dünyadaki her şeyin kandırmaca ve iknadan ibaret olması

fark ettiğimden beri dünya üzerindeki neredeyse her şeye şüpheyle bakmama sebep olan bir durumdur. etrafınızda olan biten neredeyse her şeyi şöyle bir incelediğinizde, sürekli olarak bir şeylerin bizi ikna etmek için ya da kandırmak için var olduğunu, buna göre tasarlanmış olduğunu görürsünüz. kullandığınız ürünler, aldığınız hizmetler, reklamlar, insanların davranışları vs. sürekli bir biçimde aklımızı farklı illüzyonlarla oyalayıp ele geçirmeye çalışıyor. bundan ötürü -özellikle de işin içinde ticaret ve para varsa- her şeye karşı kendimi savunma pozisyonunda buluyorum. sürekli olarak bir "kandırılma" korkusu var içimde. neden gerçekten bir şeyleri olduğu gibi sunamıyoruz ve olduğu gibi kabul edemiyoruz ? neden sürekli kandırılmak ve dolandırılmak zorundayız ?

bunların en büyük örnekleri reklamlar. bizlere gösterilen bir ürün var, iyi hoş güzel diyorsun. fakat sonrasında bu reklamdaki ürünün gerçekte öyle olmadığını görüyorsun, kandırılmış oluyorsun. ikinci el bir araba ya da telefon alım-satım işi olacak diyelim. bir bakıyoruz ki hiçbir şey bize söylendiği gibi değil. neden sürekli bir katakulliyle, çakallıkla karşı karşıya kalıyoruz ? insan olmak bunu mu gerektiriyor ?

sağlam başlık. bana bunlarla gelin. ben buna biraz kafa yorayım. bu arada başlık ve mahlas uyumu da muazzam.

birilerinin menfaatinin söz konusu olduğu her şey; din, siyaset, ticaret...