diyarbakır askeri cezaevi

türkiye'nin auschwitz'i olarak nitelendirilen ancak vahşet ve barbarlık bakımından auschwitz'i fersah fersah geride bırakan yeryüzü cehennemi. 12 eylül darbesi sonrası 1980-1984 yılları arasında, baş zebani esat oktay yıldıran burada kelimenin tam anlamıyla terör estirmiş ve insanlara nazi toplama kamplarında bile yapılmayan en berbat işkenceleri devlet eli ile yapmıştır.

mahkumlara kendi dışkıları yedirilmiş, diyarbakır sıcağında insanlar saatlerce güneşin altında bekletilmiş ve akabinde bu insanlara deterjanlı sular içirilmiş utanç cezaevi.

auschwitz benzetmesi ve kıyaslaması her ne kadar aşırı abartılı olsa da, büyük insanlık dramlarının yaşandığı hapishane. her gün defalarca istiklal marşı dinletilen, ardından akla hayale gelmeyecek işkenceler yapılarak insanların devlet düşmanı haline getirilmesine öncülük eden yeryüzü cehennemi..

tıpkı mamak askeri cezaevi gibi bir çok insanlık suçunun işlendiği,dramların yaşandığı yer...

korkunç insanlık suçlarının işlendiği cezaevi.

14 temmuz adında bir filmin de konusudur.

dünyanın en kötü 10 şöhretli cezaevleri sıralamasına girmiş türkiye'nin en utanç verici lekesi.
hiç ceza almamış bu vahşetin sorumlularının dışarıda hala hayatlarına rahat rahat devam ettikleri düşüncesi, bu zulme maruz kalanların zihinlerinde, kalplerinde, ruhlarında yarattıkları kesikler - hayatlarının o bölümün daima karartılı kalacağı bilinci...
üzerine savrulacak çok küfür varken insanın dilinin tutulması.
insan değilsiniz.

bir döne çok ciddi insan hakkı ihlallerinin yapıldığı ve üzeri ustaca örtülen olaylara şahit olmuş bir cezaevi.

bir de onun arka bahçesi olan 5 nolu cezaevi vardır.

bildiğin öldürülüp bahçeye gömülmüştür mahkum edilenler.

(bkz: pekeke coming soon)

faili meçhul cinayetler.

pkk daha önceden kurulmuştu zaten. ancak silahlı mücadele yöntemini tercih etmesi 1984 yılına denk gelir. yani cezaevinden ana tahliyelerin olduğu yıl. şiddet şiddeti doğurur derler ya işte bu sözün kanıtıdır diyarbakır cezaevi.

orayı o hale sokan en büyük ....... ...... 'nu anmamak olmaz.*
rızgarî kendisine seneler sonra gereken cevabı vermiştir.
son duyduğu sözler "esat, sana laz kemal' in selamı var" olmuştur.

(bkz: esat oktay yıldıran)

(bkz: kardeş kırgını)

bir zamanlar nato subayları ile dolu olan cezaevi.

bazı kişiler tarafından pkk terörünün ortaya çıkış nedeni olarak belirtilse de cumhuriyet kurulmadan önce ve kurulduktan sonra patlak veren isyanların sayısı göz önüne alındığında bu algının yanlış olduğu görülecektir.

eğer ortada hukuka aykırı olaylar yaşanmışsa, bunun sorumlularının bulunup cezalandırılması şarttır. fakat burada yaşanan olayları sebep göstererek terör olaylarını sanki yasal bir hakmış gibi meşru göstermeye çalışmak aptallıktır.

14 temmuz filmine geçenlerde bir göz attım youtube üzerinden. altıdaki yorumlardan dolayı kaç sigara içtim hatırlamıyorum. işkenceleri destekleyen, yıldıran'a atatürk muamelesi yapan bir sürü zat, filmin altında toplanmıştı. birincisi güzel kardeşim, o cezaevinde işkence görenlerin hepsi bölücü hepsi terörist değildi, kaldı ki öyle bile olsa işkencenin meşruiyeti tartışılır orası ayrı mesele. ayrıca türkiye cumhuriyeti, atatürk'ün bize miras bıraktığı şekilde, modern bir hukuk devletidir, basit bir afrika kabilesi değildir. diyarbakır cezaevi, bu ülkenin en büyük utançlarından biridir. oradaki işkenceciler yüzünden pkk büyük güç kazandı. o işkenceciler de pkk destekçisidir benim gözümde.