloji bu kadar gelişmişken bu durum nasıl ayarlanamıyor aklım almıyor. örnek olarak; çalıştığım köyde çok fazla öğrenci yok. iki öğretmen idare ediyoruz sınıf öğretmeni olarak fakat ilkokullarda ingilizce öğretmeni de olmak zorunda. bir ingilizce öğretmeni atanıyor ama haftada 15 saat dolduracak kadar sınıfı yok. norm fazlası oluyor bu öğretmen ya evde oturuyor boş saatlerinde ya da o anlık ihtiyaç olan okula gönderiliyor. eee bu ne saçma iş şimdi yani? 15 saati bile doldurmadan maaş alıyor. (bu tabii ki öğretmenin suçu değil sistemin suçu.)
yine aynı şekilde milli eğitim müdürlüklerinde iş yapmayan aşırı gereksiz memurlar var. dijitalize olabilecek işleri bile bir insana yaptırıyorlar hala. ve iddiaa ediyorum milli eğitim müdürlükleri kadar sıkıntılı başka bir devlet dairesi daha yoktur. hiçbir işiniz hallolmaz, kafalarına göre kural uydururlar, sürekli mobbing yapılır. bu devlet dairelerine harcanan para israf değildir de nedir yani?
devamını gör...
en komiği işe gitmedikleri dönemde maaşlarını tıkır tıkır alan memurlarımızın bu görüşlere tu kaka demeleri. çözümü basit. 657 yerine 4857 uygulansın herkese.
devamını gör...
anüs içi içerikli başlık.
devamını gör...
nereden başlasam bilemediğim,okudukça uğraşılmaması gerektiğini kavradığım başlık.

sadece bir yeri düzeltmek istiyorum,o da başlık sahibi için değil,okuyanlar için.
en düşük memur maaşı 5000 lira değil arkadaşlar,a haberde yaşamıyoruz maalesef.
sakız gibi herkesin ağzında aynı laf,nasıl beş para
etmiyor bildikleriniz.
son olarak kaplanlar;
kamuda vizyonsuzlar,özelde dünyayı değiştiren yiğitler çalışıyor haklısınız.
devamını gör...
öncelikle sakin olalım sevgili yazarlar. devlet memuru falan değilim, bilakis özel sektörün her türlü alavere dalaveresini görmüş, bilfiil yaşamış bir yazarım yalnızca.
-medeni ülkelerde bugün işçi sınıfı mutluysa bu işverenin ehlileştirilmesinden kaynaklı. türkiye'de özel sektör rabbena hep bana kafasından vazgeçmez, çünkü devlet özel sektöre muhtaçtır, yeri gelir vergisini affeder, yeri gelir ithal ürüne kota koyar, yeri gelir işçiyi nasıl hangi şartlarda çalıştırdığını görmezden gelir, sendikaları baltalar, tepelerine truva atları yerleştirir. bu şımarıklığa elverişli ortam insan doğasından kaynaklı özel sektörü bugünkü gibi bencil, açgözlü birer piyasa oyuncusu haline getirir. maaşlar kuş kadardır, beklentiler dağ. beyaz yakalı diye tabir ettiğimiz tabakaya geçebilen kesimde de aslında durum farklı değildir. görece iyi şartlarda yaşar, ama emeğinin karşılığını alamadığını bilir. oyun taktiği bir gün yükselip çok para kazanabileceği ümidini diri tutmak üzerine kuruludur, nitekim aralarından yükselenler olur ve maaşları artar. diğerleri bilirler ki oraya çıkmak için ya yukarıdakini aşağı çekeceksin ya da çok çalışacaksın.

- devlet memurlarının bir kısmı bugün diyelim ki 4.500 tl-5.000 tl bandında işe başlarlar. ama 1/4 tabir ettiğimiz zurnanın son deliğine ilerlediğinde dahi, o maaş bugünkü şartlarla 10.000 tl olmaz. belli başlı bir kaç meslek hariç. (2021'de tuğgeneral maaşı 11.000 tl civarında olacak örneğin) burada koçun motivasyon taktiği her zaman az maaş ama garanti maaştır. yani hayaller umutlar falan yükseltilmez. memur işini yapar, o günkü iktidarla ve sicilini elinde tutan amirleriyle iyi geçinirse şef olur, müdür olur, üst banta biraz daha hızlı yaklaşır. hayalleri düşük olan insanı motive etmek zordur, dolayısıyla yan haklarla desteklenir, ufak tefek mesaiden kaytarmalara göz yumulur. esnek çalışma saatlerinin türevi. bu da sonuç olarak verimliliği düşürür, verimin düşük olduğu yerde 3 kişinin yapacağı işi 5 kişi yapar.

bu kadar cümleyi niye yazdık? ben bunu yorumlamak yerine hercule poirot'a bağlayıp tanımı soruyla bitireyim. sizce asıl suçlu kim? bu paradokstan nasıl çıkarız?
devamını gör...
bu ülkedeki kanayan yarada, kanserli olan tek hücrede malum yönetimdir ve onlara oy veren mabadların da kıl olmaya dünden razı olan zihniyettir.

öyle bir gün öğretmenleri bir gün memurları göz önüne getirerek bu gerçeği kimse değiştiremez.

en güzel mevkilerde makamlarda malum beyefendinin hısım akrabaları var, bunları gözünüz görmüyor da memura öğretmene gelince mi aslan kesiliyorsunuz?
devamını gör...
memurluk su an ulkemizin en buyuk israflarindandir.
devamını gör...
" basit bir örnek adam olmayacak öğrenciye lise sonuna kadar o kadar boş masraf yapılıyor. bu adam gidip sonra memur oluyor "

tespite bak, hey yavrum, sanki yazı tura ile memur yapıyorlar!

(bkz: kpss)

fesat olma ne olur, çalış senin de olur!
devamını gör...
az önce öküz gibi çalışıp üniversite bitirip, yine öküz gibi çalışıp kpss den iyi puan alıp atanıp memur olarak; ülkemin kanayan yarası, kamburu ve hatta kanseri olduğumu öğrendiğim başlıktır.(since:2009)teşekkürler türkiye.
devamını gör...
devlet nedir onunla başlamak sanırım. hiçbir insanın kendi kendine yetmemesi ve bu yüzden başkalarına ihtiyaç duyması sonucu oluşmuş bir organizasyondur. platon’a göre üç temel unsuru vardır: işçiler, bekçiler ve yöneticiler.
sen şimdi ben kendi ameliyatımı kendim yaparım diyorsan, çocuklarıma matematik, fizik, yabancı dil hepsini öğrenebileceksen. popom uçaksavar görevi yapar ve tek başıma malkoçoğlu gibi toprağımı savunurum diyorsan. hırsızı, katili kendim yakalar ve cezasını kendim veririm diyorsan gerçekten mantıklı bir önermedir. hepsi israf bunların. bu tür ihtiyaçlar ülkelerin ekonomik durumuna göre azalmaz veya artmaz nüfusun ihtiyacını karşılayacak memur devletin olmazsa olmazıdır.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"devlet memurları bu ülkenin kanayan yarası kamburu kanseridir" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim