edebiyat aracılığıyla tüketilen biyografiler mezarlığı
başlık "insan olun biraz" tarafından 08.12.2021 14:46 tarihinde açılmıştır.
1.
belirli bir yeri olmayan ama dünyanın her tarafındaki kitapçılarda ve kütüphanelerde kolaylıkla bulunabilecek, insanda edebiyattan soğuma hissi uyandırma olasılığı yüksek olan ancak zamanla bu hissin yerini bu mezarlıktaki biyografilerin katillerine duyulan nefrete bırakan kurgusal mekanlardır.
elias canetti’nin benimle aynı fikirde olduğuna çok sevindiğim cümlesi “ açıklanmış hayatlar hayat değildir”i okuduktan sonra biyografi yazarlarına olan öfkemi, hadi öfke demeyelim de kırgınlığımı içimden atmak için bu tanımı yazmaya karar verdim.
eminim dünyanın bu en heyecan verici, en eğlenceli yazısını okumak için sabırsızlanıyorsunuz. o zaman anlatayım derdimi.
çok sevdiğiniz bir yazarla tanışmak ister misiniz gerçekten? ben istemem. daha önce çok sevdiğim demesem de okumaktan keyif aldığım yazarlardan biri olan murat menteş’le ilgili bir anımı yazmıştım ve bu görüşmeden sonra murat menteş okumayı bıraktığımı da belirtmiştim.
ben bir yazarı sadece yazdıklarıyla kabul etmek ve öyle tanımak isteyen okurlardan biriyim. biyografi yazarları ise bize o yazarlarla ilgili onlarca, yüzlerce, binlerce bilgi vererek yazarla aramızı açmaya çalışmaktadır. ben biyografilerin yazarın hayatına değinse de genellikle özel hayatından çok edebi yönüne odaklanması gerektiğini düşünüyorum.
kafka’nın çizimleri arasındaki pornografik illüstrasyonlar beni kafka’dan soğutmaz elbette ama bunları bulunca mal bulmuş mağribi gibi üzerine atlamak sonra da yayımlayıp “ kafka’yı seviyorsunuz ama bak neler çizmiş!” demek aptallıktan başka bir şey değildir.
bu ayıp birçok başka yazara da yapılmıştır ve edebiyat aracılığıyla tüketilen, sömürülen ve toprak altına gönderilen biyografiler hangi dilde dua edeceğimizi bilmediğimiz mezar taşları ile dolu çok tanrılı bir dinin hüküm sürdüğü bir mezarlığa gönderilirmiştir.
bu konuda bir şeyler yapılması elzemdir. birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz bu zamanlarda edebiyat dünyası hain biyografi yazarlarının saldırısı altındayken ideolojik fikir ayrılıklarını bir kenara bırakıp sevdiğimiz yazarları koruma zamanıdır.
sizi bilmem ama ben bu yola kefenimi giyip de çıktım. eğer sonum edebiyat aracılığıyla tüketilen biyografiler mezarlığı olacaksa ben bundan ancak onur duyarım.
elias canetti’nin benimle aynı fikirde olduğuna çok sevindiğim cümlesi “ açıklanmış hayatlar hayat değildir”i okuduktan sonra biyografi yazarlarına olan öfkemi, hadi öfke demeyelim de kırgınlığımı içimden atmak için bu tanımı yazmaya karar verdim.
eminim dünyanın bu en heyecan verici, en eğlenceli yazısını okumak için sabırsızlanıyorsunuz. o zaman anlatayım derdimi.
çok sevdiğiniz bir yazarla tanışmak ister misiniz gerçekten? ben istemem. daha önce çok sevdiğim demesem de okumaktan keyif aldığım yazarlardan biri olan murat menteş’le ilgili bir anımı yazmıştım ve bu görüşmeden sonra murat menteş okumayı bıraktığımı da belirtmiştim.
ben bir yazarı sadece yazdıklarıyla kabul etmek ve öyle tanımak isteyen okurlardan biriyim. biyografi yazarları ise bize o yazarlarla ilgili onlarca, yüzlerce, binlerce bilgi vererek yazarla aramızı açmaya çalışmaktadır. ben biyografilerin yazarın hayatına değinse de genellikle özel hayatından çok edebi yönüne odaklanması gerektiğini düşünüyorum.
kafka’nın çizimleri arasındaki pornografik illüstrasyonlar beni kafka’dan soğutmaz elbette ama bunları bulunca mal bulmuş mağribi gibi üzerine atlamak sonra da yayımlayıp “ kafka’yı seviyorsunuz ama bak neler çizmiş!” demek aptallıktan başka bir şey değildir.
bu ayıp birçok başka yazara da yapılmıştır ve edebiyat aracılığıyla tüketilen, sömürülen ve toprak altına gönderilen biyografiler hangi dilde dua edeceğimizi bilmediğimiz mezar taşları ile dolu çok tanrılı bir dinin hüküm sürdüğü bir mezarlığa gönderilirmiştir.
bu konuda bir şeyler yapılması elzemdir. birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz bu zamanlarda edebiyat dünyası hain biyografi yazarlarının saldırısı altındayken ideolojik fikir ayrılıklarını bir kenara bırakıp sevdiğimiz yazarları koruma zamanıdır.
sizi bilmem ama ben bu yola kefenimi giyip de çıktım. eğer sonum edebiyat aracılığıyla tüketilen biyografiler mezarlığı olacaksa ben bundan ancak onur duyarım.
devamını gör...