dolmuş

halk arasında minibüs anlamına gelen kelime. neden dolmuş dendiğini araştırdım ve vikipedi'den şöyle bir şey buldum.

aynı zamanda dolma eylemini tamamlayan şey için de kullanılır.

hepimizin hayatında büyük yer bulan araçtır. bizi gitmek istediğimiz yere götürür. arabası olmayanlar için idealdir. öğrencilerin vazgeçilmez taşıtıdır.
daha lüksü ve genişi halk otobüsüdür. favori eylemi 'arkadan bir kişi uzatır mısın ? 'dır.
önde oturan kişi para akımını kontrol eder.
nakit geçişini sağlar.
kimilerin iyi, kimilerin kötü anısı vardır. böbrek taşını düşüren bile vardır. şoförün yanındaki 'kaptan yardımcısı ' bölümüne oturulur ve şoför abiyle kafa muhabbet yapılır.

etimolojik olarak binmeden önce dolu olduğunun kabullenildiği toplumsal öğrenilmiş çaresizlik örneği.

şuradan bir kişi uzatır mısınız diyerek sırtını delen arka koltuk insanın bulunduğu yerdir...

şoförlerinin arkasında gözü olduğunu yada altıncı hislerinin kuvvetli olduğunu düşündüğüm toplu taşıma aracı.
doldurdukça dolduruyor şoför bey.

erkeklerin yaptıkları sapıklıklarla kadınları soğuttuğu toplu taşıma aracı. bunun bir adım sonrasında bütün kadınlar kocalarının ve babalarının başının etini yer araba almak için ve sonuç olarak yollar kadın sürücülerle dolar.

dolmuştur ama dolmaz. yolcular için her zaman bir yer vardır.

ilk olarak (1940 larda) istanbul’da kullanılmaya başlanan ulaşım aracı. istanbul'da bizim minibüs diye adlandırdığımız araçlara ankaralıların verdiği isimdir ayrıca.

tanımadığınız insanlarla gereksiz yakınlaşma yeridir. ayakta olanlar için el ayak koordinasyonu sağlama pratik düşünme yeteneği kas geliştirme gibi yararları mevcuttur.

istanbul'da halk arasında minibüs için kullanılan sözcük bu değildir. dolmuş başkadır. ayakta yolcu almaz. dolmadan kolay kolay kalkmaz. nispeten daha konforlu bir yolculuk sunar. dolmuş için kullanılan vasıtalar daha kalitelidir.

çok dertli araçlardır.

üzmemek gerekir.

hiçbir zaman dolmayan ulaşım aracı.*

arka tarafında her zaman boş yer olan araç.

adı üzerinde bir toplu taşıma aracıdır ve her zaman tıklım tıklım doludur.
günlerden bir gün, stajdan çıkmış minik yarasa dolmuşa binmişti. dolmuş yine tıklım tıklım gidiyordu, ayakta sallana sallana süren bir yolculuktu.

derkeeen ani bir fren oldu ve minik yarasa önündeki beyefndiye tosladı. aslında dolmuşta bir çok insan birbirine tosladı o an.

adamın tabiri caizse kucağına düştüm, kendisi hem beni hemde kendini frenlemek zorunda kaldı ve ikimizin de dengesini sağladı sağolsun. herkes birbrine pardon dryip toparlandı, ben ise adamın beyaz tişörtüyle bakışıp altıma sıçtım.

çünkü kahverengi rujum adamın tam iki memesinin arasına çıkmıştı. shskfjskmf

neyse allahtan boyumuz çok uzun değil de yakasına bırakmadık ruj izini. bin defa özür diledim falan adamda güldü yani napsın. inş sevgilisi falan yoktur ya yaşı da benden hayli büyüktü. açıkla sabaha kadar yani ruj izi sonuçta inanır mı kadın bilemiyorum.

şoförün dolduğuna ikna olması için sağ aynadan bakıp orta kapıdan dışarı çıkan g.t görmesi şart olan araç, abi yer yok diyorsun vardır diyor ve bakıyorsun ki gerçekten var.

ankara'da sıradan bir yürüyen pavyon.

gitmeyen araç.

binince beni hasta ettiğinden kullanmıyorum. yürüyerek veya otobüs ile gidiyorum.

şoförü ana caddeden daha sokağın ortasından gelen insanı bekliyor. binip binmeyecegide belli değil. o kadar yavaş gidiyorlar ki 5 dk. yol yarım saat sürüyor.

minibüsten küçük, taksiye benzeyen, istanbul'da pek yaygın olmayan ulaşım aracı. ismini dolduğunda kalkmasından alır.

istanbul'da en çok kadıköy - bostancı ve kadıköy - üsküdar hatlarında çalışır.