1.
güzel hayat.
devamını gör...
2.
roma'dan esinlenirsek, sabahları güneş ışığı şehri sarhoş ederken, sanki hayat burada her zaman biraz daha yavaş akıyor, değil mi? vespa'lar, kahve siparişi bekleyen insanlar, rengarenk dondurma tezgahları... evet, tam olarak o "la dolce vita" dedikleri şey. gerçi bunların çoğu büyük adada da yaşanıyor, orası ayrı mesele. tamam bu kadar hayal kurmak yeter! biraz da acımasızlıkları yazalım. şehirdeki o altın sarısı ışıkların arkasında dağ gibi bir yoğunluk var. yavaş akan hayatı, kalabalığın oluşturduğu boğuşmaca. şehirde kaybolmak belki güzel bir anı olabilir ama ardında hep bir karmaşa ve koşuşturma var.
la dolce vita denildiğinde aklımıza hep o gönül okşayan anlar gelir. ama gerçekte roma'da her şey öyle göründüğü kadar parlamıyor. tüm o tarihi güzelliklerin içinde, hayatını bir şekilde idame ettirmeye çalışan bir sürü insan var. her gün yeni bir mücadele, bir birikim, bitmek bilmeyen iş temposu... "hayatın tadını çıkar" derken, altındaki gerçekleri gözden kaçırmamak lazım. öte yandan metropoliten bir şehirde insanın gönül okşamaya da çalışması ayrı bir gariplik içeriyor. *
la dolce vita denildiğinde aklımıza hep o gönül okşayan anlar gelir. ama gerçekte roma'da her şey öyle göründüğü kadar parlamıyor. tüm o tarihi güzelliklerin içinde, hayatını bir şekilde idame ettirmeye çalışan bir sürü insan var. her gün yeni bir mücadele, bir birikim, bitmek bilmeyen iş temposu... "hayatın tadını çıkar" derken, altındaki gerçekleri gözden kaçırmamak lazım. öte yandan metropoliten bir şehirde insanın gönül okşamaya da çalışması ayrı bir gariplik içeriyor. *
devamını gör...