drama / müzik
puan ver

öne çıkanlar | diğer yorumlar


yunanistan'ın yaşadığı ekonomik kriz ve mülteci sorunu gibi konuları bir yol hikayesi üzerinden anlatan zaman zaman hüzünlü, geneli itibarıyla ise neşeli bir 2017 yapımı tony gatlif filmi. film, buruk tarafını umut aşılayan rebetiko ezgileriyle kapatmaya çalışmış ki gayet başarılı da olmuş. hikayesi her ne kadar zayıf olsa da anlatılış şekli filmi kotarmaya yetmiş.

8,5/10




bence filmin en etkili sahnesi, pano'nun tavernanın penceresinden dışarı bakarken, hem içip hem usul usul ağladığı sekansta saz ekibinin ti se melei esenane parçasını söylemeye başladığı andır. bu rebetiko şarkısı mübadele döneminde izmir'den atina'ya göç etmek zorunda bırakılan ve orada ikinci sınıf vatandaş muamelesi gören bir bireyin hikayesini anlatmaktadır. pano ise ertesi gün norveç'e çalışmaya gidecektir. şarkıyı dinlerken hem memleket hasreti ile dolup taşacağını hem de belkide ikinci sınıf vatandaş muamelesi göreceğini düşlemektedir. ah pano ah! sen değil, seni göç etmeye zorlayan hükümetler utansın!

devamını gör...
tony gatlif'in yönetmenliğini yaptığı, 2017 yapımı fransız, yunan ve türk ortak yapımıdır.
başroller daphne patakia ve maryne cayon'dur. film, djam adlı genç kızımızın yola çıkmasını gerektirecek bir sebep ile başlar. aslında işin başı da sonu geçim sıkıntısıdır. daha çok yaşam sıkıntısı. djam, üvey babasının talimatları ile istanbul'a gelir ve orada dilediği gibi takılır. djam'ı oynarken görmek, melike şahin'in bu film için yaptığı şarkısını aklıma getirir:

aman arap kızı
aşkımın yıldızı
yanakların pek kırmızı
sensin canımın yıldızı.

içindeki coşkulu hâli bir an bile yiritmez. üzgünken de, sinirliyken de, mutluyken de hep uçlarda yaşar duygularını. onu yolda görseniz elini uzatıp size yardım edeceğine dair bir his dolar içinize. zira öyle de yapar. karşısına yardıma muhtaç kim çıkarsa yanına alır, onu anlamaya çalışır. yoluna çıkan avril ve pano bunun örneklerindendir.

avril, suriyeli mültecilere yardım etmek için gelmiş ancak erkek arkadaşı tarafından dolandırılmış birisidir. djam ile yoka koyulur, başlarına onlarca şey gelir ama djam'ın duygularından hiçbir zaman soyutlanmadığına şahit olur. pano'nun kendisi içim mezar kazmasını izledikten sonra djam'ın elini tutmasından anlarız bunu. elbette daha sonra yolları yine kesişir, ardından herkes kendi çizdiği yoldan ilerler.

djam, avril ile üvey babasının evine döner. her şeyin daha iyi olacağını düşünürler ama evlerine haciz gelir ve buna rağmen üvey babası tüm bunlar karşısında, "sadece izleyeceğiz, boynumuzu eğmeyeceğiz." der. daha sonra gerçekten de kimseye boyun eğmeden gemilerine binerler ve şarkılar eşliğinde yola koyulurlar.
devamını gör...
ya bu kız neler yapıyor nereye gidiyor ay noluyor? gibi sorular sordurtacak bir filmdir. ama o kadar tatlıdır ki özellikle müzikleri. ayrıca kültürümüz de benzer yunan kültürüyle. asla sıkıcı bir film değil aksine fazlaca merak uyandırıyor.
diğer tarafından bakacak olursam hep bir geçim kaygısı hep bir para denkleştirme mevzusu. yunanistan'daki enflasyon ve ekonomik krizi bolca izliyoruz. bir de göçmen sıkıntısı problemi filmin son sahnesinde gözümüze sokuluyor bir anda. bir çok acı var ama djam bir şarkı söylerse belki bir gecenizde o acıyı unutursunuz.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim