devlet memurları bu ülkenin kanayan yarası kamburu kanseridir
başlık "sadece ölüler görür" tarafından 28.01.2021 21:28 tarihinde açılmıştır.
21.
kanser sebebinin birkaç ayda bir değiştiğini gösteren beyan. en son emekliler kanserdi, ne oldu o iş?
durup durup insanları bir şeyler için kambur ya da kanser ilan etmek, hedef saptırmaktan başka bir şey değil. iyi niyetli olabilirsiniz belki böyle iddialarda bulunurken ama esas bakılması gereken yere bakılmasını önleyici beyanlara da imza atmış olursunuz istemeden. bu ülkede insanlardan toplanan vergiler planlı programlı ve olması gereken yerlere harcansa kimse kambur falan olmaz. birkaç ülkeyi evlatlık alır, onlara bile paşalar gibi bakarız. o derece...
eskiden devlet memuruna kız bile verilmeyen bir dönem vardı, yaşı yetenler hatırlar. yani hiç de öyle boş boş yatar, alır paramı gül gibi geçinip giderim diye düşünebileceğiniz bir makam değildi memurluk. eğer şimdi durum ona dönüştüyse sorun memuriyette değil, işleri bu hale getirenlerde aranmalı.
ha ama derseniz ki siyasetçiler de birer devlet memurudur, o zaman onu konuşuruz işte.
durup durup insanları bir şeyler için kambur ya da kanser ilan etmek, hedef saptırmaktan başka bir şey değil. iyi niyetli olabilirsiniz belki böyle iddialarda bulunurken ama esas bakılması gereken yere bakılmasını önleyici beyanlara da imza atmış olursunuz istemeden. bu ülkede insanlardan toplanan vergiler planlı programlı ve olması gereken yerlere harcansa kimse kambur falan olmaz. birkaç ülkeyi evlatlık alır, onlara bile paşalar gibi bakarız. o derece...
eskiden devlet memuruna kız bile verilmeyen bir dönem vardı, yaşı yetenler hatırlar. yani hiç de öyle boş boş yatar, alır paramı gül gibi geçinip giderim diye düşünebileceğiniz bir makam değildi memurluk. eğer şimdi durum ona dönüştüyse sorun memuriyette değil, işleri bu hale getirenlerde aranmalı.
ha ama derseniz ki siyasetçiler de birer devlet memurudur, o zaman onu konuşuruz işte.
devamını gör...
22.
farklı bir bakış açısı. 12 yıllık zorunlu eğitim noktasına katılıyorum. herkes okuyacak diye bir zorunluluk yok. ülkenin ara elemanlara da ihtiyacı var. bu konuda meslek liselerine çok iş düşüyor. meslek liselerinin çok kıymetli olduklarını düşünürüm. yazarın özel sektör kısmında değindiklerine ise kesinlikle katılmıyorum. bu ülkede patronlar çalışanlara köle muamelesi yapıyor. insanca çalışma standartlarına sahip olmak isteyenler memurluğa yöneliyor. bunun dışında enflasyonun sebebi memurlar değil kötü yönetilen ekonomidir.
devamını gör...
23.
bir tutturmuşlar beğenmiyorsanız bırakın. sanki avrupa'da, amerika'da yaşıyorlar bunu diyenler. bu ülkede bırakın iş değiştirmeyi insan ev değiştireceği, araba değiştireceği onu da geçtim telefon değiştireceği zaman bile kırk kere düşünmek zorunda. memurun aldığı üç kuruş maaş, asıl sen onu bile alamıyorsan git patronuna, hükümete isyan et. memurlara verilen zam oranını görüp acımayan varsa kıskançlığındandır.
devamını gör...
24.
sorun senin çalışıp kpss kazanman değil, bunun bana veya başkasına gram faydası yok.
sorun teknolojinin bu denli ilerlediği, bir çok memur kadrosunun verimsiz ve gereksiz kaldığı pozisyonda oy için memur alımına devam edilmesi. bunun parası benim cebimden çıkıyor, ama doğru ya sen kpss yi kazandın.çok büyük başarı aman allahım, tüm paramı hatta çocuğumun geleceğini size maaş olarak vereyim.
sorun teknolojinin bu denli ilerlediği, bir çok memur kadrosunun verimsiz ve gereksiz kaldığı pozisyonda oy için memur alımına devam edilmesi. bunun parası benim cebimden çıkıyor, ama doğru ya sen kpss yi kazandın.çok büyük başarı aman allahım, tüm paramı hatta çocuğumun geleceğini size maaş olarak vereyim.
devamını gör...
25.
özel sektörde kırbaçlanmayı tercih eden bir elemanın serzenişi. milleti zengin etmeye ne meraklısınız arkadaş. modern köleler sizi.
devamını gör...
26.
kesinlikle hepsini asalım. kurşuna para vermeyelim bi de bu pislikler için ya. bi kurtulsak gelişmiş ülke olucaz
devamını gör...
27.
devleti, memur alımlarında şuursuz olmakla itham eden, 2000 yıllık devlet aklını hiçe sayan ve kendi aklının devlet aklından üstün olduğunu iddia eden yazar beyanı.
devamını gör...
28.
bu tarz söylemler hep hedef şaşırtmaca..
devamını gör...
29.
zamanında yüzüne bakmadığınız, burun büktüğünüz memuriyet kıymete bindi niye zorunuza gidiyor? memur dar kafalı , memurluk küçük düşünen adam işi, o kadar para bana yetmez, memurun kazandığını ben icabında bir gecede yiyorum bunları söylediniz. baktınız kaz ın ayağı öyle değil, şimdi kuduruyorsunuz.
devamını gör...
30.
yazarın 'düşünce yapısı' bu ülkenin kanayan yarasıdır.
siz hiç hakkını arayan gördünüz etrafınızda? göremezsiniz. insanlar birbirlerine hedef edildi, ediliyor.
doktor şu kadar, polis bu kadar alıyor; öğretmen yatıyor, o bilmem ne yapıyor...
işçi, memur, emekli, beyaz yakalı...
karın tokluğuna çalışıyor,
onu dile getir.
et yiyemiyor,
onu dile getir.
faturalarını ödeyemiyor,
onu dile getir.
arzu ettiği bir hayata, eva, arabaya sahip olamıyor,
onu dile getir.
çocuğunun geleceğine plan yapamıyor,
onu dile getir.
işçinin, memurun, emeklinin, beyaz yakalının sahip olamadıkları bu ülkenin ayıbıdır ama yooook, adamın derdi bu değil. %5lik iyi yaşasın, geri kalan ölsün diyor.
herkes insan gibi yaşasa olmaz mı? insanların mutlu olacağı bir hayat istemek bu kadar mı ağrınıza gidiyor anlamıyorum ki? bana ne, sana ne, bize ne kimin ne aldığından? asıl sorgulamamız gereken: biz neden bunlara layık görülüyoruz?
avrupa'da yaşayan gurbetçi bir işçi istediği arabaya biner, bir aylık maaşıyla gelir burada bir ay tatilini yapar, 11 ayın stresini atar gider. burayı över, orayı döver ama ne hikmetse burada yaşamaz oraya geri koşa koşa gider.
o işçi, sen işçisin,
o işçi, sen emeklisin,
o işçi, sen beyaz yakalısın,
o işçi, sen memursun.
bak saydıklarımın hepsinde yaşam standartları açısından seni ezdi geçti.
siz hiç hakkını arayan gördünüz etrafınızda? göremezsiniz. insanlar birbirlerine hedef edildi, ediliyor.
doktor şu kadar, polis bu kadar alıyor; öğretmen yatıyor, o bilmem ne yapıyor...
işçi, memur, emekli, beyaz yakalı...
karın tokluğuna çalışıyor,
onu dile getir.
et yiyemiyor,
onu dile getir.
faturalarını ödeyemiyor,
onu dile getir.
arzu ettiği bir hayata, eva, arabaya sahip olamıyor,
onu dile getir.
çocuğunun geleceğine plan yapamıyor,
onu dile getir.
işçinin, memurun, emeklinin, beyaz yakalının sahip olamadıkları bu ülkenin ayıbıdır ama yooook, adamın derdi bu değil. %5lik iyi yaşasın, geri kalan ölsün diyor.
herkes insan gibi yaşasa olmaz mı? insanların mutlu olacağı bir hayat istemek bu kadar mı ağrınıza gidiyor anlamıyorum ki? bana ne, sana ne, bize ne kimin ne aldığından? asıl sorgulamamız gereken: biz neden bunlara layık görülüyoruz?
avrupa'da yaşayan gurbetçi bir işçi istediği arabaya biner, bir aylık maaşıyla gelir burada bir ay tatilini yapar, 11 ayın stresini atar gider. burayı över, orayı döver ama ne hikmetse burada yaşamaz oraya geri koşa koşa gider.
o işçi, sen işçisin,
o işçi, sen emeklisin,
o işçi, sen beyaz yakalısın,
o işçi, sen memursun.
bak saydıklarımın hepsinde yaşam standartları açısından seni ezdi geçti.
devamını gör...
31.
okul öncesi öğretmenliği okuyorum ama siyasal bilgiler fakültesi siyaset bilimi ve kamu yönetimi mezunu olduğum için bu memur konuları doğrudan doğruya benimle ilgili, idarenin örgütlenmesi vs.
memur sayısını azaltalım hatta memuriyeti tümden kaldıralım. kamu hizmeti olmasın. devlet bu sözlük gibi karma puanı ile yönetilsin.
ülkeye yararınız yok diye sizi ölüme terkederlerse ne olacak. çalışmayan birini düşünün. harcamadan alınan vergileri devlet vergiden saymıyor. yani sigara içen adamdan her sigara paketinden aldığı vergiyi görmezden gelip vergi vermiyor diyor.
bu adamın işi yok ama geliri olmadığı halde aile evinde oturuyor, ailesinin imkanlarından yararlanıyor diyerek en üst baremden genel sağlık sigortası primi ödemesine karar verebiliyor. bunu da daha sosyal devlet olduğumuz anayasada yazılı olduğu halde yapıyor.
devlet vatandaşını maliye battı diye kendi haline bırakmak üzere. bu tempoda gidersek o çok anlatılan chp dönemi kuyrukları yeniden başlar ama adına varlık kuyruğu der geçeriz.
kamuda 4-5 farklı kurumdan maaş alan ve tek görevi yandaşlık olanlar var. meclis reel olarak yok ama hala inanılmaz maaşlar ödeniyor ve ödenecek çünkü parlamenter sisteme dönersek, yani türk tipi başkanlık sistemi adı altında tek adam rejimi biterse bugunun muktedirlerinin sınıfsal ayrıcalıkları da bitecek. hatta daha şimdiden müsadere etmekten kamulaştırmaktan bahsediliyor.
iktidarın serbest seçimler yoluyla ve barış içinde el değiştirmesi en büyük temenni elbette ama meşhur replik ile :
(bkz: bilemiyorum altan)
memur sayısını azaltalım hatta memuriyeti tümden kaldıralım. kamu hizmeti olmasın. devlet bu sözlük gibi karma puanı ile yönetilsin.
ülkeye yararınız yok diye sizi ölüme terkederlerse ne olacak. çalışmayan birini düşünün. harcamadan alınan vergileri devlet vergiden saymıyor. yani sigara içen adamdan her sigara paketinden aldığı vergiyi görmezden gelip vergi vermiyor diyor.
bu adamın işi yok ama geliri olmadığı halde aile evinde oturuyor, ailesinin imkanlarından yararlanıyor diyerek en üst baremden genel sağlık sigortası primi ödemesine karar verebiliyor. bunu da daha sosyal devlet olduğumuz anayasada yazılı olduğu halde yapıyor.
devlet vatandaşını maliye battı diye kendi haline bırakmak üzere. bu tempoda gidersek o çok anlatılan chp dönemi kuyrukları yeniden başlar ama adına varlık kuyruğu der geçeriz.
kamuda 4-5 farklı kurumdan maaş alan ve tek görevi yandaşlık olanlar var. meclis reel olarak yok ama hala inanılmaz maaşlar ödeniyor ve ödenecek çünkü parlamenter sisteme dönersek, yani türk tipi başkanlık sistemi adı altında tek adam rejimi biterse bugunun muktedirlerinin sınıfsal ayrıcalıkları da bitecek. hatta daha şimdiden müsadere etmekten kamulaştırmaktan bahsediliyor.
iktidarın serbest seçimler yoluyla ve barış içinde el değiştirmesi en büyük temenni elbette ama meşhur replik ile :
(bkz: bilemiyorum altan)
devamını gör...
32.
çok ağır olduğu için katılmadığım önerme. memurluk kavramında sorunlar var mı? devasa sorunlar var ama ülkenin kanseri denecek noktada da değil.
öncelikle savuşturma amaçlı şu bilgileri paylaşayım: annem babam memurdu, kardeşim de şu an memur. memur düşmanı değilim, olmam da. bir ek not olarak da ömrümde hiç 'k' kodlu bir sınava girmedim, nasip de olmasın zaten.
gelelim memurluk kavramındaki sorunlara. bunlardan ilki bence performansa bağlı iş sonlandırma olmaması. tabii şimdi "bizim ülkede liyakat mi var? bu kötüye kullanılır" diyecekler olabilir, haklılık payları da var ancak ben hiç işini iyi yapamadığı için işten çıkarılan memur görmedim. bir insan işinde başarısızsa başarısızdır. "ömürlük iş" mantığı maalesef memurluğun en büyük sorunlarından biri.
yine bu "ömürlük iş" konusuna bağlı olarak oluşan ortam. birkaç ana başlık hariç işten atılamazsınız. ne yaparsanız yapın kınama, tutanak, soruşturma ve nadiren sürgün ile memurlukta kalırsınız. bu ne demek oluyor peki? taciz(cinsel olması şart değil), mobbing, adamcılık, gruplaşma ve benzeri 50 küsur şey daha iş hayatında yer edinir. iyi bir iş yerinin prensipleri ve disiplini olur. disiplinin olmadığı yerde başarısızlık kaçınılmazdır.
bir diğer konu da maaşların düşüklüğü ve bunun rekabetçi ortamı ortadan kaldırması. maaşlar belki kötünün iyisi olabilir şu anki ortamda ama kesinlikle yüksek denemez.(evet memur maaşlarının çok daha yüksek olması gerektiğini düşünüyorum) peki maaş konusu neyi getiriyor? iyi bilgisayar mühendisleri kpss'ye girmiyor bile. bir nevi elemanın kötüsü devlete kalıyor. milyonluk şirketler bile personelin en iyisini alırken milyarlık, 10 milyarlık işler yapan devlet personelin kötüsünü alıyor. özellikle kritik alanlarda maaşlar kesinlikle rekabetçi olmalı ki insanlar devlette çalışmak istemeli.
öncelikle savuşturma amaçlı şu bilgileri paylaşayım: annem babam memurdu, kardeşim de şu an memur. memur düşmanı değilim, olmam da. bir ek not olarak da ömrümde hiç 'k' kodlu bir sınava girmedim, nasip de olmasın zaten.
gelelim memurluk kavramındaki sorunlara. bunlardan ilki bence performansa bağlı iş sonlandırma olmaması. tabii şimdi "bizim ülkede liyakat mi var? bu kötüye kullanılır" diyecekler olabilir, haklılık payları da var ancak ben hiç işini iyi yapamadığı için işten çıkarılan memur görmedim. bir insan işinde başarısızsa başarısızdır. "ömürlük iş" mantığı maalesef memurluğun en büyük sorunlarından biri.
yine bu "ömürlük iş" konusuna bağlı olarak oluşan ortam. birkaç ana başlık hariç işten atılamazsınız. ne yaparsanız yapın kınama, tutanak, soruşturma ve nadiren sürgün ile memurlukta kalırsınız. bu ne demek oluyor peki? taciz(cinsel olması şart değil), mobbing, adamcılık, gruplaşma ve benzeri 50 küsur şey daha iş hayatında yer edinir. iyi bir iş yerinin prensipleri ve disiplini olur. disiplinin olmadığı yerde başarısızlık kaçınılmazdır.
bir diğer konu da maaşların düşüklüğü ve bunun rekabetçi ortamı ortadan kaldırması. maaşlar belki kötünün iyisi olabilir şu anki ortamda ama kesinlikle yüksek denemez.(evet memur maaşlarının çok daha yüksek olması gerektiğini düşünüyorum) peki maaş konusu neyi getiriyor? iyi bilgisayar mühendisleri kpss'ye girmiyor bile. bir nevi elemanın kötüsü devlete kalıyor. milyonluk şirketler bile personelin en iyisini alırken milyarlık, 10 milyarlık işler yapan devlet personelin kötüsünü alıyor. özellikle kritik alanlarda maaşlar kesinlikle rekabetçi olmalı ki insanlar devlette çalışmak istemeli.
devamını gör...
33.
üstteki yazar gayet güzel açıklamış 0000'a bir ekleme yapayım izni olursa. bizim kamu hizmetine girişi sınıfsal çıkarlardan ayırmamız gerekiyor.
burjuvazi kendi sınıfsal çıkarlarını sürdürmek ve burjuva devletini ayakta tutmak için elbette her ideolojik yaklaşımda olduğu gibi kendine oy veren seçmene iş verecek onu kayıracak ama bunu yaparken üretkenliği de gözeterek yapacak.
yani vakıfbank yönetim kuruluna kendi seçmene politik mesaj vermek adına güreşçi atamayacak ama mesela daha vasıfsız işlere varoşlardan kendine oy devşirmek için onları işe alabilir.
sorun sistemin tıkanması sorunu. üretim biterse reel olarak büyüme de biter. üretmeyen bir ülke çöker. osmanlı'nın çökme nedeni de budur. savaş kazanabilir olmaya devam etse, sanayi devrimini ıslalamak o kadar da önemli olmayabilirdi.
burjuvazi kendi sınıfsal çıkarlarını sürdürmek ve burjuva devletini ayakta tutmak için elbette her ideolojik yaklaşımda olduğu gibi kendine oy veren seçmene iş verecek onu kayıracak ama bunu yaparken üretkenliği de gözeterek yapacak.
yani vakıfbank yönetim kuruluna kendi seçmene politik mesaj vermek adına güreşçi atamayacak ama mesela daha vasıfsız işlere varoşlardan kendine oy devşirmek için onları işe alabilir.
sorun sistemin tıkanması sorunu. üretim biterse reel olarak büyüme de biter. üretmeyen bir ülke çöker. osmanlı'nın çökme nedeni de budur. savaş kazanabilir olmaya devam etse, sanayi devrimini ıslalamak o kadar da önemli olmayabilirdi.
devamını gör...
34.
bekçiler dışında katılmadığım tespit. hayır sanırsın memurlar da çuvalla alıyor maaşlarını. asgari ücretle aralarındaki makas her sene daha fazla kapanıyor. asgari ücretli veya diğer ücretlere özel sektörde iliği sömürülenleri tenzih ederek söylüyorum ki sadece memur gözünden empati ile bakarsanız açıkçası bu paraya bu kadar yani. ha 3 memurun işini 1 memura kanalize edip, o memura da hakkıyla yaşayacağı bir maaş verirsiniz ona her zaman eyvallahım. ama o sisteme dönmek için artık çok ama çok genç. adamlar her ilahiyat mezunu fazlasını memur yapma derdinde neyi tartışıyoruz?
devamını gör...
35.
%100dogru onerme
devamını gör...
36.
memurları savunan hiçbir yazar, memurlar hakkını vererek çalışıyor diyememiş.
zaten düşük maaş alıyor diyor. kansere bakar mısın? aç doyuracağız yani.
edit:özelden sallayacaklara.
ben bu sistemi iyi biliyorum, memur nasıl olunur, ne şekilde çalışır.
zaten düşük maaş alıyor diyor. kansere bakar mısın? aç doyuracağız yani.
edit:özelden sallayacaklara.
ben bu sistemi iyi biliyorum, memur nasıl olunur, ne şekilde çalışır.
devamını gör...
37.
bilindik konudur
devamını gör...
38.
o zaman ülke üretsin diyerek cevaplanacak önerge.
kim engel oluyor üretmene kardeş hayırdır?
kim engel oluyor üretmene kardeş hayırdır?
devamını gör...
39.
ağır ifadelerin bulunduğu başlık. genelleme yapmak istemiyorum zira bu durumun bir karakter meselesi olduğunu düşünmekteyim. çalıştığım kurum içinde de görüyorum, izliyorum bir kısmı gerçekten israf, bazen gece başlarını yastığa nasıl koyuyor bu insanlar diyorum. inanın her fırsatta bir kaçış, izin, iş yapmama ve sürekli bahane üretenleri mevcut. ve “vay efendim şunu bunu tanıyorum”, diye dolaştıkları için de hiçbir uyarıda bulunulmuyor.
devamını gör...
40.
25 sene evvel bu masada göreve başlamıştım diyen, tek görevi çalıştığı daireden çıkan evrakları kaydetmek olan ve günde 30 dakika çalışan, bahçede sigara içip geyik yapmaktan başka hiçbir şey yapmayan memurlar var bu memlekette. 5-10 tane değil, binlerce, onbinlerce. dolayısıyla yazar doğru yazmış bence. çıkarın memurların üçte ikisini işten, sistem aynı hızda çalışır, hiçbir sıkıntı olmaz.
devamını gör...