dinlerle uğraşmak

sanal alemde pek bir revaçtadır. sorun şu ki dinlerle uğraşıyoruz derken öyle görseller, yazılar paylaşırlar ki inanan bir insan olarak bana teşekkür etmek düşer.

teşekkürler.

(bkz: teoloji) *

sözlüğü helak ettirecek gavırlar.

(bkz: sözlükte başlık açarak dinle savaşmak)

beyhude çaba.

inançlı bir insan olarak bu sözlükte çok sayıda bilim başlığı açtım. ateist insanlarla ilgili 1 tane başlığım yok. kimseye bu konu üzerinden hakaret etmeyi doğru bulmuyorum. hepsi değil elbette; çok saygılı ve aklı başında birçok ateist var ama bazı ateist arkadaşlar ise sadece islam'a ve müslümanlara küfretmek için yazıyor burada. o arkadaşlara soruyorum: sizce de bunda bir çelişki yok mu? benim gibi insanlar mı kötü ve zararlı size göre? sizler bilimi, aydınlığı yayarken biz mi karanlığa sürüklüyoruz sizi?

bir şeyi eleştirirken kırıp dökmeden yapmanız gerekir bunu. sorun eleştiride, eleştirilmekte değil. her konuda eleştiri yaparsınız ama bunun için önce göz önüne alınması gereken şeyler var. karşınızda hiç tanımadığınız, iki kelime dahi konuşmadığınız insanlar var bu gibi ortamlarda. tanımadan hepsini yargılayıp aynı sepete doldurmak yakışıyor mu sizin gibi aydın olduğunu iddia eden insanlara?

bu sözlükte daha önce ateist olduğunu söyleyen birkaç arkadaşla bu konular hakkında özel mesaj yoluyla sohbetimiz oldu. ne ben hakaret edip kırıcı oldum ne de onlar. bu konuları bireysel olarak tartışıp karşınızdakinin size davranışlarına göre hareket etmek başka, bir gruba mensup olan tüm insanları, hepsini tanımadığınız hâlde "bunların hepsi aynı" diyerek küçümsemek başka. size yapıldığında hoşunuza gitmediğinin altını çizip duruyorsunuz. bizim niye hoşumuza gitsin peki?

size kırıcı olmamış insanlara siz de kırıcı olmayın lütfen. kendi hâlinde yaşayan insanları durduk yere akılsız, biatçı, çağın gerisinde kalmış ya da bunlara benzer kötü sıfatlarla itham etmeyin.

edit: tüm müslümanlara küfreden yahut hakaret eden arkadaşlarla ilgili merak ettiğim bir şey daha var. bu insanların çevresinde, anne, baba, kardeş, akraba, dost falan sınıfındaki insanların hepsi ateist mi? eğer değilse, hepsi aşırı derecede kötü ve ölmeyi hak eden insanlar mı? cevap evetse lafım yok da hayırsa bir kez daha düşünmelerini rica ederim.

ernst hirsch, çağdaş türk hukukuna da büyük emekleri geçmiş yahudi kökenli alman hukuk profesörüdür. gençliği almanya'da nasyonal sosyalistlerin yükselmeye başladığı kayzer dönemine denk gelir. dinler ve siyasal konularla hiç ilgilenmeden yalnızca felsefe ve hukuk alanında yoğunlaşmış seküler bir gençtir.
kendisi gibi bir bilim insanı olan babası, bir gün genç hirsch'e naziler hakkında ne düşündüğünü sorar. hirsch "siyaseti hiç dikkate almıyorum baba" yanıtını verir. bunun üzerine babası "elbette bireysel olarak siyasetle ilgilenmeme, onu dikkate almama hakkın var, ancak günü geldiğinde o seni dikkate alacaktır" diyecektir.

nitekim bir süre sonra naziler iktidara gelir. hirsch ailesi dahil pek çok sevdiği insanın toplama kamplarına götürülüşünü görür. kendisi de bu kamplara götürülmeden kısa bir süre önce canını zor kurtararak türkiye'ye sığınır.

burada iyi niyetle eleştiri yazan bazı arkadaşlarımıza anlatamadığımız konu, pek çok ateistin sorununun dinler ya da dindarlar değil, 'dincilik' dediğimiz sosyal olgudur. tanrı'ya inanma, namaz, oruç, örtünme gibi dinsel inanç ve uygulamalar aklı başında hiç bir ateistin alay edeceği konular değildir, olmamalıdır. kaldı ki, pek çok ateistin geçmişte bir dindarlık dönemi vardır. hatta daha araştırmacı, sorgulamacı olmaları nedeniyle ilk soru işaratleri dindarlık dönemlerinde ortaya çıkar.

peki sürekli okuyan araştıran ve yaşadıkları toplumların geleceği için acı çeken ateistler neye öfkeli, kızgın ve kırgınlar?

peygamber sünneti denilerek 6 -12 yaşındaki çocukların zorla evlendirilip tecavüz edilmesi; edille-i şeriye denilen teorik ve pratik kaynaklarda (gerektiğinde) kadınlara dayağın savunulması; şifa için deve sidiği içmenin faziletinden tutun da, kadınların sünnet edilmesine kadar dünyada bilime aykırı pek çok uygulamanın ısrarla savunulup, güçsüz bireylere dayatılması; ya da kendilerini dinin en gerçek savunucuları gören dinci/şeriatçı grupların yaşam biçimlerine müdahale edip demokrasi ve çağdaş yönetimleri yıkmak için silahlı eylem/terörizm dahil her yöntemi mübah görmeleri;
dini en başta bir ahlaki emirler bütünü olarak gördüklerini söyleyen önemli bir siyasal ahlakı-erdemi bir kenara bırakıp dünyevi hırs, iktidar, zenginlik ve otorite peşinde koşmaları gibi akla, bilime, vicdana, merhamete insanlığı sığmayan yüzlerce uygulama nedeniyle dolayı, islam dahil tüm siyasal dincilerle uğraşıyoruz.

çünkü o bizimle uğraşmaya devam ediyor. o dinciler kendilerine dinden buldukları argümanlarla kamuda ve özel sektörde liyakatsizce kadrolaştıkları için çocuklarımız işsiz kalıyor, o dinciler haram olduğu düşüncesiyle festivallerimizi, konserlerimizi yasaklıyorlar, bizim yaşam biçimimize saldırı amacıyla her sene alkollü içeceklere % 1000 zam yapıyorlar.

peki tüm toplumun belli bir inanç ölçülerine göre dizayn edildiği coğrafyalarda ne yapmalı hiç bir dine inanmayanlar? sessizce susup kendilerine biçilen kadere mi razı olmalılar?

diğer yandan 'yalnızca islam karşıtlığı yapılıyor' söylemine gelince. ülkemizde hıristiyanlık, yahudilik, budizm veya hinduizm gibi dinler yaygın olmadığı için, tüm dinlere yönelik eleştirel bakış açısının yalnız müslümanlara yönelik sanılması da yine bir hedef saptırma olarak çıkıyor karşımıza

diğer bir konu; pek çoğumuzun annesi-babası , kardeşleri de dindar kuşkusuz. ancak onların ve elbette hiç kimsenin ibadetleriyle alay etmiyoruz, onları aşağılamıyoruz. aklı başında hiç bir ateist 80 yaşındaki annesini karşısına alıp ona "aslında bir tanrının olmadığını, tüm ibadetlerinin boş olduğunu, ya da evrimin sonucu biraz gelişmiş primatlar olduğumuzu" filan anlatacak kadar vicdansız değildir.

peki bunca tantana, kavga içinde amaç ne? amaç aklın, vicdanın, merhamet ve erdemin daha çok değerli olduğu bir dünyadır.

2002 den bu yana akp’nin kamusal alanı bütünüyle laiklikten arındırma politikası,zorunlu din dersleri, müfredat ve ders kitaplarının dinselleştirilmesi, gerici vakıf ve derneklerle imzalanan protokoller, okullardaki dini etkinlikler, devlet yurtlarının yerini alan tarikat yurtları,tüm okulları imam hatibe dönüştürmek isteme çabası...
artık sorun din değil, laiklik tehlike altında....

umurumda bile değil.

inanan inansın, inanmayan uzasın demek istiyorum.

güzel hobi en azından hesabı sonraya kalıyo

ilgili din, hayatın her alanına gereksiz yere burnunu sokuyorsa ve masum insanların geleceğini çalıyorsa o dinle uğraşılır, gerekti mi en sert mücadele edilir. (bkz: ilahi dinlerin yasaklanması gerektiği gerçeği)
ne zamanki islâmiyet, kendinden olmayanla uğraşmayı bırakır işte o zaman bizler bu dinle uğraşmayı bırakırız, söz ama keşke böyle olsaydı. islam her yere yayılmak isteyen emperyalist bir dindir. islam ve diğer dinler, kuvvetli bir zehirdir ve bu dinlerle görüldüğü yerde mücadele edilmelidir. özellikle de islâmiyet denilen bedevi çöl dinine karşı. daha iyi bir uygarlık için dinlerle mücadele zorunlu bir insanlık görevidir. bu kutsal görevden kaçanlar da korkaktır ve namerttir!.. dini tebliğ, sözlü tacize giren bir tür terördür..
aklın gözü'nden "neden dinlerle mücadele etmeliyiz?" adlı bir tweet'i. başta islam olmak üzere bütün dinlerin gizli bir ajandası vardır ve kendisine karşı olanları sinsice değiştirip kendine benzetmek(asimilasyon) isterler.
"takiyye denilen ahlaksızlığı yapan ve kendinden olmayan yerleri sinsice ele geçirmek isteyen islam diniyle neden mücadele edilmelidir?" adlı bir karikatür