ebu cehil'e verilen imkan neden bize verilmedi sorusu

beni sorgulamaya iten sorulardan biridir.
kuran-ı kerim'de anlatıldığına göre: peygamber muhammed, ebu cehil ve diğer müşriklerin karşısında ay'ı ortadan ikiye bölmüş. fakat adamlar buna rağmen inanmamış. ebu cehil kadar kötü birinin karşısında, sırf o inansın diye, büyük bir mucize gösterilmiş. fakat, ebu cehil kadar kötü olmayan bir gayrimüslime, inanması için bu şans verilmiyor. neden ebu cehil kadar önemsenmiyoruz? kıskandım a**.

düzenleme: mesele yalnızca ayın ortadan bölünmesi olayı değil. bazı arkadaşlar sadece orayı anlamak istiyor galiba. ebu cehil ve onun gibi insanlara sağlanan imkan neden bize sağlanmadı sorusu. ebu cehil ve diğer mekkelilere inanması için yapılan şeyleri anlatmamı isteyen varsa özelden yazabilir.

altındaki ilk girdide açık açık yalan yanlış iddialarda bulunulan başlık.
kur'an'da, ay yarılması ile ilgili, sadece "kıyamet yaklaştı ve ay yarıldı." (kamer-1) ifadesi geçer, o kadar.

edit: tefsir, kur'an değildir.

sırf sormuş olmak için sorulmuş bir soru olduğunu düşünüyorum.

zira bahsettiğin imkanın sadece ebu cehile verildiğine seni inandıran şey nedir? ona böyle bir şans verildiyse neden kur'an da ebu cehilin asla iman etmeyeceği ve bir kâfir olarak can vereceğiyle ilgili bir ayet var?

tanrı katında onun iman etmeyeceği zaten biliniyordu, yani alıp göğe çıkarsalar yine iman etmeyecekti.

kur'an ı dikkatli bir şekilde okudun mu bilmiyorum ama dikkatli okusaydın bilirdin çünkü bu mucizeler esasında herkes iman etsin diye değil iman edenlerle imansızlar iyice ortaya çıksın diye gösterildi diyor kur'an ı kerim. iman edip etmemenin de tamamen allah'ın izniyle olacağı da yazıyor.

yani bana böyle bir şans verilmedi diyorsan, belki ebu cehile benzer bir ruh haliyle yaşadığın içindir. gördüğümüz üzere ayın ikiye yarıldığını görmeden de iman eden milyarlarca insan var. bunun yukarıda bahsettiğim gibi tamamen nasip işi olduğuna inanıyorum.

tabii bu sadece benim kendi yorumum, en doğrusunu hüküm ve hikmet sahibi yüce allah bilir.

yanlış bir kabule dayanan soru. neredeyse tüm semavi dinlerde iman etme işi mucize göstermeye kadar sarktıysa o kavmin işi yaş demektir. örneğin hz. salih, kavminin helakından 4 gün öncedir taşın içinden deve çıkarması. örneğin hz. musa, firavun nehrin ikiye ayrılmasını boğulmadan birkaç dakika önce görmüştür. örneğin hz. lut, evini saranların üstüne bir avuç kum atarak görmelerini engellemiştir; kısa süre sonra yaşananlar malum. en basit örnek, kıyamet alametleri de bir yerde mucizedir ve küçükten büyüğe olacak şekilde gerçekleşeceklerdir. güneşin batıdan doğup doğudan batacağı 1400 sene önce söylenmiştir, bir mucizedir ancak bunu görecekler için hiçbir faydası olmayacaktır.

yani iyi bir şey değildir mucize görüyor olmak, hele mucize talep etmek daha fenadır. dinde en büyük günah şirktir arkadaşlar, allah'a ortak koşmak. mucize talep ederek başka bir ilahı ortak koşmazsınız ancak bir şart koşarsınız, semavi dinlerde bu haddi aşmaktır. insan ilişkilerinde de benzer bir durum var zaten, mal mülk elde eden bir insana fakirlikteki ahbapları zengin olduktan sonra edindikleri ahbaplarından daha yakın gelir; aradaki fark samimiyettir.

kısacası bu inanma konusunda ebu cehil'i ya da ebu leheb'i değil hz. ali'yi ya da hz. ebubekir'i örnek alın derim ben.

direkt peygamber tarafından ikna edilmeye çalışılmış demek istiyor başlık sahibi.

biz ise bir sürü çelişki kaynak içerisinde doğru olanı bulmak zorundayız.

yanlış zamanda yaşadığınız için. başlık sahibi arkadaş, kur'an'da kendisinin islam inkarı ile ilgili geçen ayete binaen, iman edip kur'an'ı yalancı çıkarıp koskoca bir devrim yapabilecekken neden yapmadığını sorguluyor. peki ebu cehil, neden yapmamıştı? işte konu, burada tıkanıyor. demek ki?...