dünyadaki en güzel şeyin iyilik olması

mümtaz, batal boy bir dükkan sahibi esnaftır.
ve dükanı yokuş aşağı bir yolun hemen kenarındadır.
12, 13 yaşlardın bir çocuğun, üstünde hırdavat bulunan 3 tekerlekli bir seyyar arabayı kan ter içinde yokuş yukarı çıkartmaya çalıştığını görür.
mümtaz, koşar adımlarla çocuğun yardımına yetişir. yokuştan yukarıya arabayı çıkartınca doğrulup soluklanır ve anlındaki teri silerek "evlâdım el kadar çocuksun, baban neden götür müyor? en azından yokuştan çıkarsın" der.
çocuk: babam "sen yokuşa kadar götür varınca orda enayi birileri yardımına gelir." dedi.

ıyilik hasas bir dengedir. vicdani bir haz veriyor diye bilinçsizce yapıldığında iyilik olmaktan çıkar.

dünyayı güzellik kurtaracak
bir insanı sevmekle başlayacak her şey

yapanın sessiz sedasız yapması koşuluyla. davulla zurnayla ilan edilen iyiliğin kimseye hayrı dokunmaz.

kötülüğe borçlu olduğumuz öneri!

özellikle de sesini soluğunu duyuramayan hayvanlara yapılan iyilik ise altına imzamı atarım. insanoğlu gibi nankör de değiller hemen karşılığını verirler bazen bir pati uzatmayla bazen başını yaslamayla bazen de gırlamayla bunun verdiği mutluluk, tatmin hissi, huzur başka bir şeydir.

dünyadaki en güzel şey sekstir.

özverili bir şekilde beklentisiz olarak yapılıyorsa,
fedakârlık adı altında yapılıp insanlar minnet yükü altında bırakılmıyorsa,
riya, gösteriş, kibir, ucb gibi kalbî hastalıklardan uzak saf niyetle ve hayırlara vesile olması için yapılıyorsa,
evet, dünyadaki en güzel şey iyiliktir.

(bkz: iyilik iyidir)

yapılan bir araştırmaya göre, en fazla endorfin hormonu iyilik yapılırken salgılanıyormuş.

haz veren, keyif veren her şeyden daha fazla imiş. yani aslında iyilik yapmak, kendimize iylik yapmak.

iyilik yap, iyilik bul.

ama onunda dünyada az olması

yapın ve denize atın. yarın bir gün koz olarak kullanmayın.

paradır.