dizi oyuncularının bölüm başı ücretlerinin 3 milyonu bulması

dizi sektörünün halktan gizlenmeye çalışılan en çarpıcı gerçeklerinden biridir. hiç bir iş görüldüğü kadar zor veya kolay değildir bu hepimizin malumu. lakin insan düşünüyor. trt gibi bir kanalda bizim vergilerimiz ile tarihi dizi oyuncularına bu kadar para vermek ne demektir? bu paraları verenlerin kendisi ne kazanıyor ola ki?

diziler bizim ülkemiz için bir soft-power oldu. bir nevi etki alanımızı arttırıyor bu doğru. bu nedenle " dizi sektörü zararda" gibi manşetler atıldığı halde gerçekten zararına işler yapılıyor olabilir. ancak akıl var mantık var. bu zararı oyunculara hiç mi yansıtmaz bir sektör?

bölüm başı 500 bin ile 3 milyon arası bir skala var. ama tabanı bile oha dedirtiyor. bir de olayın eğlence sektörü boyutu var. yani ne olacak bu futbolculara veya oyunculara akıtılan paralar? sosyal medyada bunu gören bir genç neden üretim sektöründe çalışsın? mesela neden fabrikaya gitsin? herkes mi oyuncu veya futbolcu olmalı?

bu durumun boyutu bence gördüğümüzden de fena.

trt bizden vergi alıyor bildiğiniz üzere. ve bu verginin gittiği yerlere bakın.

kaynak1

kaynak2

kaynak3

hepsi oyuncuya gitmez muhtemelen.

hepsi oyuncuya gitmese ne olur, ulufe dağıtır gibi böyle para mı verilir. ayrıca madem devlet televizyonu, devlet kurumu, dışarıdan hizmet almamalılar. o kadar devlet tiyatrosu oyuncusu var. ufak bir yönetmelik değişikliği ile olur.

konulu mu..

#3761629 @köşe yastığı olmaz öyle. o zaman trt yönetim kurulunu oluşturan kişiler kara kara dert mi yiyecek? o paradan vergi çıktıktan sonra kalan ikiye bölünür. yarısı oyuncuya ve kast ajansına, kalan da büyük türk büyüklerine gider. bizim çalışan da emekli de ağzı açık dizileri seyreder.

sadece bölüm başı değildir, ortası ve sonu da dahildir ücrete. sadece bölüm başında verilse artis kaçar gider. ara ki bulasın sonra.

bu durum bilinen bir konu aslında. yalnız, oyuncuların dizi başına aldıkları ücretten menajerlik şirketi de kendi payına düşeni alır, yani o gördüğünüz yüksek miktarlar direkt oyuncunun cebine giren net paralar değildir. çekilen diziler yurt içinde zarar uğrasa bile, yurt dışına satışı yapıldığında, malum kur farkından dolayı bu durumun üstü biraz kapatılabiliyor. yurt dışı satışının haricinde, artık artan dijital platformlara yapılan satışlar da bu zararı minimuma indirebiliyor. zaten dizi sektörünü ayakta tutan şeylerden biri de reklam gelirleri, sponsorlar ve kanalların yapıma ödediği ücrettir. dizilerin arasında yayınlanan reklamlardan, kanallar saniye başına ücret alır.

oyunculara zarar yansıtma durumu ise şu şekilde işliyor: dizi tutmazsa veya zarar ederse, o oyuncular bir sonraki projede tercih edilmiyor. tam tersine, örneğin no-name isimlerle dolu bir dizi tuttuğunda da, genelde ya belirli bir bölüm sonrası ya da sezon sonu ücret artışı talebi oluyor ve yapımcı da kanal da bu artan maliyeti reklam verenler gibi yan gelir sağladığı şirketlere yansıtıyor. bu kız neden her işte oynuyor sorusunun cevabı bu işte; çarkı döndürme gücü var.

latin amerika'dan orta doğu'ya kadar yüzlerce ülkede tanınan ve sevilen "yüzler" bellidir. mesela yapımcı, dizinin 500.000 dolara satılmasını istiyorsa, o oyuncuyu kadroya almak zorundadır. talep bile bu şekildedir. işte bizim "ıyyyyy" dediğimiz, çok eleştirdiğimiz oyuncular için, yurt dışında üstünü başını parçalayan insanların olması da bu yüzden. dizi ve eğlence sektörü, bu ülkede hangi verginin nereye gittiği konusunda biraz çerezdir.

çünkü dizilerin konuları berbat oyuncu ile izletme peşindeler. adam gibi konu bulsalar her yer tiyatrocu dolu hem faydaları dokunur onlara